Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ahlakçılardan olmak için ahlaksızlığı incelemek gerekir. Bir konuyla fazla uğraşmak, insanın o şeyle fazla içli dışlı olmasına yol açacağından, tehlikeli bir bilimsel deney yapanların bazen deney sırasında bilim yoluna kurban gitmeleri gibi, âleme ahlak dersi vereyim derken ahlaksızlık bataklığına düşüp de tâ dibini boylayanlar da görülmemiş değildir.
Şu dağların burcu musun? Yâr, boynumun borcu musun? Kurban ola'm allı gelin Sen kötünün harcı mısın?
Reklam
"Ve savaş, bir özgürlük eğitimidir. İyi de, özgürlük nedir ve niçindir? Kişinin, kendi sorumluluğuna sahip olma iradesine sahip olma çabasıdır. Bizi ayıran mesafeyi korumak içindir. Zorluğa, yoksunluğa ve hatta hayata karşı daha fazla kayıtsız kalınmasını sağlamak içindir. Kişinin bir davaya da kendisini kurban etmeye hazır olması, hazırlanması içindir."
Sayfa 103Kitabı okudu
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Reklam
Biri size kurban rolünde olduğu bir hikaye anlattığında, onun için üzülmeden önce, hikayenin asıl kötü kişisinin o olmadığına emin olun. Kurban rolünde sandığınız kişinin, koyun postuna bürünmüş kurt olduğunu anladığınızda, uyanışınız başlamış demektir. /Yaşam Tecrübedir/
Erotik arzu genital heyecanı ve orgazmı, ötekiyle kaynaşma, nihai bir gerçekleşme ve benliğin sınırlannı aşma duygusu veren bir kay- naşma deneyimine dönüştürür. Bu kaynaşma aym zamanda, orgazm deneyiminde, kişisel deneyimin biyolojik özellikleriyle birlik duy- gusu da verir. N e var ki, yine aym şekilde, kendini bir kurban gibi hissetmek kadar başkasının verdiği acımn nesnesi olmak ve saldırgan nesneyle özdeşleşmek de aşk içinde kaynaşmayı pekiştiren acı içinde birleşme duygusu yaratır. Ötekine acı vermek ve ötekinin acı içinde duyduğu erotik hazla özdeşleşmek erotik mazoşizmin ters yüzü olan erotik sadizmdir. Bu anlamda erotik arzu teslimiyeti, ötekinin kö- lesi olmayı kabul etmeyi ve aym zamanda ötekinin kaderine hâkim olmayı da içerir. Bu saldırganca kaynaşmamn ne oranda aşkın içine sığacağı, saldırganlığı içinde barındıran aşkın muhafızı olan süperego- ya bağlıdır. Hem haz hem de acıda benliğin sınırlannı o an için silen yoğun bir duygusal deneyim, hayata belki de asli anlamım veren bir deneyim, cinsel ilişkiyle dinsel esrikliği birleştiren bir aşkınhk, günlük varoluşun kısıtlılıklan ötesinde bir özgürlük deneyimi vardır.
Sayfa 46
Gülce.
"Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Uçurumun kenarındayım Hızır Civan hazır Divan hazır Ferman hazır Kurban hazır.."
Ömer Lütfi Mete
Ömer Lütfi Mete
Para parayı, fakirlikte fakirliği çeker. Eğitim daha fazla eğitimi, cehalet daha fazla cehaleti doğurur. Bir dönem tarihin kurbanı olanların, tekrar kurban olması yüksek ihtimaldir.Aynı şekilde, tarihin zamanında ayrıcalık tanıdığı kesimlerin tekrar ayrıcalıklı olma ihtimali yüksektir.
Sayfa 152 - KolektifKitabı okuyor
Reklam
Kimse direkt olarak kendisine acıdığını söylemez. Kendisine acımanın en bildik yolu, şikayet etmektir. Sağlıklarından, yaşama koşullarından, hastalıklarından ve insan ilişkilerinden sürekli şikayet eden, her şeyi tenkit eden, memnuniyetsiz ve husursuz insanlar genelde kendine acıyan insanlardır. Kendilerini hayatın içinde bir kurban, hep kötü şeyler yaşamış bir zavallı olarak görürler.
İtalya'nın temel işlevi Fransa'nın savaşlarını masraflarını karşılamaktı ve sonuç olarak Devrim'in ruhu, eşitlik ve özgürlük gibi idealleriyle birlikte, sık sık mali ve siyasi hesaplara kurban ediliyordu.
Sayfa 108 - Boğaziçi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
''... günün birinde bir adama tesadüf edersiniz ki, sizin saadet ve istikbalinizi kendi sevdasına feda edecek; nazlı, nazik Suzan'ın kapıda satıcılarla alışveriş etmesine, güzel ellerini ev işleriyle incitmesine tahammül edebilecek... O adamdan şüphe ediniz. O, hodkam bir sefildir ki, sizi sevildiği kadar sevmiş olsaydı, saadetinizi eliyle kurban etmeyecekti. Biraz daha mağrur, yüksek feragat göstermesini bilecekti.''
Sayfa 26 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Hallacı mansur
Muhyddin arabiye birgün rüya yoluyla kendisine peygamber efendimizden önceki ve ona kadarki bütün peygamberler gözlerinin önüne getirildi. Hallacı mansurun şu sözü üzerine: "Resulü ekremin himmeti Allahın ona verdiği makamın altında kaldı." Ve rüyasında resulü ekremle hallacı mansuru konuşurken gördü: Hz muhammed(s.a.v): Ya mansur şefaat konusunda edebe mugayır olan kelimeyi sen söyledin mi? Hallacı Mansur: evet doğru ya rasulallah Hz muhammed(s.a.v): :Sen işitmedin mi?Ben bir hadisi kudsi naklettim.Kulum bana farz ibadetlerle yaklaştığı gibi başka hiçbirşeyle yaklaşamaz.Sonrada üstüne nafileleri katar ta ki ben o kulumu severim.Sevdiğim zaman o kulumun gördüğü gözü işittiği kulağı yürüdüğü ayağı olurum hadisimi duymadın mı? Mansur :Duydum ya rasulallah Hz muhammed(s.a.v):Ben Allahın sevgilisi değil miyim.O zaman beni idare eden Allah değil mi o zaman bu sözü bize söyletende hak değil mi? Hallacu mansur:Benim günahımın kefareti nedir Ya Rasulallah? Hz muhammed(s.a.v):Nefsini kurban et Hallacı mansur:Nasıl yapacağım Hz muhammed(s.a.v): :Şeriatımın kılıcıyla Sonra hud a.s dedi ki hallacı mansur dünyadan ayrılalı resulü ekreme mahçuptur.300 sene oldu ayrılalı.300 sene sonunda bütün peygamberler toplanıp Resulü ekreme hallac için şefaatçi olalımda Resulü ekremi oda görsün dediler denildi.
Annemin dediği gibi Filistin direnişçi gençler doğuran bir anneydi. Her gün kurban verdiği şehitlerin bir yenisini doğuruyor, direnişe ve özgürlüğe olan vefasını gösteriyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.