“Türkiye Cumhuriyeti’nin 26’ncı Genelkurmay Başkanı… Terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan tutuklandı. Takdir yüce Türk milletinindir.” Bu tarihi sözlerin sahibi İlker Başbuğ, Silivri’ye tıkıldı. Genelkurmay Başkanı “terörist” olmuştu. Trajikti, komikti… Emrinde 700 bin kişilik silahlı askeri gücü bulunan komutan, dandik dundik internet siteleri kurup, hükümeti bu internet siteleriyle yıkmaya teşebbüsten suçlanıyordu. Cumhuriyet’le hesaplaşma süreci başlamıştı.
Vietnam savaşın en yoğun olduğu günlerde genç asker ailesini arar.Telefonda oğlunun sesini duyan anne çok sevinir. Genç delikanlı annesine, artık savaşta ki görevini tamamladığını ve en kısa sürede eve döneceğini söyleyince anne ve babası çok sevinir. Telefonu kapatmadan önce genç,annesine "Ama anne benim bir arkadaşım var. O'da benimle
Sayfa 156 - Okuyorum YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Raşit eve savaş haberlerini taşımayı sürdürüyordu; kurulan, bozulan ittifaklar, adam ne kadar açıklamaya çalışsa da, Leyla'nın aklını karıştınyordu. Sayyaf Hazaralarla çarpışıyor, dedi. Hazaralar Mesut'la çarpışıyor. "O da, Pakistan'ın desteklediği Hikmetyar'la savaşıyor elbette. Ölesiye düşman, bu ikisi. Mesut'la Hikmetyar. Sayyaf, Mesut'un tarafını tutuyor. Hikmetyar ise şimdilik Hazaraları destekliyor." Ne yapacağı kestirilemeyen, Özbek komutan Dostum'a gelince, "Onun nerede saf tutacağını kimse bilmiyor," dedi Raşit. Dostum 1980'lerde Sovyetler'e karşı Mücahitlerle omuz omuza savaşmıştı, ama daha sonra onlardan aynlmış, Sovyetler'in gidişinden sonra kurulan Necibullah'ın komünist kukla rejimine katılmıştı. Hatta bir madalya bile kazanmış, madalyası bizzat Necibullah tarafından takılmıştı; ardından bir kez daha yön değiştirip Mücahitler'in yanına geçmişti. Dostum şimdilik, dedi Raşit, Mesut'u destekliyor. Kabil'de, özellikle de Kabil'in batısında patlamalar oluyor, mantar biçimindeki dumanlar karlı damlann üstüne yayılıyordu. Elçilikler kapanmışa. Okullar yıkılmıştı. Hastanelerin bekleme odalannda, yaralılar kan kaybından ölüyor, dedi Raşit. Ameliyathanelerde, kollar, bacaklar narkoz verilmeden kesiliyor.
En tehlikeli komutan kullanılan dost ve düşmanını karıştırmış komutan olduğu unutulmamalıdır
BAŞKA SÖZE GEREK YOK BENCE İngiliz casusu Lawrens’in “bir aydan fazla dayanamaz” dediği Medine’nin teslim olmayışının üstünden iki ay geçer. Kenti kuşatan İngiliz ordusu şaşkındır! Lawrens’in bilgisine göre içerdeki Fahrettin Paşa ve askerlerinin yiyeceği, içeceği en fazla bir ay yetecek kadardı. Oysa iki ay geçmişti aradan ve Medine’nin
Damyanos aşırı ateşli,milliyetçi bir komutan olarak tanınmıştı.Hiçbir insanca düşünce, şimdiye kadar onun tutkularını yatıştıramamıştı.Onun bir nevi kaba kışla ve kahvehane hitabeti vardı ki en meşhur cümlesini askerler tekrar ederlerdi: Ey vatandaşlar,azminizin düşmanı olan Türkleri öldürünüz,Türkiyeyi alınız.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.