Gotik edebiyatı sever misiniz? Devasa mimarisi, yeraltı dehlizleri, dolambaçlı koridorlarıyla, Sicilya’da ıssız bir kıyıya kurulmuş, denize ve ormana bakan muhteşem yapısı ile göz dolduran bir şato ve yıllardır gizlenen ve gizemli sırlar...Geceleri kullanılmayan bölümlerden gelen inlemeler ve acı haykırışlar...Ve kitabın sonuna doğru ortaya çıkan sırlar ve yazarın doğaüstü olaylarla adeta cambazlık yapması bu kitabı muhteşem kılıyor bana göre. 1700 ‘lü yıllarda kadına bakış açısı ve söz hakkının olmaması, ünvan sahibi kişilerin dilediğini hapsetmesi veya öldürmesi, dini motif olarak Manastır’ın yetkisi ve yetersizliği, aşkın saflığı, masumiyeti ve çirkin ellerdeki entrikası...ve adaletin değil şahısların yetkisine verilen bazı haklar...Yazar bu konuda her şeyi ustaca ortaya dökmüş ve okuyucuya şu şekilde veda etmiş; ‘ Bu öyküyü gözden geçirdiğimizde, eşsiz ve çarpıcı bir ahlaki kısas örneği ile karşılaşıyoruz. Ayrıca, DOĞRU YOLDAN GİDENLERİN talihsizlik yaşamaktan çok, erdemlerinin sınandığını, sabırla verilen sınavlardan ise Yaradan’ın kati himayesine erişildiğini öğreniyoruz.’
.
.
Yer yer dişimi sıkarak okuduğum, yüreğime taş gibi oturan bir kitaptı. Okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Kitapla kalın