... Aşık olmayan bir gezgin şövalye, zaten meşru değil, gayrimeşru şövalye sayılır ve şövalyeliğin kalesine kapısından değil, bir eşkıya, bir hırsız gibi duvardan atlayarak girmiştir.
Dağlarda bilginler, çoban kulübelerinde filozoflar yetişir…
Romanda Don Kişot’un içine düştüğü komik durumlar hayal ile gerçeğin iç içe geçmesiyle anlatılır. Arkadaşlığı, hayatı, kitabın neresini anlatsam diğer sayfasına haksızlık yapmış olacağım sanki. Benim için unutulmaz bir başyapıt. Don Kişot çevresindekilere ve tepkilere rağmen yolundan dönmez ve bildiğini okur. Bu yönünü ve tabi ki sempatik hallerini sevdim onun ve seyisinin. Sayfalar boyunca süren bu macerada kaleminiz çoğunlukla elinizden düşmeyecek. Çünkü bu kitapta hayatınız boyunca tekrar bakıp okumak istediğiniz, mutlaka konuşmalarınıza katmak istediğiniz hiç değilse hatırınıza getirmek istediğiniz bir çok şey olacaktır. Her ne kadar Don Kişot’un kendi gerçeklikten kopuk dünyasında yaşadığı yanlış anlamalar, şaşkınlıklar ve beceriksizlikler başından geçen olayları eğlenceli bir hale dönüştürse de, kahramanın her durumda sergilediği naiflik ve dürüstlük insanın içini ısıtır.Kurmacanın gerçeklik durumu her an kafamızda bir saat gibi yankılanıyor fakat kendimizi bundan kurtaramıyor ve her an daha çok bağlanıyoruz.Roman akıcı, sempatik, komik ve çok güzeldi. Başka bir zaman iki ciltlik halini okumak istiyorum.
