Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Mutlu musun tatlım?” “Tahmin edemeyeceğin kadar.” Kollarında döndüm ve onu öptüm. Dudaklarımız birleşmişti ve Liam artık daha tutkulu öpmeye başlamıştı. Dili dilimle dans ediyordu. Ellerimi beline doladım. Bütün bu kargaşanın ortasında tek istedi­ ğim kişi oydu ve şu anda tamamen bana aitti. Dudaklarımızı ayırmadan bizi arkaya doğru
Sayfa 141
Eğri büğrü şapkasını ensesine yıkmıs Tom Waits uyurgezer bir kaçık gibi müzikal gariplikler dükkâninda dans ediyor, sanki bunlar zincirli kölelermiş gibi çaldıkları parçanın ritmini müzisyenlerinin kafasına kakmak istercesine mikrofon ayağın sahne tahtalarına çarpıyor, piyanoya oturup karanlık bir yoğunlukla binbir gece masallarından çıkma herhangi bir Amerikan Şehrazat'ının öyküsünü anlatıyor (binikinci gece tartşılmaz bir şekilde Edgar Allen Poe'ya aittir), sesinin pürüzlü doruklarıyla karanlığa yeraltının fosforlu izlerini çiziyor, içinden ancak zorlukla çıkabildiği marimba ağırlığında bir ritme düşüyor. Atmosfer: Anlatılamaz. Tom Waits: Günlük kargaşanın bir virtüözü, kapısında "yaşam" yazan gece kulübünün çarpma kapısı, kendini mahvedecek kadar yaşama aç bir zirdeli -Bu adam havlamalarıyla, gece stenogramlarının yakaladığı korkuyu da kovalıyor. Adını koyarak, gecenin tehlikelerini etkisiz kılıyor. Kendisi ve başkaları için. Prensibi olan umut Tobacco Road adlı şarkısının sözlerinde saklı: "Bu kadar kirli olduğun için senden nefret ediyorum, ama seni seviyorum, çünkü sen benim evimsin. Müzik: Yenilmişler için bir sığınak
Reklam
BİR KADININ PARTNERİ olarak yalnızca klitorisin yerini tespit edip neşeyle ovuşturuvermek pek bir işe yaramayacaktır. Parmak, dil, vibratör ya da başka bir şey, ne kullanırsanız kullanın, işte size birkaç tüyo: ○ Cinsel ilişkinin hemen başında klitorisine yönelmeyin. Çoğu kadın biraz uyarıldıktan sonra klitorisine dokunulmasından hoşlanır. Birden
...yine de uyandırıcı hamleler, yüzümüze balyoz gibi inerek aymaz tenimizi huzursuz bir anlayışla billurlaştırıyordu... duyuyorum... dinle Paro... "Geceden bile siyahım Tanrım! Yine de kalbim tertemiz duygularla bezenmiş, yüzü ak; kalpleri kara bu insanlardan uzaktayım... beni affet!" Koridorlar ilerliyor, geceyle dans ederek... "Hissizliğe yürek salmış bu bedenim, artık ıstıraba dayanamıyor... artık ölmek istiyorum, bedenim dayanamıyor..." Dehşet soluyor insanlık, geceden arta kalan bir garip hüzün... "Çocuklarım bensiz büyüdüler, kendimi tutamadığım kirli öfkem, birçok kötülüğe neden oldu, ah... biri elimden tutsa ve bu körlükten uzaklaştırsa beni..."
Yönetici olan oydu, kadındı. Özel- likle Clay'in muhteşem suratındaki ifadeleri izlerken, onu okşarken gözlerinin yukarı doğru kaymasından bunu daha iyi anlayabiliyordu. Bu sırada Clay, Julia'nın avucunun içinde ileri geri gidip geliyordu. Julia boşta kalan elini süveterine sonra da sütyeninin kenarına daldırarak daha önce oraya
Sayfa 94
Mezara doğru yürürken, rüzgar pelerinini hafifçe omuzlarından aldı ve yere düşürdü. Umursamadan, sevdiğini gömdüğü toprak üzerinde büyüyen o garip ağaçtan gözlerini ayırmadan mezara doğru yürümeye devam etti. Ağacın yanına geldiğinde hasretle elini kaldırdı, dokunmak istedi lakin ellerindeki kanı, lekeleri fark etti ve dokunmaktan hayâ etti.
