7 saatte bitirdiğim, soluksuz okuduğum bir eser. Öncelikle Livaneli Türk edebiyatında sevdiğim kalemlerden biridir ve şimdiye kadar okuyup da sevmediğim bir eseri olmadı. Henüz okumayanlar İçin “Son Ada” bence güzel bir başlangıç olur.
Kitaplarda siyaset okumayı hiç sevmiyor olmama rağmen asla sıkmayan, yormayan, buna rağmen vermek istediği mesajı ustalıkla verebilen harikulade bir kurgusu var.
Son ada, gerçek olamayacak kadar güzel olan, dünya cenneti, adı gibi; türünün son örneği bir ada.
Adalılar üzüntüyü, kavgayı, hatta yüksek sesi unutmuş, barış ve mutluluk içinde 40 hanelik bir cennette yaşarken, adadan birinin vefat etmesi ve bu adamın oğlu vasıtası ile adaya devlet başkanının yerleşmesiyle hikaye başlıyor.
İnsan doğası, yönetimle, otoriteyle, medeniyet adı altında çeşitli baskılarla ve dönüşümle ada adeta bir cehenneme evriliyor.
Doğayla ve hayvanlarla barış içinde yaşayan adalılar kendi cehennemlerini, yönetime boyun eğerek kendi elleriyle yaratıyorlar.
Kitap bana iyi insan ve kötü insan kavramını, iyiliği ve kötülüğü çok sorgulattı.
İnsan psikolojisini, doğal yapısını anlamak gerçekten imkansız.
Eseri okuduktan sonra bana hak vereceksiniz.
Tavsiye edeceğim ilk beş kitabın arasına girdi. Mutlaka okuyun.