Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Auschwitz'de insan hayatının hiçbir ederi yoktu, öyle ki bir kurşun bile insandan daha değerli olduğundan kimseyi vurmaya tenezzül etmiyorlardı. Toplama odalarında Zyklon gazı kullanıyorlardı çünkü hem ucuzdu hem de sadece bir bidonla yüzlerce kişi öldürülebiliyordu. Bir endüstriye dönüşmüştü ölüm, ne kadar çok kişiyi içine alırsa o kadar kârlı sayılırdı.”
Sayfa 11 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
-Kitapçalarlar vardır. Bunlar normal yollardan kitap sahibi olmak istemez. İlla ki çalacak, ancak o zaman tatmin olur. -Yok ya!.. -Evet öyle… Kitap delileri vardır meselâ. Bunlarda kitap toplama arzusu durdurak bilmez. Kitabı okumak için almazlar, seyretmek, üzerinde yatıp uyumak, okşamak için edinirler. Bazıları da kitapgizlerdir. Kitabı kilit altında tutar, kimseye göstermez, kıskanırlar. Kitap düşmanları vardır; kitaptan tiksinir, nefret eder, elini bile süremez. Sonra kitap yakanlar, kitap yırtanlar, kitapperestler.
Reklam
"Vatanımız Doğu Türkistan'da ezanların hiçbir zaman susmaması,asil milletimizin her daim varlığını sürdürmesi,bütün hapishanelerin kapanması,toplama kamplarının yerle yeksan olması,Doğu Türkistan'ın özgürlüğünün,onu saran zincirler koparılarak yeniden inşa edilmesi,insanlarımızın kendi topraklarında barış içinde yaşaması için vatanımız Doğu Türkistan'ın bağımsızlığını kazanması için bütün gücümüzle,gayretimizle,varlığımızla mücadele etmeye devam edeceğiz Sevgili Anne."
Sayfa 451Kitabı okudu
"Doğru anlıyorsun; temel düşünce bu!” dedim ve Arif Bey'in önüne ufak bir kitap(*) koydum. Doç. Dr. İnci Doğaner'in yazdığı kitaptan şu satırları okumasını istedim: "Bir elmanın iki yarısı... Aslında, birliktelik, eksiklik ve muhtaçlık durumunda kurulduğunda ortaya çıkan şey bütünlük değil, sorunlardır. Yarım kişiliklerle olan birliktelikler, toplama değil çarpım işlemi gibidir. Yarım çarpı yarım, bir değil, çeyrektir. Sağlıklı birliktelik, olgun ve bireyselleşmiş farklı kişiler arasında eşit haklarla yapılan uzlaşmalara dayalı bir bütünleşmedir. Kişiler bireyleşmişse bir artı bir, iki ve bir artı bir, üç edebilir. Muhtaçlıktan doğan sevgi sağlıklı değildir. Kendisi için seven kişi yarımdır ve karşıdakine, bir biçimde, eninde sonunda zarar verir."
Sayfa 270-271 - (*) İnci Doğaner, Köstek mi Destek mi? Yakın İlişkiler, İç ve Diş Dünyalar, s. 30, Atadost Yayıncılık, İzmir, 2001.
F Tipi = Diri diri mezara gömülmektir.
"Ve etrafımda sadece o masa, dolap, yatak, duvar kâğıdı, pencere vardı, aklımı dağıtabileceğim ne bir kitap ne bir gazete ne yabancı bir yüz ne bir şeyler yazmak için bir kurşun kalem ne de oynayabileceğim bir kibrit vardı, hiç, hiç, hiçbir şey yoktu. İşte ancak o zaman, otel odası sisteminin ne kadar şeytanca ve psikolojik açıdan ne kadar
Sayfa 51 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Özlenen günler...
Bu dönemde kitap biriktirme merakı sadece halife Hakem’e has bir nitelik değildi. Bilakis toplumun ileri gelenleri ve bilginler de bu sâikle özel kütüphanelerini oluşturmaktaydılar. Bu yüzden Kurtuba’daki kitap çarşısı şehrin en meşhur ve en hareketli yerlerinden birisiydi. Kitap toplama ve okumaya karşı olan yoğun ilgiyi Endülüslü Hristiyanlarda ve Yahudilerde de görmek mümkündü. Onların ekserisi Arapça’yı çok iyi öğreniyor ve bu sayede İslam edebiyatı, bilim ve felsefesiyle uğraşmaktan zevk alıyorlardı. Bunların en meşhurlarından biri Yahudi tabip Hasdây b. İshak Şabrût idi. Kendisi III. Abdurrahman’ın veziri ve Hakem’in özel tabibiydi.
Reklam
Nazilerin Psikolojik Baskıları
Etrafımda sadece masa,dolap, yatak, duvar kâğıdı ve pencere vardı; beni oyalayacak herhangi bir şey, bir kitap, bir gazete, yabancı bir yüz, bir şeyler yazmak için kalem ya da oynamak için kibrit, hiç, hiçbir şey yoktu. Bu otel odası sisteminin ne denli akıllıca ve şeytani, ne denli psikolojik bir işkence amaçlı olduğunu ancak şimdi anlayabiliyordum. Toplama kampında insan belki de elleri kanayana dek veyahut ayakları donana dek el arabasıyla taş taşımak zorunda olur, iki düzine insanla birlikte iğrenç kokan buz gibi bir odaya tıkılırdı. Ama en azından yüzler görürdü, burada hep aynı şeyle, hep aynı korkunç değişmezlikle çevrili olmaktansa, bir tarlaya, bir el arabasına, bir ağaca, bir yıldıza ya da herhangi bir şeye bakabilirdi. Burada beni düşüncelerimden, kuruntularımdan, kafamda yaptığım hastalıklı tekrarlardan uzaklaştırabilecek tek bir şey yoktu. Onların amacı da buydu zaten, boğazıma kadar düşüncelerime batıp boğularak en sonunda onları kusmaktan, istedikleri her şeyi söylemekten, kanıtları ve insanları ele vermekten başka bir çarem kalmamalıydı.
Ancak iç dengeler bir kez bozulmayagörsün, bütün bu kendi kendine konuşmalar, kendini toplama çabaları hiç fayda etmiyordu.
353 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.