Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Dicle farz ederdim hayatı, etrafı saz; Ömrümü, bahar yüklü zincir gibi kelekler. Ve derdim: "Çıkmam artık keleklerden dışarı kış ve yaz. Her doğan gün ufkuma yeni bir güneş ekler." Güneşsiz ve keleksiz Dicle akarmış meğer. (KELEKLER ŞİİRİ)
Bu yazdığım ikinci şiir olacak bugün birincisini de henüz bitirdim, soğudum sevgilim okurum sen lütfen yabancı mısın kalma ayakta üç kıtalık bir şiir olacak bu hesapta İkinci kıtaya başladım yedi kelimelik ilk dize saydın yedi işte artık sevgilim değilsin ama yine de bu şiiri bitirmeli, bakıyorum biter de arkadaş kalabiliriz ben artık çok istemesem de ...
Sayılı Dize Çabuk Biter
Reklam
ALÇAK GÖNÜLLÜ ŞAİR, YÜZ YAŞINDA 1916 doğumlu Behçet Neçatigil, bu yıl yüz yaşında. Üstat nedense, doğduğu günü kendi sözlüğünde belirtmemiş; ancak 16 Nisan'da dünyaya geldiği biliniyor. Behçet Hoca 13 Aralık 1979'da yaşama gözlerini yumduğunda altmış üç yaşındaydı. Bir alçak gönüllülük simgesi gibi yaşamıştı. Birçok şiiri de sade yaşamların yorumunu yansıtmaz mı? Her şey araya giriyor, aradan çıkıyor Arada çocuklar doğuyor, büyüyor, yürüyor Arada evler, evlenmeler, ölümler duruyor Arada yaz kış bahar, dünya dönüyor. Türk edebiyatının bağımsız, özgün ve seçkin bir şairi olduğu halde, kendini şair, yazar, edebiyat tarihçisi olarak değil, emekli bir öğretmen olarak gösterirdi. Bilirkişi olarak çağrıldığı mahkemede, yargıç ona mesleğini sorunca; "emekli edebiyat öğretmeni" diyecekti. Öğretmenlik unvanını göğsünde bir madalya gibi taşıdığı söylense yalan olmaz. Topluma insan yetiştirme mesleği olan öğretmenliği, kutsal bir görev gibi yerine getirdiğini yakınlarının tanıklığıyla öğreniyoruz. Kendi gibi bir Türkçe öğretmeni olan Huriye Hanım'la evlendiklerinde, balayı için Bursa'ya giderler. Bursa Çelik Palas'ta baş başa birkaç gün geçirmek, genç evliler için büyük lükstür. Behçet Hoca, o birkaç günlük balayında bile -inanılmaz bir görev duygusuyla- öğrencilerinin sınav kağıtlarını yanında götürür! Anısına saygıyla.
Günün şiiri: SEN OLMASAN HAYATIMDA Sen olmasan hayatımda Kış kesilir donar yürek Göklere çıkar altımda Taş kesilir konar yürek
Diyebilseydim
Anladım diyemem ki! Suçluyum Belki ben anlatamadım sana kendimi Tutuştum, yandım da yokluğunda her gece Yine gözyaşlarımla söndürdüm kalbimi Her gün her dakika seni özlerdim Bitmezdi kederim senin yanında bile Susardım, gözlerime baktığın zaman Mermer bir heykelin çaresizliğiyle Oysa neler düşünürdüm sen yokken Sana kavuşunca neler söylemek isterdim Dakikalar bir ışık hızıyla geçerdi Ayrılık başlayınca ben biterdim En kötüsü beni koyup gitmendi O öyle bir yalnızlıktı anlatılmaz Hep yarım kalmış heyecanlar hazlar içinde Biterdi bir kış, geçerdi bir yaz Ve nice yıllar kovalardı birbirini Gözlerimde gitgide büyürdü mesafeler Bütün teselliler uzaklarda kalırdı Bütün çiçekleriyle solardı bahçeler Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın, ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün duyduğum gibi kal diyebilseydim. Copyright © omfkskn.blogspot.com Sitesinden Alındı : omfkskn.blogspot.com/2016/12/diyebil...