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Delinin defteri
Öncelikle kitap, neva bulvarı, burun, portre, palto, bir delinin anı defteri ve fayton adlı altı eserden oluşmaktadır. Neva bulvarı adlı bölümün genelinde yüksek sosyete mensuplarının tabiriyle hiyerarşinin kol gezdiği alt-üst sınıflarının yoğun olarak hissedildiği, günümüz ölçütünde bağdat caddesi, Şanzelize caddesi olsun, tamamıyla lükse karşı
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,6bin okunma
Allah'ü Teâlâ 'nın gösterdiği yoldan gidenler hakkında günümüzdeki cahiliyet mensuplarının ne düşündüğüne bir göz atacak olursak görürüz ki; Onları sapıklıkla itham etmekte ve kendi saflarında bulunanları yani cahiliyetin iğrenç bataklığına gömülenleri doğru yolda kabul etmektedirler. Bunlar, kendini teşhir etmeyen genç kızlarımıza ve çıplaklığa itibar etmeyen yiğitlerimize hor gözle bakarlar. Onların vekâr, iffet ve nezaketlerine irtica, gericilik ve köylülük damgasını vurmak gibi bedbahtlıklara düşerler. Evet cahiliyet mensupları, organize ve propaganda imkânlarının tamamını seferber ederek o güzelim vekâr, iffet ve nezaketi cahiliyet batağının kirli çamurlarına bulamaya çalışırlar. Futbol, film, sinema, televizyon ve saire tutkusu olmayan; dans ve eğlence salonlarına itibar etmeyen gençlerimizi de; Soğuk, içine kapalı, kültürsüz, hayatı anlamaz gibi sözlerle bayağılaştırmaya çalışır, bu yoldan hayatlarını heba etmelerini sağlamak için uğraşırlar. Cahiliyet, aynı cahiliyettir. Ancak şekil ve şartlar yönünden değişmiş olabilir. 6.cilt
okuyucu ölmek istiyor herhâlde belki de dans etmek ve çığ-lık atıyor zayıf aptal kirli anlamıyor dizelerimi çığlık atıyor aval aval bakıyor çünkü ruhunda zikzaklar var ve öyle çok ki rrrrrrrrrlar nbaze baze baze bak şu denizaltı tacına altın yosunlardan çözülmüş de geliyor hozondrac trac nfoonda nbababa nfoonda tata nbababa
Sen işin yoksa namaz kılmak için mescid ara… Kimi camilerin artık kocaman bir opera; Kiminin göğsüne haç,boynuna takmışlar çan; Kimi olmuş balı vermek için ala meydan! Vuruyor bando şu karşımda duran minberde; O,sizin secdeye baş koyduğunuz,mermerde, Dişi,erkek bir alay kirli ayak dans ediyor! İşveler kahkahalar kubbeyi gümbürdediyor!
Reklam
Dinle Paro
Mahkûmlar, kendilerini besleyen ve girdap misali içerisine acımasızca hapseden bu kötülükten sıyrılarak, gerçeğin peşinde bir yaşamı arzuluyordu... bunu anlamak hiç zor değil; gecenin kör saatlerinde, yalnızlığın kol gezdiğini düşündüren nedenler, bazı şeyleri örtüyordu... yine de uyandırıcı hamleler, yüzümüze balyoz gibi inerek aymaz tenimizi huzursuz bir anlayışla billurlaştırıyordu... duyuyorum... dinle Paro... "Geceden bile siyahım Tanrım! Yine de kalbim tertemiz duygularla bezenmiş, yüzü ak; kalpleri kara bu insanlardan uzaktayım... beni affet!" Koridorlar ilerliyor, geceyle dans ederek... "Hissizliğe yürek salmış bu bedenim, artık ıstıraba dayanamıyor... artık ölmek istiyorum, bedenim dayanamıyor..." Dehşet soluyor insanlık, geceden arta kalan bir garip hüzün... "Çocuklarım bensiz büyüdüler, kendimi tutamadığım kirli öfkem, birçok kötü olaya neden oldu, ah... biri elimden tutsa ve bu körlükten uzaklaştırsa beni..." Hepimizin farklılığına rağmen tüten albenisiyle karanlık geceler; ruhumuza attığı onulmaz yaralar ile silinmeye yüz tutmuş siluetlerimizi, anlama yiten manevrayı taşıyordu... bizlerse her anımızda kötülüğümüze ve dizginlenemeyen hareketlerimize rağmen 'ölümü' Umarsız da olsak Paro, paçamızdan yakalayıp bizi boğma evresine kadar yoğun bir ıstıraba neden olan bu kutlu durum, benim gibi adamda yıkıcı etkisini, en aciz noktalarda gösteriyordu... ‘’kendi ölümümü düşündüğümde bile, gözyaşlarım akıyordu inan!’’
