Bir Kış Masalıydı okuduğum. Bu kurak, karsız günlerde soğuğu, karı iliklerime kadar hissettim. Sıcak bir ortamda olmama rağmen bazen kombinin ısısını arttırma ihtiyacı hissettim. Eminimki yıllar sonra bu romanı düşündüğümde bir çok şeyi hatırlamayacağım belki ama soğuk ve kar mutlaka aklımda kalacak....Soğukla beraber fakirlik, çaresizlik, gaddarlık, alçaklık, aile yani insana dair her şey var romanda. Hacimli bir kitap olmasına rağmen kısa, akıcı cümleler, sayfa bitmeden gelen bölüm sonları, güzel konu bir solukta bitirmenizi sağlıyor romanı. Yetmişlerin sonunda Doğuda bir köyde geçiyor roman. Aslında bir av hikayesi gibi başlasada ülkenin o andaki siyasi durumunu da gözler önüne seriyor bir yandan. Bir çok ilginç karakter var ama ben en çok Mustafa öğretmeni sevdim, çünkü bir edebiyat aşığı ve öğrencilerine okumaları için sürekli telkinde bulunuyor. Ama başta karısı olmak üzere dönemin siyasi erki de çocukları okumaya teşvik ederek onların kafasının karışmasına yol açtığını düşünüyorlar. Yani ülkedeki olumsuz gelişmelerin tek sorumlusu o gibi neredeyse. Hatta evindeki Sosyal Bilimler ansiklopedisi bile bir suç unsuru olarak değerlendiriliyor. Onların gözünden bakınca sanki haklılar da, özellikle bu günleri düşündüğümde, okumayan bir toplumun başına neler geldiğini gördükçe…….!!! Sonuçta ödüllü romanlara şüpheyle bakan biri olarak, ödüllerini hakeden bu romanı kesinlikle tavsiye ederim.