Kitapta en beğendiğim nokta mekanın Ankara olması. 7 göbeği deniz kenarı insanı olan bir insanım. Ankara'dan başka memlekette yaşayamam. Hele ki bana Ankara aşkını aşılayan bir şarkının sözlerine kitap sayfasında rastlamam gözlerimi doldurdu. Ama hepsi bu kadar . Kitapta hoşlanmadığım nokta ise sürekli bir kocan kadar konuşa atıflarda bulunmalar böyle bir efendim nasıl söylesem başarıyla gururlanmalar falan. Ayrıca sözde kendi kendisiyle dalga geçmiş kitapta.Çok sırıtmış yani. Keşke hiç bu işlere girişmeseydi, benim adıma daha başarılı bir kitap olacaktı.
Adaletsizliğin hüküm sürdüğü toplumlarda bireylerin patlama ve adeta birer hırsa ve hınca dönüşerek çoğalan sınıf atlama çabaları görülür. Tıpkı Martin Eden karakterinde olduğu gibi, sahip olma dürtüsünün insanı gerçek bir insan yapan formüllerin en önemlilerini görme konusunda çok uzun zamanı gereksindikleri bir korkunç rekabet duygusunu kışkırttığı gerçeği vardır. Tabi gerçekten Martin Eden kadar şanslıysanız! Jack London'un Martin Eden romanı bence kişinin yaşamında muhtelif zamanlarda okuması gereken romanlardan biridir çünkü bugün içinde yaşadığımız koşullarla sağlam bir biçimde benzerlik göstermeye devam ediyor. Bugün'ün edebiyat ilişkilerinde, toplumsal bağlarında ve bugün ün çelişkilerinde kendisini hala göstermeye devam eden çok ince ayrıntıları Martin Eden romanında görebiliyorsunuz. Hele ki bizim gibi toplumlarda ödüllerin, seremonilerin, isimlerin ve olguların korkunç biçimde ilişkiler ağıyla şekillendiği ortamlarında kenarda kıyıda şekillenmeye çalışan nice Martin Eden'ler vardır. Martin Eden yazmayı başarmış bir kahramandır ve kendi zaaflarının farkına varabilmiştir. Keşke gerçek hayat, bu tür roman kahramanlarının gerçeği alaşağı edişi kadar gerçek ve farkına varabilmiş ve karakter olmayı gerçek hayatın içinde başarabilmiş bireylere daha da çok olanak verebilse.
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma
Ne olacağına dair aklımdaki tüm senaryoları mahveden yazar bu konuda beni büyük hayal kırıklığına uğratırken, bana aklımdakilerden bambaşka bir tat sunarak kitabın sayfaları arasındaki yolculuğumu unutulmaz kıldı. Serinin üçüncü ve son kitabına yakışan, beklenmedik, zevkle okuduğum, keşke devamı olsa dediğim bir seriydi. Tavsiye ederim.
Bu Kitabı Okumaya Bitirdikten Sonra Şuanda Çok Rahat Bir Hayatta Yaşadığımızı ve Bizim Atalarımızın yada Savaş Zamanında Geçmiş Zamanlarda Yaşayan İnsanların Ne Kadar Çok Açılar Çektiğini Anlamış Oldum ve Şuandaki Çoğu Genç'in Geçmiş de Olan Olaylardan açılardan Haberleri Olmadan ve bu olaylara karşı ilgisiz ve umarsız bir hayat sürdükleri açık. Keşke Daha Duyarlı Geçmişimizi Bilen ve Araştıran İnsanlar Olsak. Bu Kitap Benim Atalarımı Anlatmasa da Kendi Atalarımın Yaşadığı Olayları Merak Etmeme Sebep Oldu ve Hayata Bakış Açımı Değiştirdi.
Bir şekilde önyargım var Türk yazarlara. Kimse kusura bakmasın ama Türk bir yazarın ağzından Boston, Mark, Nicola vs... gibi isimler duymak garip geliyor. Yakıştıramıyorum belki de. Judith yerine Ayşe falan kullandıklarında daha içten geliyor. Bu kitabı okurken de aynı önyargı ile başladım. Beni utandırdı. İnstagram'da falan da çok paylaşılmaya
okunmalı bence. büyük resim? 80-90 sayfa diye bakmayın. toplumun tamamını bir örnekle açıklamış bence. hikayenin konusunu bırakın kenara. zengin var herşeyi istiyor. fırsatını bulan balta sapı kendini çok önemli gösterebiliyor. ve ruh hastası kişi. kabiliyetli olabilir. ama yeteneklerini malların saklanmasında kullanıyor. ama bulunduğu şartlar onu
Keşke önce Taş Melek sonra Kehanet'i okusaydım. Siz lütfen sıraya uyun okurken. Taşlar şimdi yerine oturdu. Muhteşem Saklı Kurtlar serisindeki muhteşem iki kitap. Mutlaka okuyun... An itibarıyla ülkemizde yaşananlar şimdi anlam buldu benim için.
Taş MelekMurat Şenol Kayır · Karina Yayınevi · 201571 okunma
Çok güzel başlayan bir kitaptı aslında öğrencilerle olan mektuplaşmalar ve çözümlemeleri üzerine yoğunlaşan bir kitap vardı karşımda. Kitaptaki ilk olay gerçekten vahimdi ama mektuplaşmaların sonucunda kitaba karşı bir önyargı oluştu bende. Kitap öğrencilerin mektupları ve verilen cevaplar üzerine kurulu ama şöyle bir durum var. Yazar cevap
Zülfü Livaneli her kitabında son sayfayı çevirdiğinde keşke bitmeseydi dedirtiyor. Ben okuduğum her kitabında bunu hissettim. Yazdiklari kitaplari her birinden güzel ve etkileyici, şimdi hangisini okusam diye düşünüyorum.
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201728,3bin okunma
´´Çavdar Tarlasında´´ Sallinger ´´Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim
diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir´´ der kahramanın ağzından. Biz de satırların arasında dolaşırken yazarı ile tanışmak istedik. Öyle bir kitap. Muhteşem bir edebi eser beklemeyin ama satırların sizi de içine alıp sokak sokak , hane hane dolaştıracağına inandığımız samimi bir öykü. Muhtemelen baskısı yok gibi kitabın. Varsa da yoksa da bir an önce edinip okumanızı salık veririz. Bu arada iki yıl kadar önce bu güzel romanı okumamızı öneren kitap dostuna ve tabii yazara teşekkür ederiz.
Güneş ÇavmasıEsra van der Wiel · Epsilon Yayınları · 2013380 okunma