Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
318 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Dört bölümden oluşan kitabımızın son bir buçuk bölümünü hariç tutarsak harika bir eser diyebilirim. İran tarihinin görkemli devirlerinden birinde yaşamış olan üç önemli şahsiyet: Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam. Kitap, ilk iki bölümde bu şahsiyetler ve onların etrafında vuku bulan olaylar örgüsünü konu alıyor. Bu, yolları birbirine
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,8bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kumdan Bir Yürekte Kök Salan Deniz Çiçeği: Grazziella
Romantizmin ilk büyük şairlerinden biri olarak kabul edilen Lamartine'nin Graziella (1849) isimli bu romanı romantizm akımının ilke ve niteliklerini en iyi yansıttıldığını düşündüğüm eserlerden biri. Her ne kadar romantik biri olduğumu düşünmesem de bu kitabı her aklıma geldiğinde okumak, beni romantik biri yapıyor sanırım :) Sonunu bildiğim halde
Graziella
GraziellaAlphonse de Lamartine · Babıali Kültür Yayıncılığı · 2007415 okunma
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
Paulo Coelho, 1947 yılında Brezilya’da doğdu. Kendini tümüyle edebiyata vermeden önce tiyatro yönetmenliği, oyunculuk, şarkı sözü yazarlığı ve gazetecilik yaptı. Yazarımız, ailesi tarafından akli dengesi bozuk sanılarak üç kez akıl hastanesine gönderildi. Sakinleştirici elektroşok gibi tedaviler uygulandı. Bire bir şeyleri yaşayan biri tarafından yazılmış olması kitabı daha ilgi çekici yapıyor. Kitabın konusuna gelince; Başarısız bir intihar girişimi sonucunda akıl hastanesine yatırılan yirmi dört yaşındaki Veronika’nın hikayesi. Veronika hayatında bir insanın isteyeceği her şeye sahiptir ama yine de mutlu değildir. Hayatının rutinliğinden sıkılan Veronika intihara teşebbüs eder. Başarısız olur ve akıl hastanesine yatırılır. Aldığı ilaçlar yüzünden kalbinin zayıfladığını ve çok az ömrü kaldığını öğrenir. Bu süreçte başka dünyalardan insanlarla tanışır ve kendi kimliğini bulur. Panik atak geçiren, depresyona giren ve şizofren tanısı olan üç hasta ve Veronika’nın bu hastalar üzerindeki etkisini görüyoruz. Yazar bizi bu dünyalarda gezintiye çıkarıyor ve kendinizi akıl hastanesinin içerisinde hissediyosunuz. Yani ben öyle hissettim :) Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Simyacı kitabına göre daha etkileyici ve akıcı buldum. Kişisel gelişim kitabı okuyormuşsun hissini veriyor. Bunu pek sevmedim. Yazarımız, kendimiz için mi yoksa başkaları için mi yaşıyoruz? Aslında kimiz? gibi sorular soruyor.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077,7bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
BİR HİKÂYEDEN ÇOK DAHA FAZLASI
Apollon, Antik Yunan'da Güneşin, ateşin, şiirin, ışığın ve 'gerçeğin' tanrısıdir; kehanet yapar, bilicilik özelliği vardır. Bununla birlikte, Orfe öğretisinde sezgi, ilham ve 'vicdan' sembolüdür. Kitabın baş karakteri Gustave von Aschenbach da Apollon özellikleri gösteren, romanda onunla özdeşleştirilen bir karakterdir. Ünlü ve saygın bir
Venedik'te Ölüm
Venedik'te ÖlümThomas Mann · Can Yayınları · 20073,623 okunma
300 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Çok büyük bir merakla başladığım bu kitaptan insan ilişkileri söz konusu olduğunda sözel olmayan mesajları yorumlamaya yönelik faydalı pek çok bilgi edindim. Emekli FBI ajanı
Joe Navarro
Joe Navarro
yıllarca biriktirdiği pek çok tecrübeyi paylaşmış. Daha önce okuduğum
Duygusal Zekâ EQ
Duygusal Zekâ EQ
kitabında yer alan neokorteks ve limbik sisteme dair anatomik bilgilerin bir daha nerede
Beden Dili
Beden DiliJoe Navarro · Alfa Yayıncılık · 20084,735 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
Aslında yorumlanması, bilinmesi zor bir varlık olan, sadece bir disiplinin değil bilimsel disiplinlerin bir çoğunun ele almaya çalıştığı "insan" için, kolaylıkla çözümleme yapan, nesneleştiren, masaya yatıran, deney konusu yapan çalışma ve yorumlardan nedense uzak duruyorum ve üstelik insanı "etiketleyen", "keskin
