Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması 06.01.2013 16:59 Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması Türkiye'de Sosyalizm'in en büyük savunucularından Hikmet Kıvılcımlı'nın Eyüp Sultan'da yaptığı tarihi konuşma. TIMETURK / Haber Merkezi Muhterem Vatandaşlarım! Sevgili İşçi kardeşlerim!Bugün, Müslüman
Sayfa 1 - derleniş yayınlarıKitabı okudu
Kadın Özgürlüğü Hareketinden sadece kadınların sorumlu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Dünyada sürmekte olan Kadın Özgürlüğü Hareketi, erkeklerin yarattığı bir olgudur. Bunun da bir erkek komplosu olması seni şaşırtacaktır. Şimdi, erkek kadından kurtulmak istiyor. O hiç sorumluluk istemiyor. O kadınların tadını çıkarmak istiyor ama sadece eğlence
Reklam
Origin
Karşısındaki üç yaşlı adamı incelerken hissettiği şey yılgınlık değil akıl karışıklığıydı. İşte görüşmeyi istediğim Kutsal Üçlü. Üç Bilge Adam. Gücünü toplamak için bir süre duraksayan Kirsch, pencerenin yanına yürüyüp aşağıdaki nefes kesen manzaraya baktı. Derin vadide güneşin aydınlattığı pastoral toprakların oluşturduğu yamalar, Collserola Dağları’nın kayalık zirvelerine doğru uzuyordu. Kilometrelerce ötede, Balear Denizi’nin üstünde bir yerlerde, ufukta belalı fırtına bulutları toplanıyordu. Bu odada ve ötesindeki dünyada sebep olacağı kaosu düşünen Kirsch, birbiriyle uyumlu, diye aklından geçirdi. Aniden yüzünü onlara dönüp, “Beyler,” dedi. “Tahminimce Piskopos Valdespino sizlere gizlilik talep ettiğimi iletmiştir. Devam etmeden önce, sizlerle paylaşacağım şeyin kesinlikle bir sır olarak kalması gerektiğini belirtmek isterim. Sizlerden sessizlik yemini etmenizi bekliyorum. Bu konuda anlaştık mı?” Üç adam birden tasdik ettiklerini üstü kapalı biçimde ima ederek başlarını salladılar ama Kirsch buna zaten gerek kalmayacağını biliyordu. Bu bilgiyi yaymak değil, gömmek isteyeceklerdir.
Sayfa 14 - Altın KitaplarKitabı okuyacak
Günbegün bütün dünyada medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor. En başta siyasi ya da ideolojik yalanlar yok (onlar sonra geliyor), insan hayatının ve doğal hayatın aslında neden oluştuğuna dair görsel, somut yalanlar var. Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekârlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı! Çoğumuz bunun yanlış olduğunu biliyoruz ama bize gösterilenlerin pek azı direncimizi güçlendiriyor.
İnsan olmak, yani gerçek, kendi vücuduna sahip, kanlı canlı bir insan olmak dahi bize güç geliyor; bundan utanıyor, ayıp sayıyor, bildik, genel anlamda insan olmaya çalışıyoruz hep.Aslında biz ölü doğmuş yaratıklarız; zaten çoktandır dünyada olmayan babalardan dünyaya geliyoruz ve bundan da gittikçe daha çok hoşlanıyoruz.Bundan zevk alıyoruz.Yakında bir kolayını bulup doğrudan doğruya fikir dölleri olarak dünyaya geleceğiz.Ama yeter bu kadar; daha fazla “Yeraltından” yazmak istemiyorum.
Sayfa 139Kitabı okudu
ALTINCI BAP MUHAREBELER ve DÜŞMAN ELİNDE KALANLAR ve KARTALLI KÂZIM'IN HİKÂYESİ İnönü meydanı, yavrum, rüzgâr,
Reklam
Dünya dertsiz olmaz, zaten o dertler de bizi pişirmek için vardır. Biz en ufak bir çile, aşk derdiyle, hastalık veya herhangi bir dünya derdiyle karşılaştığımızda, bize kötü bir şey isabet ettiğinde feryad ü figan ediyoruz. Paralıyoruz kendimizi. Bir yakınımız ölse, Yaradan’a hesap soracak hâle geliyoruz. Oysa her şeyin bir vakti zamanı var. Zamanı gelince gider. Zaten bize ait olmayan şeyleri bize ait sandığımız için onları kaybettiğimizde zorlanıyoruz. Modern dünya ölüm gerçeğini âdeta gözden kaçırmamıza neden oluyor. Modern dünyada yaşama dair dersler var, ama ölüme dair dersler yok. Bu dersi almayanlar ölümle karşılaştıklarında şok oluyorlar. Oysaki yeryüzünün tek değişmez gerçeği, ölümdür. Devletler kurulur ve yıkılır. Ekonomiler seneden seneye değişir. Ölümden başka hiçbir şey baki değil burada. Bu karamsarlık değildir. Allah Teâlâ “Her nefs ölümü tadacaktır” (Âl-i İmran 3/185) buyuruyor. “Tatmak” fiili kullanılıyor. Yani aslında güzel bir şeydir ölüm. O taddan anlarsak, bu odadan şu odaya geçmek gibi bir şey olur bizim için. Bir geçiş törenidir ölüm. Buradaki kıyafetini çıkarıp oradakini giymektir. Bu geçiş töreninin iyi olması, kötü olması, kolay veya zor olması bizim elimizdedir. Nasıl yaşarsak öyle ölürüz, nasıl ölürsek de öyle diriliriz. Çünkü ölüm bir bitiş değil, aslında geçilecek kapıların ilkidir.
- Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinleriyle Sümer dini arasındaki ortak noktalar şunlardır: Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü; Tanrı korkusu; Tanrı yargılaması; kurbanlar, törenler, ilahiler, dualar ve tütsülerle Tanrıyı memnun etmek; iyi ahlâklı, dürüst ve haktanır olmak; büyüklere ve küçüklere saygı göstermek; sosyal adalet; temizlik. Temizlik
Deneme Ve Şerh
Deneme, malum, köklerini hümanizmde bulabildiğimiz bir tür. Yazarın merkezde olduğu bir bakış açısının talim edildiğini alttan alta sezeriz her denemede. Hümanizm zamanlarına kadar “baskılanmış” ve “ketlenmiş” birey, hümanizmle birlikte icat edilmiştir ya, bu icadın kamusallaşmasında denemenin de enikonu katkısı olmuştur. Montaigne’in denemeleri,
Sayfa 139Kitabı okudu
Bu ölen dünyada , her ânı varlıktan ibaret bu dünyada zamanın üstüne çıkmak... Bütün sır burada ... Bütün vazifeler de burada toplanıyor.
Sayfa 15 - Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.