M. Proust'u Kayıp Zamanın izinde serisini bitirdikten sonra mutlaka okunması gereken, hem de Proust bitirdikten sonra bir Boşluğa düştüm diyorsanız bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Virginia Woolf'un dediği gibi,
"Peki geriye yazılacak ne kalıyor?
Hep elden kaçıveren o şeyi somutlaştırmayı nasıl başarmış, nihayet birisi nasıl bu kadar güzel, bu kadar kalıcı kılabilmiş? Soluğum kesiliyor, kitabı elimden bırakmak zorunda kalıyorum"
Evet gerçekten Proust Kayıp Zamanın izinde serisinde her şeyi her konuyu yazıyor. Hemde derinlemesine, hiç olmadığı kadar farklı...
Proust'un yaşamı hakkında hiç bilmediğim, çarpıcı bilgilere de yer verilmiş. Doktor olan babası, avukat olan annesi - özellikle annesi - Proust üzerinde çok etkili oğlunun adeta üzerine titrermiş. Bünyesi çok zayıf, üşümesi, titremesi hiç geçmeyen, hafif pencere çok az açık kalsa bile hasta olan birisiymiş. Kibar, düşünceli, çok çok cömert, kimseyi küçük görmeyen çok iyi bir arkadaş olan Proust gidemediği davetlere bile kart gönderir gönüllerini mutlaka alır, hediye de göndermeyi ihmal etmezmiş.
Bir davette J. Joyce ile karşılaşıp hiç konuşmadan aynı araçta oturmuşlar. Buna çok şaşırdım. Tabi konuşmak zorunda değiller. Bu kitabı okudukça Proust'u, Kayıp Zamanın izinde serisini çok daha iyi anladım. Kitabın akıcılığı da muhteşem hiç sıkılmadan okuyabilirsiniz