104 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Dans etmek bir çığlığı susturmak mı?
"Bazen kendi kafanın içi, olabileceğin en kötü yerdir." ~ Bazen her şeyden kurtulmak, kafamızın içindeki tüm sesleri susturmak isteriz. Hatalarımızı, yaptığımız yanlışları duymamak için elimizden geleni yaparız. Kimisi müzik dinler, kimisi temizlik yapar, kimisi açıp bir kitaba başlar. Ve kimisi de dans eder… Evet tam olarak 1518 yılında açlık, sefalet, yoksulluğun egemen olduğu Fransanın Strasbourg kasabasında dans salgını yaşandı. Dansa davet bu salgının kitaba kurlulanmış halidir. Strasburgda yoksulluk üst düzey hal almış, sokaklarda hayvan yok, içmek için kirli su dahi bulunmuyor. İnsanlar açlıktan kendi bebeklerini yiyor. Bunu yapmamak için Enneline bebeğini kendi elleriyle nehre bırakıyor. Onu yemektense, bu şekilde ölüme terk ediyor. Eve döndüğünde ise dans etmeye başlıyor. Sonra zaman geçtikce insanlarda ona katılıyor, bütün sokak dans etmeye başlıyor. Yorulup bayılana kadar dans ediyorlar. Durum günden-güne kötüleşmekte, şehir yöneticisi psikopos ve hekimlerden yardım istiyor. Çarenin dansı dansla iyileştirmek olduğu fikri kabül görür ve insanların bir meydanda müzik eşliğinde dans etmesi sağlanılır. Fakat dans edenler yine de durmazlar, hatta bazıları ölür. Bu durumda bile kendi çıkarını, ceplerini doldurmayı düşünen psikopos bunun tanrının cezası olduğunu söyler. İki bin kişiyi iyileşmesi için kutsal yere götürür, fakat onları yakarak öldürür. Günümüzde vebanın gerçek sebebi hala tam olarak bilinmemekte, kitapdaysa yağmur yağmasıyla olaylar son bulur. “Çokca yağmur yağsa, temizlenir mi şu kirli dünya?“ ~ Özdemir Asaf Xoş mütaliələr!
Dansa Davet
Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 20204,538 okunma
"Ebeveynlerimden öğrendim ki, birini ne kadar şiddetle sevsen de bu kalmalarına yetmiyor. Ama sen? Sana bütün kirli detayları anlattım ve benden nefret edebilirdin. Ama sen kaldın. Dans ettin."
Sayfa 186 - Nemesis Kitap
Hilke'nin piyanonun tuşları üzerinde gezinen parmakları giderek coşuyor, hareketleri savakta biriken suya yansıyor, çaldığı parçayla herkesi el ele tutuşup dans ederek babamın mevzisini kuşatmaya çağırıyordu; çember daralıyor, gitgide daralıyordu, giysiler uçuşuyordu, ama rüzgar değildi bunun sebebi; sonunda hepsi babamın yanında toplanıyordu, yanında, üstünde, onu bağlıyor, çukurdan çıkarıp dans adımlarıyla değirmenin oradaki yeşil tümseğe taşıyorlardı; değirmenin bir kanadı vardı artık, kirli bir tuval gerilmiş kanat sabırsızlıkla titreşiyordu, babamı bu kanada bağlayarak ritmik hareketlerle il çırparlarken yavaşça dönmeye başlayan kanat onu yerden kaldırıyordu, ayakları havada, asılı, ardından dönüşler hızlanıyor, hızlanıyor ve bir uğultu başlıyor, dönüş hızı gitgide daha çok hissediliyor, kanat dik durduğunda babamın vücudu yatay hale geliyordu; kanadın gölgesi yüzlerimize düşerken hendekte de bir değirmen gölgesi oluşuyordu, kubbeli çatıdan ince bir duman çıkana dek, evet, değirmen yanıyordu, havada yanık kokusu vardı.
Sayfa 352Kitabı okudu
456 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
9/10 (Spoiler!!!) Öncelikle kitap çok garip bir biçimde merak uyandırıp sürüklüyor okuyucuyu. Lakin konusu alışmışlığın dışında, çok farklı bir konuyu ele alıyor... kitapta bir diğer farklılık ise başrol kızımızın bir ismi olmaması. Evet, evet kadının hiç bir şekilde bir ismi yok. Konusunu ve bu muhteşem ötesi eseri spoiler vermeden
Başucumda Müzik
Başucumda MüzikKürşat Başar · İş Bankası Kültür Yayınları · 20036,5bin okunma
308 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.