Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
─ Ne var bunda. Keşke yurdumuzun insanları, herkes, sizin gibi kitapsever olsa. ─ Yoo... O kadar kolay değil. Basit değil... Bakın ben size anlatayım. Bu bir hastalık. Üstelik alanındaki benzerlerine nazaran en hafifi. ─ Başka türleri de mivar? ─ Ohoo. Çok var, çok... Şimdi size kısaca tarif edeyim. Kitapçalarlar vardır. Bunlar normal yollardan kitap sahibi olmak istemez. İlla ki çalacak, ancak o zaman tatmin olur. ─ Yok ya!.. ─ Evet öyle... Kitap delileri vardır meselâ. Bunlarda kitap toplama arzusu durdurak bilmez. Kitabı okumak için almazlar, seyretmek, üzerinde yatıp uyumak, okşamak için edinirler. Bazıları da kitapgizlerdir. Kitabı kilit altında tutar, kimseye göstermez, kıskanırlar. Kitap düşmanları vardır; kitaptan tiksinir, nefret eder, elini bile süremez. Sonra kitap yakanlar, kitap yırtanlar, kitapperestler.
Sayfa 91 - 92Kitabı okudu
Kitap delilleri vardır meselâ. Bunlarda kitap toplama arzusu durdurak bilmez. Kitabı okumak için almazlar, seyretmek, üzerinde yatıp uyumak, okşamak için edinirler. Bazıları da kitapgizlerdir. Kitabı kilit altında tutar, kimseye göstermez, kıskanırlar. Kitap düşmanları vardır; kitaptan tiksinir, nefret eder, elini bile süremez. Sonra kitap yakanlar, kitap yırtanlar, kitapperestler.
Sayfa 91 - Dergâh yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben bir kitap okuyuncaya kadar o iki tane okurdu ama o kendi uydurduğu şeylerin büyüsünden hoşlanıyordu. Yıldırım gibi toplama çıkarma yapabilirdi ama kendi alacakaranlık dünyasını yeğlerdi; bebeklerin uyuduğu, sabah zambakları gibi toplanmayı bekledikleri dünyayı.
Sayfa 185 - epsilon yayınlarıKitabı okudu
Ritüel form yoluyla gizli toplumun özel amacı hem sosyolojik hem de öznel olan kapsamlı bir birim ve toplama doğru yayılır. Dahası, böyle bir şekilcilik yoluyla gizli toplum, kendini antitez olarak sunduğu şekilsel dünyanın bir nevi muadilini oluşturur. Burada evrensel olarak ortaya çıkan sosyolojik bir normla karşı karşıyayız; yani, aslında içinde yer aldıkları daha büyük yapılara zıtlık oluşturmak ve onlardan ayrılmak ama daha büyük yapıların formunu kendi içinde tekrarlamak. Sadece bir şekilde bir bütün olarak kabul edilebilecek bir yapı, unsurlarını sıkıca bir arada tutabilecek bir yapıya sahiptir. Üyelerinin birleştirici bir hayat akımının kanalları olması sayesinde, organik bütünlük türünü, bireysel üyelerinin çoktan benimsediği ve bu taklit yoluyla kolayca bir paralel sunabilecek, daha büyük bir bütünden alır.
İnsan bedeni _özellikle de hepsinden önce kadın bedeni_ hiçbir zaman bugünkü kadar kitlesel bir biçimde yönlendirilmedi, deyim yerindeyse reklam ve ticari üretim tekniklerince tepeden tırnağa görüntülenmedi: Cinsiyetler arasındaki opaklık transseksüel beden tarafından yalanlandı, tekil physis’in iletilebilir olmayan yabancılığı onun gösteri olarak medyatikleştirilmesi yoluyla yürürlükten kaldırıldı, organik bedenin ölümlülüğü metaların organsız bedenleriyle yaratılan neresinden tutulacağı belirsiz karmaşık ilişkiler ağında şüpheli hale getirildi, erotik yaşamın mahremiyeti pornografi tarafından çürütülen bir şey oldu. Bununla birlikte, teknikleştirme süreci maddi açıdan bedene yatırım yapmak yerine bedenle pratikte herhangi bir temas noktası olmayan ayrı bir alanın oluşturulmasına yönelmişti: Teknikleştirilen şey beden değil, onun imgesiydi. Böylece reklamın muhteşem bedeni, arkasında kırılgan, çelimsiz insan bedeninin nazik/belirsiz varoluşunu sürdürdüğü bir maskeye dönüştü, ve kızların geometrik ihtişamı toplama kamplarında ölüme sürüklenen isimsiz çıplak bedenlerden oluşan uzun kuyrukların ya da otoyollarda her gün yaşanan kıyımda paramparça olmuş binlerce cesedin üstünü örter hale geldi.
İnsanlar sürekli değişip büyürler, özellikle de küçükler. Yargılamak yerine, gördüğünü tarif etmek ve takdir ettiklerini söylemek çok daha iyidir. Yani, ‘matematikte harikasın’ demek yerine, ‘toplama işlemini yaparken bu kadar yoğun bir şekilde konsantre olduğunu görmek hoşuma gitti’ deyin.
Sayfa 31
Reklam
«Bugün bu konuyla ilgili öylesine çok kitap ve film var ki, toplama kamplarının dünyası, paylaşılan gerçekliği tamamlayan ortak imgelemin bir parçası oldu. Imgelem, bu dünyayı tanıyor artık ve Holocaust adlı televizyon dizisinden, Sophie'nin Seçimi ve özellikle de Schindler'in Listesi gibi sinema filmlerinden beri bu dünyada devinebiliyor aynı zamanda: Yalnızca algılamakla kalmıyor, algıladığı bu dünyayı bütünleyip ayrıntılarla bezeyebiliyor. O zamanlar hareketsizdi imgelem; devinimi, kamplardaki dünyanın yarattığı sarsıntıya yakıştıramıyordu. Müttefik güçlerin çektiği fotoğraflar ve tutsakların anlattıkları sayesinde edindiği birkaç resme tekrar tekrar bakıp duruyordu, ta ki bu resimler donarak birer klişeye dönüşene kadar.»
Sayfa 128
Kadınlar yiyecek toplama işini sürdürürken, avcılık erkeklerin görevi oldu.
"Avcılık-öncesi aşamada üretim diye bir şey yoktu, yalnızca tohumların, meyvelerin ve küçük hayvanların basitçe elde edilişi söz konusuydu, bu yüzden de iş bölümü diye bir sey olamazdı. Bununla birlikte mızrağın bulunuşuyla birlikte kadınlar yiyecek toplama işini sürdürürken, avcılık erkeklerin görevi haline geldi. ... Bahçe tarımı hemen hemen evrensel olarak kadınların işi oldu." -George Thomson, Tragedyanın Kökeni, Yordam Kitap, syf: 26-27
Başka bir deyişle bu kitap şu soruya cevap vermeye çalışacak: Ortalama bir tutuklunun zihninde canlandığı şekilde, bir toplama kampındaki gündelik yaşam nasıl bir şeydi?
353 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.