Atatürk, 1921 yılında başkumandanlığa seçildikten kısa bir süre sonra attan düşerek kaburgasını kırmıştır. Yunan ordusunun tam da saldırıya geçtiği bu sıralarda kısa bir sürede iyileşerek cepheye gitmesi, ordunun başına geçmesi gerekmektedir. Köşkte birkaç günlük istirahatten sonra cepheye gitmek üzere ayrılırken Fikriye hn. Atatürk'ün çok acı çektiğini, dolayısıyla biraz daha istirahat etmesini ister...Atatürk kesin ve net bir ifade ve eğreti bir gülümsemeyle; "Harptir bu bre kızım! olur mu hiç? Canımı kurtarayım derken vatanını kaybedersin..." diyerek köşkten ayrılır... Gazi Paşa adlı kitaptan en çok etkilendiğim bu alıntıda görüldüğü gibi Atatürk, vatanın kurtuluşunu herşeyden, kendi sağlığından bile üstün tutmakta ve bizlere çok önemli dersler vermektedir aslında...Kişisel menfaatlerin, tercihlerin, bütün değerlerin üzerinde tutulduğu günümüzde, Attila İLHAN, Gazi Paşa adlı kitabıyla, Atatürk ve arkadaşlarının inanç ve değerleri, yokluk ve sefalet içindeki insanımızın olağanüstü fedakarlığı sayesinde mucize denebilecek bir savaşın nasıl kazanıldığını ve bir ulusun nasıl yoktan varedildiğini tüm açıklığı ve de doğallığıyla ortaya koyarak bu konuda tekrar tekrar düşünmemiz gerektiğini yüzümüze bir tokat gibi çarpmaktadır.
Attila İLHAN kitabında, basmakalıp ifadelerin tersine doğal, sade ifadeler kullanmış, abartıdan kaçınmıştır. Son derece sürükleyici bir kitap olan Gazi Paşa’yı eğer okumadıysanız, naçizane okumanızı tavsiye ediyorum...