Şair Evlenmesi'ni yazılmasından yaklaşık yüz elli - yüz altmış yıl sonra hala okumamızın temel sebebi, bu kitabın Türk Edebiyatı'nın Batılı anlamda ilk eseri olmasından kaynaklanır. Bir başka deyişle, bu eserin asıl "değeri", edebi içeriğinden değil, edebiyat tarihi konusundaki öneminden gelir.
Günümüzde bir kitapçıya gittiğinizi hayal edin. Muhtemelen burada Türkçe yazılmış romanlar, öyküler, tiyatro eserleri, biyografiler ve benzeri eserler bulmak sizi şaşırtmayacaktır. Hatta, bu size son derece doğal bir durum gibi gelebilir.
Oysa; roman, iyatro, modern anlamda öykü ve biyografi gibi "tür"ler, aslında Türk Edebiyatı'nda ortaya çıkmış eserler değildir. Bu türlerin kökeni, Avrupa'ya dayanır ve 19. yüzyıla, yani 1800'lü yıllara kadar, Osmanlı Devleti sınırları içinde bu tarz eserler üretilmez.
Bu döneme kadar Osmanlı Devleti'nin yazılı edebiyatı, genelde sarayda ve sarayla bağlantısı olan kişilerce okunan eserlerden oluşur. Günümüzde yaygın olarak Divan Edebiyatı veya Saray Edebiyatı olarak adlandırılan bu külliyatın içinde, pek çoğu şiir formunda olan farklı edebi türler bulunur.
Osmanlı Devleti 18. yüzyıldan itibaren, başta askeri alanda çeşitli yenilikler yapmaya ve bu yeniliklerde ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerini örnek almaya başlar. 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı'yla birlikte, bu değişiklikler sivil anlamda da yapılmaya başlanır. Bu yıllardan sonra, edebiyat alanında da önemli değişiklikler yaşanır. Özellikle yayımlanmaya başlayan gazeteler sayesinde, "yazılı" edebiyat yalnzıca saray çevrelerinde okunan bir şey olmaktan çıkar, halka da ulaşır.
Neden? Tanzimat Fermanı'nın neden böyle bir sonucu olduğunu daha kapsamlı öğrenmek için, Tanzimat Fermanı ve Tercüman-ı Ahval yazılarımızda verdiğimiz bilgiler işinize yarayabilir.
Ortaya çıkan bu yeni edebiyat eserlerini kaleme alan kişiler, Batı kültürünü tanıyan, çoğu zaman Avrupa'ya giden, yabancı dil bilen aydınlar olur. Bu nedenle, 19. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti'nde roman, tiyatro, öykü, eleştiri gibi türlerde eserler verilmeye başlanır, şiir de giderek Divan Şiirinin kalıplarından ayrılarak farklı bir şekle bürünür. Kısa süre içinde, Divan Edebiyatı olarak adlandırılan tarz tamamen ortadan kalkar ve yerini "Batılı" bir Türk Edebiyatına bırakır.
Cumhuriyet döneminde de bu türler hakim olmaya devam ettikleri için, günümüzde roman ve tiyatro gibi türler, Türk Edebiyatı'nın önemli parçaları haline gelir.
Şinasi'nin Şair Evlenmesi, Tanzimat Edebiyatı olarak adlandırdığımız dönemin ve Batılı anlamda Türk Edebiyatı'nın kurucu metinlerinden bir tanesidir. 1860 yılında yayımlanan bu eser, Türk Edebiyatı'nda yazılan ve yayımlanan ilk tiyatro eseri olduğu gibi, aynı zamanda genel olarak da Batılı anlamda ilk eserimizdir.
Şair Evlenmesi'ni yayımlandığı günden bu kadar uzun süre sonra okumamızın temel sebebi de, kitabın edebiyat tarihimizde sahip olduğu bu büyük önemle açıklanabilir.