Henry Chinaski
Henry küçük bir çocuktur fakat hayat onun karşısına çok da küçük olmayan şeyler çıkarmıştır. Babasıyla olan kötü ilişkileri, okulda öğretmenleriyle olan ilişkisi, kızlara belirli bir mesafede oluşu ve bunlar yetmezmiş gibi tüm vücudunda çıkan sivilceler Henry'nin kendini toplumdan soyutlamasına neden olmuştur. İnsanlardan nefret eder ve intiharı düşünür. Fakat intihar için de ilginç yorumları vardır Henry'nin
-İntihar? Tanrım, çaba gerektiriyordu.-.
Henry'nin hayatı sıkıntılar içinde devam ederken küçük öyküler yazmaktadır. Bir yanda baba şiddeti, çevresi ile olan ilişkiler ve gördükleri, bir yanda da sığındığı öyküler. Henry'nin hayatını okurken illa ki kendinizden de birşey bulacaksınız. Çünkü bu, hayatın ta kendisi.
Henry Chinaski veya arkadaşlarının kısaca Hank dediği bu kişi Charles Bukowski'den başkası değildir. Ekmek Arası, Bukowski'nin 7 yaşından 20 yaşına gelene kadar hayatının bir özeti. Bukowski'yi tanımak istiyorsanız Ekmek Arası tam size göre. Yazarı ilk defa okuyacaklar için başlangıç kitabı diyebilirim.
"Güneşin bile babama ait olduğunu, onun evinin üstüne parladığı için benim güneşe hakkım olmadığını hissediyordum. Güllerinden farksızdım, ona ait olan bir şeydim"
"Sadece bir baba, ustura kayışı, banyo ve ben vardım. O kayışı usturasını bilemek için kullanırdı ve sabahın erken saatlerinde aynanın karşısında sabunlu yüzü ile tıraş olurken ondan nefret ederdim."
"Hep beraberdik. Aynı bok çukurunun içindeydik hepimiz. Kaçış yoktu. Zamanı geldiğinde sifonumuz çekilecekti."