Üç kısa öykü var içinde. Üçü de Kanada tundralarında, akıl almaz bir soğuğun, buz ve kar kaplı bir doğanın coğrafyasında hayata tutunmaya çalışan altın arayıcılarının varoluş mücadeleleri üzerine. Aynı adı, (Ateş Yakmak) taşısalar da, biri 1902'de, diğeri 1908'de yazdığı iki öykü iki ayrı kişinin başından geçen kısa ama alabildiğine soğuk bir günü iki ayrı bakış açısıyla anlatıyor. Olay örgüleri neredeyse aynı ama soğuk karşısındaki deneyimleri farklı iki kişi.
Jack London, Kuzey topraklarında altın arayıcısı olarak bir hayli vakit geçirmiş. Bu öykülerinin geçtiği, sadece soğuğun hüküm sürdüğü topraklar; Yukon, Klondike, Hudson körfezi ya da Calumet Kanada ile Alaska arasında bulunan uçsuz bucaksız tundralar. Bölgede karşılaşılan soğuk ve insanı tüketen doğa çok etkileyici anlatılmış, bu koşulları London'un nefis kaleminden okumak çok iyi geldi.
Bir de yaşadığım bölgede hava zaten soğukken içinde soğuk geçen kitaplar okumayı hep çok sevmişimdir.
