Hayallerim var seninle. Bilir misin? Ben hayal kuran biri değilim. Ama seni düşününce hayal kurmayan biri bile en güzelinden kuruyormuş hayalleri, bunu öğrendim. Dedim ya tanımıyorum seni ama hayallerim de çok güzelsin, gerçekte de öylesin eminim. Hayallerimden bahsedeyim mi biraz?
Seninle çikolatalı süt içerek kafayı bulalım mesela. Aptal aptal gülümseyelim birbirimize. Sonra parka gidelim salıncakta sallanıp, kaydıraktan kayalım. Belki çocukça ama ruhumuzun buna ihtiyacı var. Sonra oturalım bir ağacın gölgesine, uzan dizlerime. Kitap okuyalım. Hangi kitabı seviyorsan onu okuruz. İstersen dizlerimde uyuyabilirsin (: Sonra sokaklarda deli gibi şarkılar söyleyelim, sesimiz kötü veya iyi ne farkeder? Eğlensek yeter. Daha sonra gidelim bi dürümcüye, gömelim tüm dürümleri. Ayranımı içerken bıyık oluşsun ve sende gülüp dalga geç benimle. Utanıp kızayım sana. Sonra da saçma sapan fotoğraflar çekinelim. Birbirimizle dalga geçelim. Sahi, bunları bir gün yaparız değil mi? Belki senin de hayallerin vardır. Unutma. Bir gün seni çok seveceğim sevgilim. Şimdi bekleme vakti...🌺🌼
Brat (Gardaş) - Aleksey Balabanov - 1997
Danila: Esas oğlan.
Tatarin: Danila'nın ağabeyi. Dümenci, tetikçi. Cin olmadan adam çarpmaya çalışan aptal.
Nemški: Alman goffman, sokak filozofu, güzel insan.
Sveta: SSCB döneminden en çok iz taşıyan, çalışkan, fedakar, çilekeş kadın.
Kat: Zayıf karakterli, kayıp genç kız. Parası oldukça üflüyor, haplanıyor, partilere koşuyor, turistlerle
Sahibine Ulaşamayan Vedanın Mecbur Kalmış Çığlıkları
Maral, adını denizlerin ortasında bir başına, güzelliğini kimsenin farkedemediği bir deniz kızından almış gibi duran ve her bir konuşmamızda biricikliğinden sadece beni faydalandıran en sevdiğim, en değerlimin adıdır. Kelimelerimi zulalayıp ona doğru saçtığım, yüzünün güldüğü ya da gülmesi gerektiği her yerde var olmaya çalıştığım kişidir Maral.
HİTLER NASIL ÖLDÜ?
Sığınağın içindeki Adolf Hitler, sonuna kadar ümidini yitirmemiştir. O, Alman zaferine inanmaya devam ederken, Ruslar Berlin’i çepeçevre kuşatıyorlardı. Sovyet askerleri başkentin dörtte üçünü işgal ettikleri anlarda, Hitler hâlâ Wenck’i imdada çağırıyordu. Wenck gelecek, düşmanı kendi ülkesine kadar kovalayacaktı. Ortada yalnız Adolf Hitler’in
