Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
64 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle çok çok beğendiğini belirtmeliyim. Kitapla ilgili tek sorunum çok kısa olmasıydı diyebilirim. Olayların ve diyalogların devamını okumayı isterdim. Kitap genel olarak evlilik ile ilgili, "Hayattan Sahnelerin" çoğu da evlilikte yaşanan sorunlar... Kitap yakın dostların birbirlerine gönderdikleri mektuplardan oluşuyor. Önce Mehabe ve Fehame arasındaki mektuplaşmayı okuyoruz. Aslında kuzen olan bu iki arkadaştan biri evlilik saadeti denen şeye ermişken diğeri (Fehame) mutsuz bir evlilik yaşamaktadır. Evlilik üzerine yazıştıkları ve felsefe yaptıkları kısımlar harika. Fehame ekonomik imkansızlıktan dolayı evliliğe devam ettiğini, üzüldüğü noktaları ve evliliğe bakışını çok güzel anlatıyor. Mektuplar Sabahat ve Fehame arasındaki yazışmalarla devam ediyor. Fehame'nim evliliği kötü diye düşünürken Sabahat'ın evliliğinin daha kötü olduğuna kanaat getiriyoruz. Bir eşi sevmemekten daha kötüsünün onu basit ve aşağılık olarak görmek, böyle hallerine şahit olmak olduğunu anlıyoruz Sabahat'in yazdıklarından. Son olarak da iki bekar arkadaş olan Nebahat ve İtimat'ın mektupları yer alıyor. Çevresinde mutsuz evlilik gören kızların evliliğe karlı bakış açıları ile kitap son buluyor. Fatma Aliye evlilik hayatından manzaraları güzel bir dille, çok iyi tespitlerle okuyucuya ulaştırmış.
Levayih-i Hayat
Levayih-i HayatFatma Aliye Hanım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20203,732 okunma
·
Puan vermedi
Görevler ve Salih amelleri içinde bulunuyor
Kitap genel olarak günlük ödev ve görevlerden oluşuyor. Her konu ile ilgili ilk önce açıklamada bulunup sonra görev ve ödevleri veriyor. 30 günlük bir çalışma. Kitap bulunmayıpda bu görev ödevlerden yararlanmak isteyenler için gün gün aşağıya yazacağım; 1. Ramazan Günü: Mutluluk ve mutsuzluk kolaylık ve zorluk Zafer ve yenilgi Hidayet ve
Ramazan'da Kalplerimizi Nasıl Canlandırabiliriz?
Ramazan'da Kalplerimizi Nasıl Canlandırabiliriz?Mecdi El-Hilali · Beka Yayınevi · 2014285 okunma
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İnsan Nietzsche
Ben senden bir hastanın rica edişi gibi şunu rica ediyorum: Basel’e gel! Bu satırlar Nietzsche'den arkadaşı
Erwin Rohde
Erwin Rohde
'ye yazdığı mektubu ile ilettiği bir ricadır. Nietzsche,
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi Zerdüşt
'de her ne kadar bir insan tanrı gibi konuşsa da nihayetinde bir insandır. Üstelik acıları ve sancıları çok yoğun yaşamış bir insandır. İçine kapalı,
Mektuplar 1
Mektuplar 1Friedrich Nietzsche · Birey Yayınları · 200770 okunma
126 syf.
7/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Genç Werther'in Acıları _ Goethe 10/7 _ 160 sayfa Kitabı ilk okumaya başladığımda Franz Kafka Milena'ya Mektupları okuyorum hissine kapıldım. Okuyanlar bilir Milena'ya Mektuplar da kitap Kafka'nın anlatımından oluşmaktadır. Genç Werther'in Acıları 'nda kitabı Werther'in anlatımı ile bölüm bölüm okuyoruz ve arkadaşı Wilhelm 'e sürekli
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,3bin okunma
392 syf.
