Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Uykumuzu, çok küçükken teslim ederiz büyüklerimize. Sonra büyürüz. Büyüdükçe korkularımız da büyür, tedirgin uykularımız çoğalır. Günün birinde aşık olmuşsak, yeniden bir çocuk kadar kayıtsız bırakırız kendimizi bir başkasıyla aynı uykuya. Oysa uykumuzu teslim ettiğimiz omuzlar, bir gün çekilir başımızın altından; esmer ya da sarışın kokusuna gömülüp uyuduğumuz boyunlar öksüz bırakır bizi. Bir kolumuz kopmuş gibi yatarız terk edildiğimiz yatakların içine. Sonra bir süre sızlayan gövdemizi başkalarıyla dindiririz. Yanımızdaki yabancı gövdeler, hafif tutar uykumuzu. Tedirgin bakışlarla yaşanan sabahlardan sonra kimselerle uyumak istemez oluruz artık. Uykumuzu bedenlerimizden daha zor teslim ederiz bir başkasına. Bırakın kediciklerin, şu öğle uykuları sürsün biraz... "
Sayfa 25
Biz insanız, kadın ve erkeğiz. Ölü varlıklar ya da makineler değiliz. Sizin olduğu gibi bizim de kalplerimiz, duygularımız, isteklerimiz, hatıralarımız, korkularımız, sevinç ve üzüntülerimiz var.
Reklam
"Korkunun yönettiği toplumlarda karanlık hüküm sürer!"
"Demagoglar, diktatörler, bağnazlar, ırkçılar, popülistler… Bunların hepsinin yaptığı şey aynı; korku yoluyla liderlik sağlamak. Tapınmanın kökeninde de bu var zaten. Bu insanlar kötü olabilirler, ancak halkı etkileyebildikleri bir gerçek. Dürüst bir insanın halkı etkileyebildiğini görmek insanı genelde duygulandırır, ama bunu bir yalancının yapmasını izlemek kesinlikle çok daha ilginçtir. Çünkü bu insanlar böyle bir ortamda bütün zayıflıklarımıza oynar. Tıpkı bir reklam gibi. Büyümesini engellemeye çalıştığımız bütün korkularımız bir anda yeşermeye teşvik edilir ve bazılarımız buna boyun eğer. Normal bir yaşam süren vatandaşlar birden birer canavara dönüşür. Bunu canlı canlı görmemişsen ya da bir yerlerde okumamışsan, toplumda yanlış giden hiçbir şeyden haberin yok demektir."
Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyacak
Tüm düşüncelerimiz, duygularımız, arzularımız ve hayallerimiz görünmezdir. Umutlarımız, hırslarımız, sırlarımız, korkularımız, şüphelerimiz, şaşkınlıklarımız, ikilemlerimiz, kararsızlıklarımız ve beğeni, arzu, karşıtlık, sevgi ve nefret gibi tüm hislerimiz zayıf ve algılanamaz olmakla birlikte, tek gerçek olan varoluşa aittirler.
Hayat bizi zorladığında aslında gelişime çağırıyordur. Tekamülümüz için fırsat veriyordur. Evrende hata yoktur. Vermemiz gereken tepkileri erdemli bir şekilde verebilecek kadar gelişip gelişmediğimizin ölçümünü yapar her kriz. Hata olarak algıladığımız şey, algımızdaki zayıflıktır, büyük resmi görememekten, kendi küçüklüğümüzden kaynaklanır tüm endişe ve korkularımız. Deneyime hakkını veremeyenlerin karmaşasıdır. Deneyimi analiz edebilen biri için hata sadece fırsattır, bir hatayı düzeltebilecek güçte olabilmenin fırsatı. Kızmak, kurban gibi hissedip pes etmek ya da karşındakini suçlamak yerine sakince analiz etmek zorundasın. Bir şeyi neden istediğini, neden istemediğini ve ne istediğini, yani seçimlerini analiz edebildiğin kadar varoluşu anlayacaksın.
