Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Yüksek Anlam
. Birbirlerinin zıtlıkları olan akıl ve cehalet, insanlığın büyük çoğunluğunu etkiler. Bunlardan herhangi biri bir ülkede yeterince kapsamlı hale getirilebilirse, hükümet mekanizması kolayca çalışır. Akıl kendisine itaat eder; ve cehalet kendisine dikte edilen her şeye boyun eğiyor. ...
" Bizim halkımız
çok yüzyıl öncelerinden beri uyur. Çok kötü biçimde afyon almış gibi uyur. Üfürükle tükürükle sersem tavuğa çevirmişlerdir onu. "
Reklam
“Toplumumuzda hepimiz cehaleti büyük çoğunlukla zayıflık olarak damgalarız. Oysa bilgi eksikliğini dile getiren ve yolunu bulmak için yardım arayanlar herkesten önce aydınlanır.”
Sayfa 102 - Goa YayınlarıKitabı okudu
Neyin kendisi için iyi olduğuna dair sağlam bir hükme varmaktan henüz aciz olan halk, pohpohlandığı zaman ayrım gözetmeden kendisine en zıt fikirleri bile alkışlamaktan çekinmez: Ona göre düşüncenin yasaları, olanaklı olan her şeydir.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Önsöz
Anladınız?
Baylar, kendimi herkesten akıllı saymamın tek nedeni, bitirmek şöyle dursun, yaşamım boyunca hiçbir şeye başlamamış olmamdır.
İskele YayıncılıkKitabı okudu
Sürü
İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır."
Reklam
Gerçekte, bizim yan yana giden iki tür ahlak sistemimiz vardır: Birisi öğütlediğimiz ama uygulamadığımız ahlak; öte ki de uyguladığımız ama sadece ara sıra öğütlediğimiz ahlak.
Sağlık tüm öteki dışsal mülkler karşısında öylesine ağır basar ki, herhalde sağlıklı bir dilenci hasta bir kraldan daha mutludur. Eksiksiz bir sağlıktan ve kusursuz bir bedenden kaynaklanan sakin ve neşeli bir mizaç; duru, canlı, nüfuz edici ve doğru kavrayan bir zekâ; ılımlı, yumuşak bir istenç ve bunlara uygun olarak, iyi bir vicdan: bunlar, yerini hiçbir rütbenin ya da zenginliğin dolduramayacağı üstünlüklerdir. Çünkü bir kimse kendisi için neyse, yalnız başınayken ona eşlik eden ve başka birisinin ona veremeyeceği ve ondan alamayacağı şey neyse, açıkça bu, onun sahip olabileceği şeyden ya da başkalarının gözünde olabileceği şeyden daha önemlidir. İç dünyası zengin insan tamamen yalnızken, kendi düşünceleriyle ve hayalleriyle eşsiz bir eğlence bulur; öte yandan, ruhsuz biri sürekli dernekten derneğe, oyundan oyuna, yolculuktan yolculuğa ve şenlikten şenliğe koşsa bile, can sıkıntısından kurtulamaz. İyi, ılımlı, yumuşak bir karakter kısıtlı koşullarda hoşnut olabilir; öte yandan, hırslı, kıskanç ve kötü biri tüm zenginliğe karşın hoşnut değildir.
“Okuduğunu anlayamama” OECD araştırmasına göre Türkiye'de okuduğunu anlama yeteneğine sahip olmayanların nüfus içindeki oranı yaklaşık %40 Bu oran Japonya'da %4,Finlandiya'da %6, Hollanda'da %8, İsveç, Danimarka ve Yeni Zelanda'da %9
Cehalet kimseyi boğmamıştır. Kanıtı ise herkesin havanın nereden geldiğini bilmeden gayet güzel nefes alabilmesidir.
Reklam
Cehalet bir kez ortadan kalkınca ırkçılığın da mazereti kalmayacak.
..."Düğün olmayacak öyle mi? En iyisini yaptı valla. Cesur adam vesselam. Kız da gönüllü. Kızın babası bilmem kaç gram altın istemiş diyorlar. Bu devirde ne o öyle hayvan pazarlığı yapar gibi. Altın değil düğün bile yapılmaz bu devirde. Her şey ateş pahası."...
Sayfa 43 - Gülümser TeyzeKitabı okudu
Ne mutlu cehaletin koruyucu rahmi içinde bir cenin gibi büzülüp yatanlara
124 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.