6/10 puan verdi
·
131 günde okudu
Milena'ya Mektuplar bir anda okunup bitirilecek kitaplardan değil yavaş yavaş okunacak, düşünülecek, belki camdan dışarı bakılarak hayal kurulacak bir kitap. Bu yüzden 4 aydan daha uzun sürdü okuyup bitirmem. Bir insanın en samimi duygularına şahit oluyorsunuz. Kafka 40'lı yaşlarında, Milena ise 20'li yaşlarında evli ve genç bir kadın. Kimi zaman sevgili gibi yazarken bazen baba şefkati rolünü üstlendiğini de fark edebiliyorsunuz. Kafka Milena'yı seviyor ama aynı zamanda çok korkuyor. Milena'nın onu sevmemesinden, yetersiz bulmasından korkuyor. Hatta bir seferinde bir rüyada onun "Hayal ettiğim gibi değilmişsin." dediğini görüyor. Aşkları sağlıksız, Kafka'nın tavrı da korkakça. Yalnız bütün bu zayıflıklara şahit olmak güzel. Hangi ilişki kusursuz ki bu dünyada? Keşke Milena'nın mektupları da korunup yayınlanmış olsaydı. Kitabı okurken en çok onun neler yazdığını merak ettim.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Tutku Yayınevi · 201454,5bin okunma
136 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Sınırdaki Casus & Ahmet Yüksel + ● 1900'lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olan Bağdat'ta Rus Konsolosluğunda görevli Kafkas kökenli Rus vatandaşı Mehdi Kulu'nun casusluk faaliyetlerini konu alan kısa bir kitap. Aslında kaynakların yetersizliğinden mi, konunum casuslukla ilişkilendirilmesinin teferruata dökülememesinden mi bilemem; çok sıkıcı geldi kitap. Bağdat ve yöresinin 1900 ve 1918 tarihleri, savaş öncesi ve savaş esnasındaki gelişen olaylar açısından bir nebze açıklayıcı olmuş. Ancak casusluk ve buna bağlı tarihi bir akış işinde farkındalık yaratan olay göremedim. + Mehdi Kulu, oğulları ve bazı kişilerin çeşitli çalışmaları, hırsızlık, Babıaliye yazılan şikayet mektupları, çekilen telgrafları, yine hırsızlık, sürgün vs vs. Kitapta internet sitelerinden alınan fotoğraflar, bazı önemli bölgelerin fotoğrafları dışında özenilmiş bir çalışma yok gibi. Hatta konuya ilişkin cezbeden bir detay yok. Aynı harita " Mehdi Kulu Şirvani'nin Yaşam Haritası" iki kere kullanılmış. Biri kitabın başında diğeri sonunda... + Özetle kitap 130 sayfa. Bol fotoğraf ve harita... Bol tekrar (mektup, telgraf kayıtları), şikayetler, şikayetlere verilen cevaplar. Netice casusluk veya ehemmiyet içeren bir konu yok. Hatta Mehdi Kulu yaşlanınca asıl casusluğu Osmanlı için yapıyor. Maalesef beğenemedim. Yazarın emeğine sağlık demek dışında olumlu görüş bildiremeyeceğim. + #sınırdakicasus #ahmetyüksel #kronikkitap #kitap #kitapokumakgüzeldir #kitaptavsiyesi #kitapönerisi #bookstagram #okudumbitti #kitaptavsiyeleri #kitapönerileri #osmanlı #oamanlıimparatorluğu #bagdat #dünyasavaşı
Sınırdaki Casus
Sınırdaki CasusAhmet Yüksel · Kronik Kitap · 201929 okunma
Reklam
229 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Sorunum bu, seni düşünmediğim zamanlar ölüyorum ben. Sen ise hala beni sevmeye korkuyorsun ! Mektup aşkları Jale ‘ye aşkları ve arkadaşları tarafından yazılan mektuplardan oluşuyor. Okuması çok zevkli . Sanki birinin gizli mektuplarını bulmuşsunuzda okuyormuşsunuz gibi hissettiriyor . Bir Ahmet’in yazdıklarını okuyorsunuz , bir Sacide,Zeki, Reha, Ferhunde, İsmet... Ahmet bir dahaki mektubunda ne yazdı acaba diye merak ediyorsunuz. Jale’nin de ne yazdığını az çok tahmin edebiliyorsunuz . Ama keşke onunda yazdıklarını okuyabilseydik. Ahmet’in yazdığı mektuplar çok içten ve büyük aşk barındıran , süslü cümlelerle Jale’nin gönlünü çelen türdendi. Altını çizdiğim cümleleri oldu. Sacide’nin mektupları okudukça delirtiyor. Böyle bir dostunuz olmamalı bence (okuyanlar beni anladılar) Kitabın sonunda Leyla’nın da bir mektubu var , o mektupta olan biteni anlıyorsunuz . Ahmet beni çok şaşırttı Ah Ahmet...neyse Mektuplar o kadar güzel bir dille yazılmış ki okuyucuyu kendine çekiyor âdeta. Romanı oluşturan her bir mektup tüm bu karakterleri tanımamıza, yaşadıklarını öğrenmemize, hayatları, dostlukları, ilişkileri, aşkları, çevrelerindeki insanlar, yaşadıkları hakkında bilgi edinmemize olanak sağlıyor. Okumanızı öneririm . Ben
Lamih Topdag
Lamih Topdag
ıgişe arkadaşımın önerisi ile alıp okudum ve çok sevdim Kitapla kalın 🕊 İçimi okuyabilsen, ölene dek kulum kölem olurdun...
