Son zamanlarda 'tarihçi' adı altında ortaya çıkıp Atatürk'e, onun aile fertlerine, Türkiye'nin kurucu kadrosuna ve daha pek çok manevi değerimize olmadık iftira ve hakaretler savuran bir grup şarlatanın, çeşitli basın ve medya kanallarında bir tarım böceği gibi, bir kımıl gibi her geçen gün çoğalması karşısında, İlber Ortaylı gibi değerli bir
Hakan Günday diyince akla yeraltı edebiyatı gelir. Ama kendisine sorulunca bu soruyu kendisi ben yeraltı yazarı değilim der. Alkol, cinsellik, küfür, sıradaşılık, sadistlik bu akımın aslında en belirgin özelliklerinden ve Hakan Günday ında kitabında fazlasıyla bu saydıklarımın mevcut. Yani Hakan Günday ın kabul edip etmemesi pek önemli değil. Kendisi
Mark Manson, Amerikalı bir yazar. Daha doğrusu bir blog yazarı. Yazarı böyle nitelemeyi daha uygun buluyorum... Amerika'da 2 milyondan fazla takipçisi varmış ve kişisel gelişim alanında yazdıklarını bir kitapta birleştirerek paylaşmak istemiş.
Öncelikle kitap, hiçbir şeyi kafaya takmamayı öğütlemiyor. Kitabın isminden yola çıkarak böyle bir
DÜŞÜNCELERİM PESSOA, RUHUM HAYYAM
Sen nasıl güzel 1kitaptin "Huzursuzluğun Kitabı" huzursuzluğunda duygudan duyguya geçmiş olabilirim neden bukadar geç kalmışım okumaya diye de kızdığım 1kitap oldun bana...
Artık Pessoa külliyatı şart oldu her1düşüncende kaybolup, kendini bulamadığın kendin olamadığın o boşluğunda kendimi bulmuş
Bir feminist olarak, bu çalışmanın kuşkusuz çığır açıcı olduğunu kabul ediyorum ve Shelley'nin önerdiği ve tartıştığı şeylerin çoğuna katılıyorum. Ancak, yazıdan dolayı kesinlikle okumaktan nefret ettim. Çok yoğun ve içinden geçmek çok zor. Bitirdiğim için mutluyum.
Ben kelimelerle değil şeylerle ilgileneceğim!" Mary Wollstonecraft,
Kitabın en başında, okuyuculara ortalığı karıştırmak için burada olmadığını işaret ederek, doğrudan kadın ve haklarının rasyonel bir savunmasına dalıyor. Nüfusunun yarısının eğitimden ve akıldan yoksun bırakılmasının ve bunun yerine aşırı büyümüş çocuklar gibi davranılmasının, en güzel türden köleliğe kilitlenmesinin insanlığın umutsuzluğu olduğunu söylüyor "Bebeklikten itibaren güzelliğin kadının asası olduğu öğretildi, zihin kendini şekillendiriyor. vücuda ve yaldızlı kafesinin etrafında dolaşan, yalnızca hapishanesini süslemeye çalışır."
"Belki de sınırları aşmak, sadece mekânları ve kişileri değil, kimlikleri ve hatta geçmişi bile değiştirebilir."
Kitabı bitirip, arka kapağındakini bu yazıyı okuduğunuzda, 372 sayfalık bu sarsıcı maceranın sonunda iç içe geçmiş kurgu-yalan-gerçek-hayal-rüya keşmekeşi üzerinden yaşadığınız kafa karışıklığınız, algı karmaşasıyla dumur
Bazı kavramlar vardır, örümcek beyinli insanların ağlarına takılan ve o örümcek beyinlilerin ağlarıyla etrafını iyice sarıp yemleri olarak kullandığı. Bu kavramlar, bu insanların kaleleridir ve hayatları bunlara bağlıdır; bu kaleler ne kadar sağlamsa ve konforluysa, hayatları da o derece güzel ve güvenli geçer... İşte bu kaleler kişiye, zamana ve