Seçmeler

Mecâlis-i Seb'a Mektûbât

Mevlana Celaleddin-i Rumi

Mecâlis-i Seb'a Mektûbât Hakkında

Mecâlis-i Seb'a Mektûbât konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8.9/10
37 Kişi
130
Okunma
36
Beğeni
12,4bin
Görüntülenme

Hakkında

Mecâlis-i Seb'a, yani Mevlâna'nın yedi vaazı, ihtimal Veled, yahud Çelebi Hüsameddin tarafından, vaaz esnasında not edilmiş, fakat zaptedildiği gibi bırakılmamıştır. Esasa dokunulmamak şartıyla bunlar, tekrar gözden geçirilmiş, eklentiler yapılmış, belki kendisine de gösterilmiş, belki kendisinin de tashihinden geçmiş, bu kitap bu suretle tekemmül etmiştir. Mevlânâ'nın mektupları, ya yoksul birini, yoksulları, düşkünleri, zulme uğrayanları, devletlilerden birine tavsiye etmek, yahut birisine öğüt vermek için yazılmıştır; yahut da kendisine yazılan bir mektuba cevaptır. Kendi işini gördürmek için bir tek mektubu yoktur. Ama tavsiye ettiği kişiyi, gördürmek istediği işi tamamıyla benimser; “bizimdir, bizdendir, oğlumuzdur; bu iş bizim işimizdir” der. Mektuplarında da, Fîhi Mâ-fih'te, Mesnevi'de, hatta Divân'ında olduğu gibi Senâi'den, Attâr'dan, Arap ve Fars şairlerinden beyitler alır; âyetlere, hadislere dayanır; hikâyelere işaretlerde bulunur; yani Mevlâna'nın üslübu, bütün yazılarında bir bütünlük arzeder. Devrinde yazılmış olan ve mektuplarda, gönderilen şahsın mevkiine, derecesine göre yazılması icap eden, teâmül haline gelmiş olan hitaplara uymaz. O, hitaplarında, dualarında, bilhassa, mektubu gönderdiği zatın ahlâkına, dini-insani karakterine, yoksulları koruyuşuna göre, içinden nasıl geliyorsa o çeşit hitap eder ve hiçbir mektubunda, kendini alçaltmaz; aksine, hitap ettiği kişiyi, isterse hükümdar olsun, öğüt ve duaya muhtaç bir kul, kendisine yakın bir kişi, bir oğul görür. Abdülbâki Gölpınarlı
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 36 dk.Sayfa Sayısı: 127Basım Tarihi: Temmuz 2007Yayınevi: Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
ISBN: 9789755856765Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 54.1
Erkek% 45.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i RumiYazar · 122 kitap
Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında 'Bilginlerin Sultânı' ünvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur. Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı. Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Feridüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Feridüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır. Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kufe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Musâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler. 1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi. Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi. Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler. Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu. Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu. Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de 'mutlak kemâlin varlığını' cemalinde de 'Tanrı nurlarını' görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi'nin yerini doldurmaya çalıştılar.