Mektup Aşkları
Mektup AşklarıLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 20101,060 okunma
390 syf.
6/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Ah, Milena! Sevginle Kafka'yı sonsuz mutluluğa mı ulaştırdın yoksa onu daha mı çok üzgün emin değilim... Seni sevdim mi ondan da emin değilim. Sona kadar yalnızca Kafka'nın kaleminden dökülenleri okuduk, hâliyle yalnızca "Kafka"nın gözünden baktık sana. Belki haksızlık ediyorum ama sevmiyor ve aldatıldığını biliyorsan eşinden boşanmalı değil miydin düşünmeden de edemiyorum. Ama her şey geçmişte ve bize de mektupları okumak kaldı. Mektupları okurken biraz da suçluluk hissetmedim değil. Kafka bir gün okuyucuların da bu mektupları okuma ihtimalini düşünmüş müdür acaba? Ve düşünseydi de bu kadar açık ifade edebilir miydi hislerini? Birinin günlüğünü gizlice okuyormuş gibi bir suçluluk bahsettiğim. Hiç bunu yapmadım ama muhtemelen böyle hissederdim. :) Tek sorunum basımda "de/da" yazım hatalarının olmasıydı. Maviçatı Yayınları. Kitaplarda bu tür basit hataların olmasından hiç haz etmiyorum. Günlük hayatta da hoşlanmıyorum ama kitaplarda ayrı bir sinir bozucu. Kısaca: Kitabı beğendim ama Milena konusunda muallaktayım. Önerir miyim? Öneririm. İyi okumalar dilerim.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Mavi Çatı Yayınları · 201854,5bin okunma
195 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Açıkçası kitabı internetten alırken konusuna hiç bakmamıştım. Sabahattin Ali olunca hemen aldım. Otobiyografi zannettim. Kitap gelince okumaya başladım ki ne göreyim! Mektuplar. Bir sürü mektup. Şaşırdım ama okumaya devam ettim. Hiç abartısız ilk sayfadan son sayfaya kadar suratımda koca bir sırıtışla okudum. Bir insan ancak bu kadar tatlı yazabilir. Sayfaların sol tarafında mektupların el yazması aslı, sağında da Türkçe basımı vardı. Tek sorunum Aliye ve Filiz Ali'nin mektupları da keşke kitaba katılsaymış. Bazen Sabahattin Ali'nin yazdığı "geçen mektubunda söylediğin..." gibi şeyler havada kalıyordu. Yine de bayıldım. Muazzam bir düzenleme olmuş Okumanızı %100 öneririm. İyi okumalar dilerim.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,3bin okunma
360 syf.
10/10 puan verdi
Halis niyetlerle kurulmuş bir yapının nasıl terör örgütüne evrildiğini anlamaya çalışıyorum. Bu sebeple okumalarımın arasına bugünlerde güncel kitapları sıkıştırmak istiyorum. İşte konuyla ilgili okuduğum ilk kitap Fehmi Koru’nun Ben Böyle Gördüm kitabıydı. Kitap bu martta çıkmış piyasaya. Yani 15 Temmuz darbe girişiminden önce. Ömrümce yaşadığım
Ben Böyle Gördüm
Ben Böyle GördümFehmi Koru · Alfa Yayıncılık · 201636 okunma
Reklam
144 syf.
3/10 puan verdi
·
8 günde okudu
“Baba, eğer padişah siz iseniz geliniz ve ordunun başına geçiniz. Yok, eğer padişah ben isem, size emrediyorum! Gelip ordunun başına geçiniz.” “#Fatih Sultan Mehmet Han” Kitap Padişah I. Abdülhamit Han, Cariye Aşkıdil ve Harem Ağası Cafer’in ortak hikâyelerini konu eder. Kitap birinci tekil şahıs ile üç farklı karakterin anlatımıyla başlayıp,
Cariye
CariyeGül İrepoğlu · Doğan Kitap · 200743 okunma