Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kulaklarınız taştan sizin! Böyle yaratılmış olamazsınız; kimler değiştirdi kulaklarınızı?
Sayfa 90 - Edebiyat Dergisi Yayınları
Geriye dönüp bakmadı bile. Belki son anda geri döner, bir şeyler söyler diye bekledim; dönmedi, söylemedi. Hiçbir anlam yoktu o son bakışında. Vazgeçmiş gibiydi her şeyden ve herkesten. En çok da benden... Onu, kimler kandırdı bilmiyorum. Böyle umarsızca gitmesine sebep olan kimlerdi ya da kimdi? Birine mi sevdalanmıştı yoksa birinden mi kaçıyordu? Umulmadık bir anda, birdenbire, bavulsuz bir gidişti işte. Dönmeyeceği belliydi. Belki haberi de gelmeyecekti artık.
Reklam
Mezarları seyredince düşündüm: Kimler çekip gitmemişti ki bu dünyadan? Yan yana uçan kuş çiftleri gibi, dalları iç içe geçmiş ağaçlar gibi birbirine sonsuza dek aşk sözü vermiş olan erkek ve kadınlar bile günü geldiğinde birbirinden bu şekilde ayrılıyordu. Böyle düşününce kelimeler boğazımda düğümlendi.
kimler böyle ?
... kitap okumaya başladığımda bitirmeden bırakmam.
Sayfa 29 - Alaska YayınlarıKitabı okudu
zaman zaman, 'bu dizeyi benim gibi kaç kişi anlar' dediğim olur, sonra hemen silerim bu düşünceyi. bu gerekmiyor. hatta yanlış. kimler hangi geçmişten, kültürden, çocukluktan, acıdan, hayalden... gelir, bilemeyiz ki... tabii ki herkes oluşup geldiği akılla, duyguyla, rüyayla, kişilikle algılayacaktır okuduğunu. bizim hiç öngöremeyeceğiz anlamlar çıkaracaktır. böyle olmalıdır. kimsenin kendinden bir dize bulmadığı ya da bir dize eklemediği bir şiir, şairini yutan bir boşluktur. olsa olsa şairin kendini sevdiği narsistik bir "şey"dir.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Mahir İz Hoca'nın hatıraları çok zengin, kimler kimler yok ki... Bir ortaokul talebesiydim, Bütun Dünya diye bir dergi çıkardı. Siz anlatırken aklıma orada okuduğum bir hikâyeden ne denli etkilendiğim geldi. Iki hasta yatıyorlar bir koğuşta, ikisi de yatalak. Bir tanesi kapının hemen kenarında yatıyor, ilaçları da başlarında duruyor. Yatağın kenarında olan sokağa bakarak her gün sabahtan akşama yeni bir hikâye anlatıyor. "Şu geçenlerde de gelen sarı saçlı kız yine geldi, biletçi bakkala selam verdi, kasap şuna kızdı, diye durmadan hikâye anlatıyor. Bir sürü hikâyeyle günleri dolduruyorlar, her biri üstüne yorum yapıyorlar. Bir gün bir gece, kapı kenarında yatan hastanın aklına şöyle bir hınzırlık geliyor: "Hep o seyrediyor, ben de seyredeyim, o bana anlatacağına, ben yaşayıp göreyim her gün olanı biteni. Ben kapının ağzında bir şey göremeden, onun sürekli tattığı seyir lezzetinden bihaber ömrümü tüketiyorum." Eliyle diğer hastanın ilaçlarını birbirine katıp karıştırıyor. O gece hasta, doğru ilacı alamadığı için vefat ediyor. Boşalan yatağa da katili alıyorlar. Büyük bir hevesle yatağına yerleşen adam, camdan aşağıya bakıyor ki kapkara bir duvardan ibaret tüm manzara. Aslında tüm bu hikâyeler, o hastanın hayal dünyasının birer ürünüymüş.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Hayat böyle.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Hayat, hayal edebilmek ve bazı şeyleri görebilmek demek. Herkes aynı şeylere baksa da, kimi eşyayı satıhta görse de, kimi derinlemesine görüyor. Manayı görebilmek, mühim olan eşyanın ardındaki manayı görebilmek ...
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Böyle söyleyen anne-babalara sormak gerekir: "Siz çocuklarınızı terbiye ederken yükselmeleri için onlara kartal kanatları mı taktınız? Yoksa bu kanatları kökünden mi yoldunuz?" Çocukları büyüyüp oğlanları delikanlı, kızları genç kız olunca, anne-babalar geleceklerine dair pembe hayaller kurarlar. Oğullarını mühendis, doktor, tüccar,
"Kimler böyle kırdı? Kimler sana inanmayı, güveni unutturdu? Söylesene Sevda, sana kimler seni unutturdu?"
Sayfa 263Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.