Başka deyişle bu felsefenin kozmogonileri, daha önceki mitlerin bir yeniden ele alınması ve devam ettirilmesinden başka bir şey değildir. Bu dönemde kendini gösteren doğa filozofunun kendisi de daha önceki dönemde varolan kahin-şair-peygamber tipinin devamından başka bir şey değildir.Bu bağlamda olmak üzere Cornford Yunan entelektüel tarihinin başlangıçlarında ortaya çıkan ve kişiliklerinde aynı zamanda esinlenmiş peygamber, şair, müzisyen, kahin, sihirbaz çizgilerini birleştiren, benzerine çağımızda Kuzey Asya topluluklarında rastlanan bir tür insanın, daha sonra şair, kahin ve bilge olarak üç ayrı insan tipine ayrıştığını, filozofun işte bu üçüncü tipi temsil ettiğini söylemektedir. Bu üç tip arasındaki ilişkilerin Yunan entelektüel tarihi boyunca bazen uzlaşma, daha çoğu zaman ise bir çatışma şeklinde cereyan ettiğini düşünmektedir. Bu bağlamda olmak üzere şairin geçmiş, kahinin gelecek, filozofun ise zaman-dışı olanı konu alması bakımından aralarında bir işbölümünden bahsedilmesi mümkün olmakla birlikte, onların zaman zaman birbirlerinin alanlarına girmiş ve problemleriyle ilgilenmiş oldukları da ortaya çıkmaktadır. Bu arada filozof zaman-dışı, ezeli-ebedi, ölümsüz gerçeği aramak, onunla tanrısal esinlenmeye, vahye dayanan bir yolla ilişki kurmak ve düşüncelerini de şiir, aforizma, mitos olarak dile getirmek özelliklerini kazanmıştır