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923,1bin okunma
Reklam
353 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun Anıları
,
Mina Urgan
Mina Urgan
’ın ölmeden 3 yıl önce 1997 yılında kaleme aldığı, hayatını ve anılarını anlattığı yapıtıdır. Hem kendi hayatını hemde çevresindeki aydın isimleri anlattığı otobiyografik bir kitap. Kitabın ilk sayfalarında ihtiyarlığı ele alması, özellikle insanların ihtiyarlık dönemlerinde acı acı yakınmalarına karşın kendisinin dinç duruşu hiçbir şeyden yakınmaması beni ilk etkileyen şeyler oldu. Yaşlılığı ve bebekliği anlattığı sayfalarda bi kişisel gelişim kitabı havası sezdim. Çevresinde bohem sanatçılar ve solcu aydınların çok olması böyle bir kitap yazmasına çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Zaten başta şair bir babanın
Tahsin Nahid
Tahsin Nahid
'in kızı olarak dünyaya gelmesi, ardından üvey babasının
Falih Rıfkı Atay
Falih Rıfkı Atay
oluşu. Hayatının devamı boyunca tanıdığı
Abidin Dino
Abidin Dino
,
Halide Edib Adıvar
Halide Edib Adıvar
,
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
,
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
,
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
ve
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
gibi isimler sadece birkaçı. Kendisini daha çok çevirmen oluşuyla tanımıştık. Bu kitapta ise karakteri, düşünce ve yaşam tarzıyla tanışıyoruz. Çok tasdiklediğim düşünceleri olduğu gibi hiç katılmadığım düşünceleri de çok oldu. Ermeni'dir. İlk konuştuğu dilde Ermeni. Monogram bir insandır yani tek eşliliğe inanıyor. Resmiyette müslüman ama gerçekte tanrıtanımaz. Bikini ve blucin modasını başlattığını da iddia ediyor. Kitabı okurken Cumhuriyet´in ilk yılları ile ilgili epey bilgi ve görüş almanız mümkün. Samimi bir üslupla yazılmış olması okurken ayrı bir keyif veriyor. Bir insanın hayatına neler sığdırabileceğini görüpte gıpta etmemek mümkün değil. Keyifli okumalar...
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,3bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde, Polonya’nın Çekya sınırına yakın ücra bir kasabasında tek başına yaşayan, astrolojiyle ilgilenen ve Blake çevirileri yapan (ki kitabın adı da burdan geliyor) bir kadın karakter ve yaşadığı kasabada işlenen cinayetleri anlatıyor. Aksiyon dolu ya da sonuyla sizi çok şaşırtacak bir polisiye değil ancak yazarın derdi de böyle bir eser ortaya çıkarmak değil. Olga Tokarzcuk, kendi dünya görüşünü ve dünya düzenine, sisteme, insan denen bencil varlığın tutarsızlıklarına öfkesini sıradışı ve mistik bir karakterle ortaya koymuş. Yazarın tarzı herkese hitap etmeyebilir ama ben fikirlerini çok sevmem bir yana, üslubunu ve anlatım tarzını da çok beğendim. Hem edebi hem düşünsel anlamda tatmin edici bir eser. O yüzden çağdaş eserlerden hoşlanan herkesin en azından incelemesini tavsiye ederim. Çok fazla kişisel yorum yapmamaya çalışıyorum genelde ancak, kitap bana 1 sene Ağrı’da bakmaya çalıştığım ve öldürülmesinler diye uğraştığım köpeklerle ilgili sanırım hiç unutamayacağım zamanı hatırlattığı için de benim için ayrı bir yere sahip. ‘Pis’ bulduğu için başka bir canlıyı öldürmeyi kendine hak gören bencil insan, onun arkasını kollayan yerel yönetim, kamera kayıtlarını yok eden sistemin çarkları ve delil karartmakla daha çok meşgul adalet(sizliğ)in çarkları her yerde aynıymış.
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri ÜzerindeOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 20201,864 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Bir eserin daha sonuna geldik. Bu sefer de mutlu olmanın yollarını aradık, püf noktalarını. En başta 'Mutlu Olma' nın bir sanat olduğunu öğrendik. Şu anda kahvemi yudumlarayak, yüzümde bir tebessüm ile kapağını da çok beğendiğim bu eser üzerine nacizane değerlendirmemi paylaşacağım sizinle. Her zamanki gibi öncelikle ilk defa bir kitabını
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıBertrand Russell · Say Yayınları · 20134,067 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.