Suç, Ceza ve Vicdan Azabı
Nasıl başlık ama, mükemmel estetik duruyor değil mi ? Romanı ilk okuduğumda 12-13 yaşımdayken falan aklıma bu başlık gelmişti. “Ben olsam kitabın adını böyle yapardım” demiştim. İyi ki ismini ben koymamışım berbat olurmuş.
Neyse konumuz bu değil, kitabı incelemeden önce biraz vicdan azabını tanıyalım. Bu yazılar
Tehlikeli Oyunlar
İnceleme
Romanı incelemesi ve yorumlaması çok zor, hatta imkanız denebilir. Belirli bir altyapıya sahip olmak gerekiyor, bende bu altyapı ne yazık ki mevcut değil hatta bu altyapıya yakın bile değildim.
Ben de ilk 150 sayfası okuduktan sonra kitabı bıraktım, aslında dönüp tekrar okumayacaktım, ta ki şu alıntıyı 1K’da görene
Sizce Gurur ve Önyargı fazla mı abartılıyor?Görseli kaydırmayı unutmayın.Senelerdir erteleyip heyecanla başladığım ama hayal kırıklığı yaşadığım o Jane Austen kitabı. İlk okuyuşumda anlamadım bu yüzden tekrar başladım. İkinci başlamam da taşlar yerine biraz daha oturdu. Dili zor değil ama çok fazla kavram var isim var. Bu da kitabı yorucu yapmış. Hayal kırıklığı yaşadığım sevmediğim anlamına gelmez. Bence güzel bir kitaptı ama biraz fazla abartılmış. Filmini izlerken daha çok anladım ve Darcy ile Elizabeth favori çiftim oldu elbette. Aşk, gurur, önyargı kavramları çok netti.
Konusunu bilmeyen yoktur ama kısaca özet geçeceğim. Elizabeth ve dört kız kardeşi kendilerine anneleri dahilinde eş arayan kızlar. Elizabeth hariç. O aşık olduğu kişi ile evlenmek isteyen bir karakter. Bir gün yeni bir adam taşınıyor ve her şey onun gelişi ile başlıyor. Elizabeth de Darcy ile bu sayede tanışıyor. Dans sahnesi çok güzeldi. Balolar, kızlar, flörtler derken kitap ilerliyor. Karakterler kendilerine iyi bir eş adayı buluyor ama Elizabeth Darcy'e Darcy de Elizabeth'e gururundan ödün vermiyor. İşte bu noktadan sonra aşk, gurur ve önyargılar başlıyor.Bazı yerler sıkıcıydı ama sevdiğim bir dönem kitabı oldu. Beklentisiz okumanızı tavsiye ederim.
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202375,9bin okunma
Bazı kitaplar sırf yazarından dolayı çok abartılıyor. Yaşar Kemal elbette edebiyatımızın en önemli şahsiyetlerinden. Ama dürüst olmak gerekirse bu kitabı orta ayardı. Distopik+fabl birleşimi, konusu ile vermek istediği mesaj güzeldi.Güçlünün zayıfı ezmesi, kendi çıkarı uğruna kullanması, halkın gözünü boyaması...Yani bildiğimiz dünyanın eleştirisi.
Kitap maalesef akıcı değildi, fazla uzatılmış yerleri ve tekrara düşen cümleleri vardı.Hani yabancı bir yazara ait olsa çevirisi kötü yapılmış derdim. :) Bence yazarın tüm külliyatını okuyup bitirmek isteyenler okusun.
Kitabın neden bu kadar beğenildiğini anlamamakla birlikte aslında bir yandan da anlıyorum. Kitap kendi klasmanında en yakın rakibi olan Ateşpare'ye bayağı bir üstün geliyor ama bu onu kesinlikle 10/10 bir kitap yapmıyor.
Öncelikle, kitabın sonunda sırf ters köşe yapabilmek için karakterin her şeyin tam tersi olduğunu söylemesi ve
Sokak nöbetçileri...
Kesinlikle size aile olan bir kitap.Bir süreden sonra kendinizi o ailenin bir üyesi olarak görüyorsunuz.Ve kitabı okuduktan 1-2 hafta sonraya kadar ciddi bir şekilde kendinize gelemiyorsunuz.Sizi resmen büyülüyor.Ha tabi,negatif yanlarını da söylemek lazım.Kitabı ağzından okuduğumuz Helin Aktan, sürekli yaptığı hatalar ve söylediği yalanlarla kitabı okurken sizi bildiğiniz kanser ediyor.Okurken diyorsunuz,'ya şurada şu cümleyi kursaydı herşey muhteşem olacaktı.' Helin Aktan sağolsun, sürekli bu cümleyi kurdurtuyor.Yankı Sarca,kusursuz bir karakter.Bartu Sarca ve Mutlu Sarca'ya gelirsek, atışmaları sizi asla sıkmıyor ancak bir yerden sonra siz de kitabın kendini tekrarladığını farkediyorsunuz.Hep aynı atışmalar süregeliyor.Onun dışında küfürün kesinlikle çok olduğunu düşünmüyorum.Bence fazla abartılıyor.Lâl Sarca..Ailenin gözbebeği.Kesinlikle sıkan bir karakter.Sürekli göz önünde olma çabası,Bartu'ya aşık olduğunun,3. Kitapta söylenmesini göz önünde bulundurursak 1. Ve 2. Kitapta yaptığı yersiz ve gereksiz kıskançlıklar sinir ediyor..Işık Sarca'ya kesinlikle yorum yok.Bence 3. Kitapta daha fazla abartılması gerekilen bir karakter.Çok güçlü bir kadını oynuyor.Ama Lâl Sarca'dan daha az ilgi görüyor.Onun dışında Koza'ya gelirsek,ki gelmemize bile gerek yok.Rolünün hakkını en iyi veren karakterimiz...
Diyeceklerim bu kadar.Kesinlikle başta övdün sonra gömdün demeyin:d abartılacak yorumlar yaptığımı düşünmüyorum.Eğer 3. Kitapta göz önünde bulundurulursa daha da güzel olabilir..
Geçen günlerde bu kitabı yorumlayıp paylaşan bir arkadaşa "çok abartılıyor" dedim. kitap için o da yanılıyorsunuz dedi bana . Acaba ben yanılıyor muyum diye düşündüm. Ve bir şeyin de o gün farkına vardım. Kesinlikle kitapları tekrar tekrar okumak gerekiyor. Çünkü sonradan unutulabiliyor, karıştırabiliyor kitapları insan ..farkında