Bu bir incelemeden çok dertleşmedir. Allah bütün hastalara acil şifalar versin...
Bu kitabı ilk (23 Kasım) okumaya başladığımda , hayatımda her şey mükemmel gidiyordu. Fakat finalini soğuk bir hastane koridorunda doktoru beklerken yapacağım hiç aklıma gelmezdi. Babamın geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaklaşık 5 gündür hastanede yatıp
Uzun bir süredir 1000Kitap’ın fazla büyümesinden kaynaklı bir sorunumuz vardı sevgili okurlar: İstenmeyen mesajlar ve yorumlarla yapılan spam.
Şimdiye kadar spam mesajları engellemenin tek yolu mesajları ‘sadece takip ettiklerinizle’ sınırlamaktı.
Spam yorumları engellemenin yolu ise gönderideki yorumları tamamen kapatmaktı.
Kötü niyetli, rahatsız edici mesaj ve yorumları kapatmak için bizlere değer katabilecek mesaj ve yorumları da engellemek dışında bir çözümümüz yoktu.
Artık yepyeni bir çözümümüz var: Sıkı Okurlar ve sıkı takipçiler. Mesaj ve yorumları herkese kapatmak yerine sıkı okur ve sıkı takipçilerinizle de sınırlayabilirsiniz artık.
Sıkı takipçiler: En az 7 gündür sizi takip eden takipçilerinizdir.*
Sıkı okurlar: Spam yapmayan, belirli okur puanına sahip, inceleme yazan, e-postasını onaylayan, farklı okurlarca mesajlarından dolayı şikayet edilmemiş** ve benzeri bir sürü mükemmel özelliklere sahip okurlardan oluşur. Bütün özelliklere profilinizdeki okur, sıkı okur düğmelerinden ulaşabilirsiniz.
*: Bugüne kadarki bütün takipçileriniz sıkı takipçi olarak kabul ediliyor. Bu kural bugünden sonraki takipçileriniz için geçerlidir.
**: Sıkı okur kurallarına ek olarak mesajlaşma kuralını da ekledik. Bir okurun mesajlaştığı birden fazla okur kendisini şikayet ederse, o okur otomatik olarak sıkı okur ve okur rozetini kaybeder. Bunun sonuncunda da kendisini takip etmeyen okurlara yeni mesaj gönderemeyecektir.
Keşfet ve akışta gördüğünüz önerilerin kalitesini artırmak, spamı azaltmak için sürekli olarak çalışmaya devam edeceğiz.
İyi okumalar sevgili okurlar. ❤️
Es-Selam Dostlar...
Cemil Meriç ile Ali Fuat Başgil’in tavsiye yazılarını okumam ile kitaplığıma kazandırdığım disiplinli çalışma,irade eğitimi ve ahlak üzere yazılmış bir eser…
Yazarımız Julet Payot karakter eğiminin önemi ile başlıyor ve özellikle vurguluyor sağlam nitelikli bir eğitim ile karakterin değişebileceğini.
Sonrasında başarı için
Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Ne hale geldi dünya,kadın madde düşkünü,adam zevk müptelası. IQ’ya takılmış herkes.Duygusal zeka nedir ki sanki? İşte böyle gidiyor insanlık elden,empatiden yoksun, zaman, mekan odaklı, andan kaçarak ve hep çok isteyerek,tüketerek ve de tükenerek...
Kadın bırakmalı beklentiyi; sevmekse kendi sevmeli!Romantizmin istiyorsa kendi de emek vermeli.Ben insanım da karşımda ki ot mu sanki?Kadın bırakmalı duygusallıkta adımı hep karşıdan beklemeyi,ilk adımları bazen kendi de atmalı,gurur yapmak yerine,kaçırmamalı mutlu olma fırsatlarını. Ayrıca güçlü kadın her konuda kendine yetmeli.Kapılmamak için hüsrana en çok kendini sevmeli;)
Adam kısmına gelince,bak İşte bu büyük mesele;)Ah bir öğrense kullanmayı beyni!Kötü cins değil yani:)Hem mecbursak dünyayı paylaşmaya saygıyı ilk önde ara.İşte adam kısmı bıraksa çocukluğunu,ahhh annesinin paşası at üstünden bencilliğini.Her kadın annen gibi sevemez ki seni!Bak bakalım karşına ne görüyorsun özde insandan başka.Sığınıp kalıplara hakkın yok tacizlere.Kendine sahip olamamak sende ki en büyük mesele.Severken yüceltip,girerken yok etmek niye.
İşte böyle...Kadın kendini sevecek hiç kimseden beklemeyecek,dimdik ayakta ve hep kendi kıymetini bilerek.Adam hormondan önce beyinle gelecek,beyni ile düşünüp, beyni ile hareket edecek,o çok kıymetli egosuna biraz veda edecek.Ve biraz gurur koyup üstüne istenmediğinde gitmeyi bilecek!
“Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.” Demiş Jose Saramago 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonraki konuşmasında. Aslında