Felaket karşısında güç durumdayız ve temellerimizi ancak ölüme giderken koruyabiliyo­ruz, bundan daha trajik bir paradoks hiç görülmedi, daha belirgin bir saçmalık hiç görülmedi, bu evrenin tesadüfi bir yaratı olduğunun, hayatın bir gölge-feno­ men ve insanın da bir ilinek olduğunun kanıtı hiç bu kadar genel onay görmedi. Bizim hiçbir zaman Gök­te Babamız olmadı, bizler öksüzüz, bunu anlaması gereken bizleriz, yetişkin olması gereken bizleriz, bi­zi yolumuzdan şaşırtanlara itaati reddetmemiz gere­kir, bizi uçuruma mahkum edenleri kurban etmesi gerekenler bizleriz, çünkü eğer biz kendimizi kurta­ramazsak hiçbir şey bizi kurtaramaz.
Sokakta yoksul bir insan gördüğümüz zaman çoğumuz ondan kaçınır, ona pis pis bakar, hatta ona "Git kendine bir iş bul,” deriz. Bu, yeterince çabalamadığı ya da kötü kararlar verdiği için kişinin yoksul olmayı hak ettiği algısından kaynaklanabilir. Ancak bu aslında kendimizi korumanın bir yoludur. Yoksulluğun bizim başımıza gelmeyeceğini çünkü böyle bir şeyi hak etmediğimizi düşünmekten hoşlanırız. Bir suça kurban gidenler için de benzer savlara başvurulur. Kurbanı suçlarız çünkü kurbanın bir şekilde bunu hak ettiğini düşünmek daha güven vericidir, yoksa biz de pekâlâ bir hedef olabilirdik. İnsanlar düzen ve kontrol hissinden hoşlanırlar; iyi insanların başına kötü şeyler gelebileceği fikrinden hoşlanmayız. Ama bu olur, hem de her zaman. Bunu kabullenmek, altında yatan eşitsizliklerle baş etmede ve bir şeyler yapmada bize yardımcı olabilir; mesela köleliği ortadan kaldırmak, aşırı yoksulluğu azaltmak ya da şiddet suçlarını önlemek gibi. Bunlar muhtemelen adil bir dünyaya inananların varsayacağı gibi toplumda yaşanan "gerekli kötülükler” değildir.
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Hayatımın sonu hakkında spoiler verdin ama..:”)
“Sevdi, sevilmedi; taptı, aşağılandı; yırtıcı bir hayvana yalvardı, ısrarıyla bir mermeri usandırdı, rüzgârın ardından koştu, yalnızlığa haykırdı, nankörlüğe hizmet etti, ödül olarak, ömrünün baharında ölüme kurban gitti.”
Sayfa 116 - I. Cilt.Kitabı okuyor
“ Kibir, evet! Kibir, bildiğin şeytan… Sen kendine güvenirsin de, ‘Şeytan bana güç yetiremez’ dersin. Biz sezinleyememişiz, meğerse yüreğimizi kibir gizliden kapmış. Gerim gerim gerilmişiz. Allah’ın gönlüne güç vardı besbelli. ‘Yaa öyle mi Zekeriya? Ben sana bir bela vereyim ki, hey köpek!’ dedi kurban olduğum…”
Kaplanla birlikte yaşamanın tek koşulu onun efendisi olmaktır ; ya efendisindir ya da kurban.
Sayfa 12 - İnkilâpKitabı okuyacak
"Unutmazsan maziyi İntikam alır hatıralar" diyor ya şair, "Aydınlık bir geleceği, karanlık bir geçmişe Kurban etmeyelim".
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.