“İnkâr, insanın başa çıkma mekanizmasının önemli bir kısmını oluşturur. O olmasaydı, her sabah hangi şekilde öleceğimizi düşünerek dehşet içinde uyanırdık. Bunu yapmak yerine zihinlerimiz, işe vaktinde yetişmek veya vergilerimizi ödemek gibi başa çıkabileceğimiz stresle meşgul olarak, varoluş korkularımızı perdeler. Eğer varoluşla ilgili daha büyük korkularımız olursa, basit işler ve günlük meşgalelerle vakit geçirerek onları hemen aklımızdan çıkarırız.”
Reklam
"Korkularimiz yüzünden mahvoluyoruz hepimiz.bize hükmedenler bizim korkularimizdan yararlaniyor ve bizi istedikleri gibi kullaniyorlar .korktukca batakliga saplaniyoruz.o batakliklardaki agaclar gibi korktukca cürüyoruz."
"Korku dolu rüyalara bir isim vermişiz ama sevinçli,neşeli,kaygılı rüyalar için buna ihtiyaç duymamışız. Neden sizce? Çünkü korku esastır. Bu nizamın yegâne payandası korkularımızdır. Gündelik hayatta olduğu gibi rüyalarımızda da gerçek bir isme ihtiyaç duyan şey korkularımız olmuş."
Aşk Hastalığı
Bizim aşklarımız tam sevgi olmadığı için, mânilere rastladığı için, taşlara çarpan su gibi kabarıyor, sıçrıyor, dağılıyor, gideceği yere rahat gidemiyor. Bütün tereddütlerimiz, şüphelerimiz, korkularımız, itimatsızlıklarımız , küçük görüşlerimiz, kendimize göre güvenemeyişlerimiz, iç çekişmelerimiz, öfkelerimiz, isyanlarımız, hepsi, hepsi aşkımızın tam olmamasından, yolunu bulamamasından. Bizimkisi aşk değil, aşk hastalığı.
"Bizim aşklarımız tam sevgi olmadığı için, mânilere rastladığı için, taşlara çarpan su gibi kabarıyor, sıçrıyor, dağılıyor, gideceği yere rahat gidemiyor. Bütün tereddütlerimiz, şüphelerimiz, korkularımız, itimatsızlıklarımız , küçük görüşlerimiz, kendimize göre güvenemeyişlerimiz, iç çekişmelerimiz, öfkelerimiz, isyanlarımız, hepsi, hepsi. aşkımızın tam olmamasından, yolunu bulamamasından. Bizimkisi aşk değil, aşk hastalığı; onlarınki aşk hastalığı değil, aşk."
Sayfa 397 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
"Bizim aşklarımız tam sevgi olmadığı için, mânilere rastladığı için, taşlara çarpan su gibi kabarıyor, sıçrıyor, dağılıyor, gideceği yere rahat gidemiyor. Bütün tereddütlerimiz, şüphelerimiz, korkularımız, itimatsızlıklarımız , küçük görüşlerimiz, kendimize göre güvenemeyişlerimiz, iç çekişmelerimiz, öfkelerimiz, isyanlarımız, hepsi, hepsi. aşkımızın tam olmamasından, yolunu bulamamasından. Bizimkisi aşk değil, aşk hastalığı; onlarınki aşk hastalığı değil, aşk."
Korku dolu rüyalara bir isim vermişiz ama sevinçli, neşeli, kaygılı rüyalar için buna ihtiyaç duymamışız. Neden sizce? Çünkü korku esastır. Bu nizamın yegâne payandası korkularımızdır. Gündelik hayatta olduğu gibi, rüyalarımızda da gerçek bir isme ihtiyaç duyan şey korkularımız olmuş.
Sayfa 218Kitabı okudu
 "İclâl gidiyor. İşte, Vediacığım, sevmesini bunlar biliyorlar. Susarak sevmesini. Erkek susar, kadın da. " Beni seviyor musun?"lar yok. "Daha az mı çok mu?"lar yok. Maziden ve istikbalden şüpheler yok . Emniyet yüzde yüz. Fedakârlık bitirmiş. "Ben seninim sen benimsin. "O kadar: "Sözlüyüm" diyorlar.
Sayfa 396
542 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.