Sayfa 1
Deli Olmak İşten Değil
Düşüncem var, dağlar kadar Deli olmak işten değil Bende kış, alemde bahar Deli olmak işten değil İşiten yok, ağla bağır Tanrı dilsiz, alem sağır Düşünceler öyle ağır Deli olmak işten değil Arzu, o bitmeyen yarış Kara toprak sona varış Ömür dediğin bir karış Deli olmak işten değil Sonsuzluğa giden gemi Sürükler de düşüncemi Vehim sarar her gecemi Deli olmak işten değil Karanlık mal oldu bana Gerçek hayal oldu bana Dostlar! bir hal oldu bana Deli olmak işten değil Copyright © omfkskn.blogspot.com Sitesinden Alındı : omfkskn.blogspot.com/2016/12/deli-ol...
Sayfa 1
Reklam
Vaktiyle büyük bir devenin bir bası varmış... Başsız deve olmaz ya, masal, neyse; bütün gün Yaz kış, bu beyinsiz, bu çürük baş
Sayfa 49 - Sosyal YayınlarKitabı okudu
Bu karda son krizantemler artık ölmüştür. Bütün soğuktan ölür Şikeste dalların üstünde titreşen kuşlar. Dışarda her yer kar... Bu kış semasının üstünde ay da buz tutmuş. Uzakta bir baykuş Beyaz mesafeye meş’um ü nagehan uludu... Ziyadeleşti buğu Şu ince.camlann üstünde... Ey kadın gelme... Hayır... Sakın gelme... Bak akşam oldu, ocak söndü, lamba yok, boş oda; Dışarda yollarda Kalan köpekleri rüzgârlar işte donduruyor... Ve bir saat vuruyor Uzakta... bak... gece geç, şimdi nısf-ı leyi oluyor; Bu yolda gelmek zor; Ayakların yorulur, dizlerin üşür, gelme Bu boş kalan evime...
Sayfa 89 - Sosyal YayınlarKitabı okudu
Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Sayfa 295 - Sosyal YayınlarKitabı okudu
MİSAK MANUŞYAN
Adıyamanlı Misak Artun Mimar, II. Dünya Savaşı’nda Fransa’da Naziler’e karşı direnişin sembol ismi olan Adıyamanlı komünist militan ve şair Misak Manuşyan’ı kurşuna dizilmesinin 69. yılında bizlere yeniden hatırlatıyor. Artun Mimar Bazıları onu gamlı bir şair olarak tanır, bazıları bir komünist çetesi lideri, bazıları ise düşmana karşı mücadele
Reklam
284 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
YANARIM Düşen yapraklarının arkasından çırpınan Bir dal gibi bakarım dünkü şiirlerime, Zavallılıklarının suçu benimken, inan, Onlara zulmedecek, zaman, benim yerime. San'at, bahar günümde, çiçekli bir fidandı, Kış gelince bir balta altında parçalandı... Dün gölge veren ağaç, bugün ocakta yandı, Şimdi bir yan bakan yok kül olan hünerime Faruk Nafiz Çamlıbel Bir şiir kitabında tüm şiirlerin aynı güzellik ve derinlikte olması mümkün değil elbette.Zaten şairlerin de en çok üzüldükleri mevzu bu olsa gerek. Faruk Nafiz manzume yazmada daha başarılı bence.Han Duvarları çocukluğumdan beri her okuduğumda gözümde canlanan bir film karesi olur daima okumaktan bıkmam hiç.. Çoban Çeşmesi, Sanat şiiri, Yolcu ile Arabacı en beğendiğim şiirlerindendi , yine öyle oldu. Diğer şiirler içinde sevdiğim mısralar oldu .Şairlerin düşün sürecini anlamak ve anlamlandırmak adına şiir kitaplarını okumak bu açıdan önemli şiirlerin tamamı çok iyi olmasa da...
Han Duvarları
Han DuvarlarıFaruk Nafiz Çamlıbel · Yapı Kredi Yayınları · 20212,710 okunma
77 syf.
7/10 puan verdi
Adını şanını bilmediğim yazar ve kitaptı. Sırf şu şiiri için aldım :) Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N’olcak ki, bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube’dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.”
Fakir Kene
Fakir KeneBirhan Keskin · Metis Yayıncılık · 20173,598 okunma
Kış Bahçeleri
... İçlenme tabiattaki yekpare kederden, Yas tutma dağılmış diye kuşlarla çiçekler. Onlar dönecektir yine gittikleri yerden, Onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler.
Sayfa 109 - Faruk Nafiz ÇamlıbelKitabı okudu
937 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.