Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
"1960'larda, eski ve yeni arasındaki farklılıkla­ rın giderek azalacağına, hatta hızlı kitle ulaşım ve iletişim araçları yoluyla toplumlar arası farklılıkların da azalarak ortak bir dünya kültürünün oluşacağına, böylece dünya­ mızın bir «küresel köy»e dönüşeceğine inanılmıştı. Ancak böylesi bir çağdaşlaşma, özellikle gelişmekte olan toplumların ulusal kimliklerinin yitirilmesi tehlikesini yarattığın­ dan, karşıt bir tepkiye de yol açmış ve birçok toplumun süregelen değer ve inanç sistemlerine eskisinden de çok sarılarak tarihlerinden kopmamak için direnmelerine ne­ den olmuştur."
Sayfa 18 - remzi kitabeviKitabı okudu
Halihazırdaki dünyalılaşmanın tek yönlü işlemesi felaket olurdu, bir yanda "evrensel vericiler" , öte yanda "alıcılar" ; bir yanda "norm" , öte yanda "istisnalar" ; bir yanda dünyanın geri kalanının onlara bir şey öğretemeyeceğini sananlar, öte yanda dünyanın asla kendilerini dinlemek istemeyeceğine inananlar. Bunları yazarken sadece hegemonya eğilimini düşünmüyorum, ama gezegenin farklı köşelerinde kendini gösteren, bir bakıma birincinin tersi ya da negatifi olan ve bana aynı derecede kötü gelen başka bir eğilimi de düşünüyorum: küsme eğilimi. Ne çok insan kendini boşluğa kaptırıp ne olup bittiğini anlamaktan vazgeçmiştir. Ne çok insan etraflarındaki dünyanın nüfuz edilmez, düşman, insan yiyici, aklını kaybetmiş, şeytani olduğuna bir kere karar verdiği için evrensel kültüre yapacağı katkılarından vazgeçmiştir. Ne çok insan kurban rolüne sığınmaya istek duymuştur- Amerika'nın kurbanı, Batı'nın kurbanı, yeni teknolojilerin kurbanı, medyanın kurbanı, değişimin kurbanı... Bu insanların kendilerini gerçekten de haksızlığa uğramış hissettiklerini ve bu yüzden acı çektiklerini hiç kimse inkar edemez; bana talihsiz gelen onların tepkileri. Saldırıya uğramışlık zihniyeti içine kapanıp kalmak, kurban için saldırının kendisinden de yıkıcıdır. Üstelik bu, bireyler için olduğu kadar toplumlar için de geçerlidir. İçine kapanır, etrafına barikatlar yığar, kendini her şeyden korur, içine atar, aramaktan vazgeçer, keşfetmekten vazgeçer, ilerlemekten vazgeçer, gelecekten, şimdiki zamandan ve ötekilerden korkar.
Sayfa 101 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kahve Fincana Gelene Kadar Dünyayı Dolaşıyor
Dünyanın en küresel ürünlerinden olan kahve de popülerliğini bir anlamda Kolomb'a borçludur. Kahvenin ana vatanı, Etiyopya kabul edilir. Sonrasında içecek olarak Arabistan'da kullanılmaya başlamışsa da Osmanlı eliyle daha meşhur hale gelmiş ve Avrupa'da da kısa sürede yayılmıştır...
olmuştu... Kaynaklar: Bilge Afşar, Hüseyin Fidan, Ticaret Savaşları ve Dış Ticaret, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 13 Sayı: 1 Mart 2023; Charles C. Mann, 1493: Amerika'nın Keşfinden Küreselleşmeye Kısa Dünya Tarihi, 2019; Erdem Bekaroğlu, AKitabı okudu
Bugün yedi̇ği̇mi̇z çoğu şeyi̇n ana vatanı yaşadığımız kıta deği̇l. Düşünün domates veya patates yemek i̇çi̇n ameri̇ka'ya, kahve i̇çmek i̇çi̇n eti̇yopya'ya gi̇tti̇ği̇mi̇zi̇ ne gari̇p olurdu deği̇l mi̇?
