Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Akdenizi turlarken 38 yaşında Rus bi gezgin kadınla tanışmıştım. Kadın evlenmiş bugün story atmış. Çok sade ve neredeyse muhafazakar ölçüde kapalı dantelli beyaz bir elbise, elinde sade ve şık kırmızı bir çiçek, İngiltere nikah dairesi önünde kocası ve kendisi çok sade bir poz verip ve bir-iki insan eşliğinde evlenmişler. Ne abartılı cringe fotolarla dolu düğün albümü, ne kezban çeyiz takımları, ne curcunalı bir düğün, ne el bileğinden dirseğe kadar altınlar, koltuk takımları, kavurma pilav eşliğinde asla dinlenilmeyen mevlüt, sürekli evliliklerine müdahale eden dünürler görümceler kayinçolar olmadan.. Cidden bazı gavurlar bizden daha Müslümanca yaşıyor...
Örf ve Âdet
" (...) herkes kendi alışık olmadığı şeye barbarlık der. Oysa ne kadar acayip, sarsıcı, hatta başkaldırıcı görünürse görünsün, bağlamına yerleştirilirse, iyi yönlendirilen bir aklın açıklayamayacağı inanç ya da örf ve adet yoktur."
Sayfa 95 - MetisKitabı okudu
Reklam
Geleneğini bilmeyen geleceğini göremez
Eski, Yeni Gelenekler
Büyük Amerikan Filozofu John Dewey'nin "Journal of Philosophy" dergisinin 25 Nisan 1942 sayısında çıkan bir yazısından özetlenmiştir: Geleneğin öneminden boyuna bahsediliyor: geleneğe bağlı olmayan bir topluluğun yaşayamayacağı söyleniyor. Bunu ben de bir dereceye kadar kabul etmeye hazırım. Her topluluk, hatta her insan, kendine bir temel arar ve bunu ancak kendini bir geleneğe bağlayarak yapabilir. Ama gelenekten bahsedenler sanki bir türlü gelenek varmış gibi konuşurlar... Onlar ancak dinin, eski adetlerin geleneğini kabul ederler. Halbuki dine karşı mücadele geleneği, hemen hemen din geleneği kadar eskidir. Hürriyet ve hak namına topluluğun dar törelerine karşı gelmek geleneği, örf ve adetlere itaat etmek geleneğinden çok daha yeni değildir. Elimizde birçok gelenek vardır; demokrasi geleneği; serbest sanat geleneği hatta yeni tecrübi ilmin geleneği... Bu gelenekler, birçok kimseler için dinin ve topluluğun muhafazakar geleneklerinden çok daha canlıdır. Yeni devrin insanları bu kabul ettikleri yeni canlı geleneklerden yaşayış kuralları çıkarmaya çalışıyorlar. Bugünün esas ahlak meselesi kuvvetini kaybetmiş gelenekleri tekrar canlandırmak değil, fakat yaşayan geleneklerden hayat kuralları çıkarmaktır.
Sayfa 106
Şimdi Türkiye'de de Müslümanların İslam'a bağlılığını, Batı dünyasında yerleşmiş anlamıyla bir tür "gelenekçilik" diye görenler ve sananlar var. Nitekim Muslümanların zaman zaman "gelenekçiler" veya "tutucular" gibi sıfatlarla anılması, böyle bir anlayışın sonucudur. Oysa hiç bir şuurlu Müslüman dar anlamda gelenekçi değildir. Bu anlamdaki gelenekçiliği reddeder Çünkü onun, İslâm'a bağlılığı basit anlamda bir geleneğin, bir alışkanlığın sürdürülmesi anlamını taşımaz. Müslüman, İslâm'a, Allah'a olan kulluğu ancak ve yalnız bu yoldan gerçekleşebileceği için bağlıdır. Hiç bir geleneğin hatırı için ve başka hiç bir şey için değil!...
Sayfa 116Kitabı okudu
Durumu şöyle de anlatabiliriz. Dine bağlılık dini bütün bir Hıristiyan için bile, belli bir toplumsal alışkanlığin korunması ve devam ettirilmesi tarzında anlaşılmaktadır. Bu alışkanlığını, o, aynı zamanda "geçmişe saygı" amiliyle de bezeyebilir. Dine sahip çıkarken elbet kutsal bir şeye sahip çıktığının bilincindedir. Böylece din, toplumsal normlar arasında farkına varılmadan Kutsal bir alışkanlık" haline getirilmiş olmaktadır. Ama önünde sonunda bir alışkanlıktır: vazgeçilebilir bir şeydir insanın "dini tutkusu". Böylece geleneğe karşı yöneltilen küçümseyici, hor görücü bakışın dini de aynı çerçeveye indirgemek istediği belli olmaktadır.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Nedense bir gelenek ne kadar mantıksızsa ondan kurtulmak o kadar zor oluyor.
Gelenekler ve töreler insana koruyucu bir ortam sağlar, ama onun içinde farklılaşmasını ve kişiliğine yeni boyutlar katabilmesini de önemli ölçüde kısıtlar.
Bizim düğünlerimiz günler sürer ve ziyafetler verilir. Annemin sık sık kendisine hatırlattığı gibi, babam bütün törenler boyunca orada bulunamamış. Yalnızca son gün oradaymış. Aile üyeleri ellerine bir Kuran almışlar, başlarını örtmüşler ve onlara bir ayna tutmuşlar. Çünkü görücü usulü evliliklerin birçoğunda, çiftler birbirlerinin yüzünü ilk o an görürler. Çiftin kucağına oturtulan bir oğlan çocuğu da bir erkek evlat sahibi olmaları dileğini simgeler.
Sayfa 68 - epsilon yayınları, pdfKitabı okudu
Çoğu insan gelenekleri bu kadar cesurca bozmaya korkarlar, ama eski tarzları bozup kültürü yeniden canlandıranlara karşı da gizliden gizliye hayranlık duyarlar. Bu nedenle boşluğa girerek kazanılacak güç bu kadar büyüktür
Reklam
"Ahlak ve kanun cesetlerin üzerinde inşa edilir. Bu konuda yapabileceğim bir şey yok. "
Gelenek, her zaman görünür biçiminden çok daha derin bir düşünceyi ona uygulayanlara ve hatta uygulanmasını izleyenlere benimsetir; ve bizim "kız isteme", "gelin alma" gibi adetlerimiz, salt sözcük ile ifade olarak bile, kadını son derece küçük düşürücü, nesneleştirici bir anlayışı zihnimizde yerleştirmiştir.
Традиции учит, что люди делятся на две категории: одни строят, другие растят.
Sayfa 11 - АСТ•АстрельKitabı okudu
"Ama sadece gelenek olması bir şeyi değerli yapmaz, Kadash. Bir şeyin sırf eski olması doğru olduğu anlamına gelmez."
Sayfa 204Kitabı okudu
"Eski bir İngiliz geleneğine göre, genç kız uyuyan bir erkeği öperse ondan bir çift eldi­ven armağan alırmış."
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.