Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Senin güzel yüzüne baktıkça, dünyada ne kadar güzellik varsa toplanıyor da gözümün önüne geliyor." Divan-ı Şems-i Mağribi
Sayfa 276 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Reklam
Mustafa Kemal, Akşehir’den Konya’ya geçti. Önceden haber vermeden bir medreseyi ziyaret etti. 17-18 yaşında mollalarla doluydu. Cübbeli sarıklı hocalarıyla birlikte avluya dizildiler. Yerlere kadar eğilerek selamlama yapıyorlardı. Büyük Taarruz öncesinde düzenli orduya asker toplanıyordu. Din eğitimi adı altında medreselere saklananların en büyük korkusu, askere alınmaktı. Sürpriz ziyaretin sebebi de acaba bu muydu? Kıdemli sarıklılardan biri Mustafa Kemal’e yaklaştı, bin bir ağladı övgüden sonra lafı bu mevzuya getirdi, medrese talebelerinin askere alınmamasını istirham etti. Mustafa Kemal zaten kendini zor tutuyordu, patladı... “Memleket harp ediyor, istiklal ve mevcudiyetini kurtarmaya çalışıyor, siz burada Arap lisanıyla vakit geçiriyorsunuz. Sizin için bu medreseler, Yunan’ı mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı kıymetlidir? Millet kan içinde yüzerken, milletin çocukları cephelerde yurt için canını feda ederken, siz burada sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz” diye bağırdı! Öfkeyle çıktı gitti. O dönem, memlekette beş bin civarında medrese vardı. Kullanılmayan “kolordu” büyüklüğündeydi. Mustafa Kemal otomobille uzaklaşırken yatışmamıştı. “Buna son vereceğiz” diyordu. “Buna mutlaka son vereceğiz.”
Sayfa 383Kitabı okudu
"Osmanlı Beyliği 1299'da Söğüt'te kurulduğu zaman 400 atlıya sahip bir uc beyliği iken, 1326 Bursa Fethi'nde Orhan Bey, 38.000 atlıya kumanda ediyordu. Bu asker artışı nereden geliyordu? Fethedilen topraklardan toplanamazdı. Çünkü bunların ahalisi Türk değildi. 400 çadırlık bir aşiret 27 senede bu kadar çoğalamazdı. Selçuk
Toparlanma döneminde yeni sınıf gitgide şehir merkezlerinde toplanıyor, Konfüçyüs klasiklerini inceliyor ve böylece bu fikirler gitgide yayılıyordu. Konfüçyüs fikirleri, yeni sınıf vasıtasıyla devlette etkili olmaya başlıyordu. İmparator Wu devlet idaresinin iyileştirilmesi için Konfüçyüs alimlerinden görüş aldı ve hatta meşhur Konfüçyüsçü filozof
Sayfa 67 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Bu kadar hızlı değişen bir dünyada son gelişmelere adapte olmak oldukça zor. İnsan iki üç kuşak öncesinin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş bir değerler manzumesini yeni koşullara adapte etmekte zorlanıyor haliyle. Sürekli önümüze yeni şartlar koyup bu manzumeyi işlevsiz kılan bir dünyada ahlaki çıpamızı bulmakta zorlanıyoruz.
Reklam
Materyalist ve rekabetçi toğlum bize saygı göstermiyor, biz de ona saygı duymuyoruz ve en nihayetinde bize örneklik edecek, ülkü insanları bulmakta zorlanıyoruz. Olduğumuz gibi kabullenilmek yerine bize neyi istersek onu bulabileceğimiz bir "kimlik menüsü" sunuluyor ve biz de ihtiyaca göre bazen birini bazen diğerini giyinip kuşanıyoruz. Kolayca çıkarılıp atılan kimlikler bize köklü bir aidiyet sunmuyor. Ivır zıvırla doldurulmuş ve önemsizi önemli gibi yutturan bir kültürde neyin hayati önemde olduğu bilgisini kaybediyoruz. İstikrarsız, adaletsiz, eşitliksiz ve güvensiz bir dünyada endişelerimizden kaçmak için kendi narsistik kafesimizin içine kapanıyor ve sadece kendimizle meşgul oluyoruz. Kırılgan benliklerimizi onarmak için maddi başarıya odaklandığımızda duygusal başarıyı es geçiyor ve hem kendimize hem de aleme yabancılaşıyoruz. "Kibir, Allah'ın gücünü gasp etme eğilimidir," demiş Rollo May.
Sayfa 107Kitabı okudu
Günbegün bütün dünyada, medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor. En başta siyasi ya da ideolojik yalanlar yok (onlar sonra geliyor), insan hayatının ve doğal hayatın aslında neden oluştuğuna dair görsel, somut yalanlar var. Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekârlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı! Çoğumuz bunun yanlış olduğunu biliyoruz ama bize gösterilenlerin pek azı direncimizi güçlendiriyor.
Sayfa 140Kitabı okudu
73 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.