Küreselleşmenin Başlangıcı
Bugün, dünyanın tüm ekonomi ve kültürleri arasında gittikçe sıklaşan bağlantı ağı için küreselleşme terimini kullanıyoruz. Küreselleşme, 16. yüzyıl Avrupalılarının, gelişmekte olan Asya ticaretine katılmak istemesiyle başladı. Bu istek, Kolomb ve diğer seyyahların seferlerinin önünü açtı.
Reklam
Doğru olduğuna inanılan bir yolda tek (başına) yürümek bile erdemdir. Yani önemli olan nicelik değil niteliktir. Herhalde birçoğumuz küreselleşmenin, kapitalizmin, ilkesizliğin, niteliksizliğin toplumumuz üzerinde oluşturduğu tahribatın farkındayız ve bu durumdan rahatsızlık duymaktayız. Bu durumda karanlığa küfretmek yerine, ahlâk temelinde, yereli merkeze alarak, köklerimize dayanarak, değerlerimizi koruyarak küreselleşmenin yolunu aramalıyız.
Sayfa 168 - Elips Kitap, 2. Baskı, Nisan 2022Kitabı okudu
"İçinde nefes almağa çabaladığımız dünya küreselleşmiş dünyadır ve Türkiye mahir bir katakulli ile aslını küreselleşme çabasında arayan insanların dominyonu haline getirilmiştir. Dünyanın küreselleşmesine giden en geniş yolu kapitalizmin ve sosyalizmin barış içinde bir arada yaşayabileceği fikri açtı..."
TİYO, Ocak 2022
Akıllı telefon sadece etkili bir gözetleme aracı değil, aynı zamanda taşınabilir bir günah çıkarma sandalyesidir.
Sayfa 22 - Metis
Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez.
Sayfa 238 - Martin EdenKitabı okudu
Reklam
ABD zamanla, Avrupa'nın tasarladığı düzenin vazgeçilmez bir koruyucusu olacaktı...
“ Tarihin sonu, coğrafyanın sonu derken, küreselleşmeyle birlikte galiba 'doğanın sonu'na da tanıklık ediyoruz. „
"Alberto Melucci'nin belirttiği gibi, bir sınır, 'kapatma, sınır koyma, ayırma' anlamına gelir; ve bu yüzden ötekinin, farklının, indirgenemeyenin tanındığını da gösterir. Ötekilikle karşılaşmak bizi bir sınava tabi tutan bir deneyimdir: Bu deneyim, farklılığı güç kullanarak azaltma eğilimini doğurur; ama aynı şekilde, sürekli yenilenen bir çaba isteyen iletişim kurma gereğini de doğurabilir."
Sayfa 18 - Ayrıntı yayınları
"Castoriadis'in belirttiği gibi, çağımızdaki hâliyle modern uygarlığımızın sorunu, kendini sorgulamayı bir yana bırakmış olmasıdır. Belli soruları sormamak, gündemi işgal eden sorulara yanıt bulamamaktan daha tehlikeli sonuçlara gebedir; yanlış sorular sormak ise çoğu kez gözlerin gerçekten önemli meselelerden başka yönlere çevrilmesine hizmet eder. Sessizliğin bedeli insan ıstıraplarıyla ödenir.(...) Hayat tarzımızın güya sorgulanamaz öncüllerini sorgulamak, denebilir ki, kendimize ve insanlara borçlu olduğumuz en acil hizmettir."
"Bazıları için küreselleşme olarak görülen şey, başkaları için yerelleşme anlamına gelmekte; bazıları için yeni bir özgürlüğün işaretini veren şey, başkalarının üzerine davetsiz ve kötü bir kader gibi çullanmaktadır."
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.