Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Devletimizin Kuruluşunu Sağlayan Savaş
Mayıs ayının Türk tarihinde büyük bir yeri vardır: Türkiye’nin kurulmasını sağlayan tarihî ve destanî hareketler bu ayda yapılmış, bu destanların can alıcı noktası olan Dendânekan Meydan Savaşı 23 Mayısta olmuştur.Okul kitaplarında devletimizin ne zaman kurulduğuna dair bir işaret yoktur.Bazıları Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı 26 Ağustos 1071
Sonya ona hızlı bir göz attı. Mutsuz bir insana karşı duyduğu o heyecanlı ilk acıma duygusundan sonra, yeniden korkunç cinayet düşüncesiyle sarsıldı. Raskolnikov’un konuşma tonundaki değişme, ona bir anda cinayeti ve katili hatırlatmıştı. Şaşkınlıkla bakıyordu ona. Bu iş niçin olmuştu, nasıl olmuştu, daha hiçbir şey bilmiyordu. Bu sorular şu anda
Sayfa 514 - 526Kitabı okudu
Reklam
Gerek "Harf' ve gerekse "Lisan" inkılâblarının gâyesi İslâm Kültürü'nden kopmaktı... Bunu, kemalist inkılâbların iki numaralı âmili İnönü, Ulus Gazetesi 'nde yayınlanan hâtırâtında açıkça ifâde ederek: "Harf inkılâbı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. Okuma yazma kolaylığı Enver Paşa’yı tahrik eden
Sayfa 62
Buna rağmen istedikleri şey itaatkâr bir sürüdür. İnananları koyun olarak değerlendirmek ve boyun eğdikleri için onları övmek âdettendir. Kiliseler kitlenin hızlı büyümeye yönelik temel eğiliminden bütünüyle feragat ederler. İnananlar arasında, makul sınırlar içinde belirli bir yoğunlukta, kesin bir yönü olan, geçici bir eşitlik kurmacasıyla tatmin olurlar; ama bunu asla sert bir biçimde dayatmazlar. Hedeflerini çok uzaklara, yaşadığı sürece hiçbir insanın ulaşamayacağı, pek çok çabayla ve boyun eğmeyle kazanmak zorunda olduğu öteki dünyaya yerleştirirler. Yön giderek en önemli şey haline gelir; hedef ne kadar uzak olursa, hedefin kalıcılığına duyulan ümit o kadar fazla olur.
Ey inananlar okuyun!
Buna rağmen istedikleri şey itaatkar bir sürüdür. İnananları koyun olarak değerlendirmek ve boyun eğdikleri için onları övmek âdettendir. Kiliseler kitlenin hızlı büyümeye yönelik temel eğiliminden bütünüyle feragat ederler. İnananlar arasında, makul sınırlar içinde belirli bir yoğunlukta, kesin bir yönü olan, geçici bir eşitlik kurmacasıyla tatmin olurlar; ama bunu asla sert bir biçimde dayatmazlar. Hedeflerini çok uzaklara, yaşadığı sürece hiçbir insanın ulaşamayacağı, pek çok çabayla ve boyun eğmey le kazanmak zorunda olduğu öteki dünyaya yerleştirirler. Yön giderek en önemli şey haline gelir; hedef ne kadar uzak olursa, hedefin kalıcılığına duyulan ümit o kadar fazla olur. Görünüşte vazgeçilmez olan büyüme ilkesi oldukça farklı bir şeyle, tekrarla yer değiştirmiştir. İnananlar belirlenmiş yer ve zamanlarda bir araya gelirler ve her zaman aynı olan etkinlikler aracılığıyla, tehlike yaratmadan üzerlerinde iz bırakan ve giderek alıştıkları, ılımlı bir kitle duygu su içine sokulurlar. Bir'lik' duyguları onlara dozlar halinde verilir, kilisenin devamlılığı da bu dozun doğruluğuna bağlıdır. İnsanlar, kilise ve mabetlerindeki bu aynen tekrarlanan, sınırlı deneyime nerede alışırlarsa alışsınlar, artık onsuz edememişlerdir.
Sayfa 24
Şimdi, benim görüşüm şöyle: Yılmadan devam etmek, devam etmek, gerekli olan bu. Bu kez de soracaksın: Kesin hedefin ne? Hedefim gittikçe kesinleşecek, ağır ağır ama emin bir biçimde ortaya çıkacak -tıpkı kaba es­kizin azar azar, üstünde ciddiyetle çalışarak, başlangıçta belli belirsiz olan fikrin üstünde uzun uzadıya düşünülerek, uçan, kaçacak gibi olan esini ya­kalayarak, resme dönüştürülmesi gibi, sonsuzluğa dek aynı kalacak hale ge­tirilmesi gibi...
Reklam
Enver Paşa'nın faaliyetleri 1920 yılı yaz aylarında Moskova, İttihatçı liderlerin toplantısına ev sahipliği yapıyordu. 15 Ağustos'ta Moskova'ya gelen Enver Paşa, bir taraftan Almanya ile Sovyet Rusya arasındaki diyaloğa aracılık etmeye çalışmakta, bir taraftan da “Doğudaki Müslüman ulusları teşkilatlandırarak İngiliz emperyalizmine
Enver Paşa'nın faaliyetleri 1920 yılı yaz aylarında Moskova, İttihatçı liderlerin toplantısına ev sahipliği yapıyordu. 15 Ağustos'ta Moskova'ya gelen Enver Paşa, bir taraftan Almanya ile Sovyet Rusya arasındaki diyaloğa aracılık etmeye çalışmakta, bir taraftan da “Doğudaki Müslüman ulusları teşkilatlandırarak İngiliz emperyalizmine
İnsanın iki dünyası için en mühim hedefleri (a'zâm-ı makasıd) nedir? Nice akıllı insanlar bu sorunun peşinde ömür tüketmişler, hayat merdiveninin son basamağına geldiklerinde ise merdiveni yanlış duvara dayadıklarını görmüşlerdir. İlk nazil olan surelerden olan Fatiha himmetimizi teksif edeceğimiz hedefin ne olduğunu bize açık ve kesin bir dille anlatır. İnsanın en mühim hedefi ne olmalıdır? Azam-ı makasıd odur. "Ya Rabbi! Bizi iki cihanda da en doğru yola hidayet et." Elmalılı diyor ki: "İbadullahın en büyük hedefi Allah Teâlâ'ya hamdü senâ hakikatinde toplanmıştır."
Sayfa 135
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.