"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Hep mi geçmişle gelecek arasında sıkışır insan.
Kulakları sağır eden sorular,
Görmekten korktugumuz gerçek,
Suya akseden silüet,
Aldanmak şifa niyetine.
Ne zaman huzura erecek yüreğim?
Mutmain olmak bu kadar mı zor?
Kuş misali diyardan diyara göçmek istiyor ruhum.
Bazen bir kelebek gibi ölümü bekleyen,
Bazense bir huma kuşu gibi huzuru resmeden .
Ah bu onulmaz sevdam .
03.05.2022 S.AŞCIOĞLU /Samsun
Sessizliğim
Bir kuş olup uçsam
Olabildiğınce uzak,
Sınırsız maviliklere
Sığınsam bütün benliğim,
Özlemim ve Sevgimle,
Göğün göksüne.
Bir çocuk misali
Ağlasam hıçkıra hıçkıra
Duyar mı beni?
Sessizliğim.
|Ahmet Kar|
Kanat çırpan serçenin heyacanı gibi kalemi. Zarif ve emektar insan #Ahmetkar hocanın şiir kitabına göz atmalısınız.
Dönemin entelijansiyası tarafından büyük
övgülere mazhar olan bu seçkin eserin alametifarikası sadece on dokuzuncu yüzyıl Rusya’sının toplumsal açmazlarına değinmesi değil; aynı zamanda bu toplumun ortaya çıkardığı kişilik yapısının tasvirindeki ustalığıdır.Kırsaldaki derebeylik sisteminin çözülüşüyle başlayan sancılı süreç zat-ı muhterem
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
Zincirlere sarılmış bir kalp atıyor yüreğimde. Pişmanlıkların kokusu üzerimde yer edinmiş sanki. Uzun zaman önce dinlediğim bir hikâyenin etkisinde kalmışım, özlemlerin hasretini çekmişim yıllardır. Vakit nasıl geçiyor anlamıyorum, yağmurlar nasıl bu kadar ferah idrâk edemiyor yüreğim. Sevginin olmadığı yerde çiçekler solmuş, ben ise o çiçeklerin
Ah şu bahtsız avare gönlüm!
Yıllarca dolaştı beyhude harabeleri,
Sonunda buldu kendine bir gülistan,
Orada ömür boyu gül dirmek istedi.
Ansızın bir rüzgardı bana ondan esen.
Bütün dimağımı uçsuz çöllere saldı.
Ruhum avuçlarında şimdi, sımsıkı tutsun;
Bir kuş misali bırakmasın, kırılır kanadı...
Gözlerinde bir damla yaş olsam,
Bir nebze de olsa nasiplenirdim o nurdan,
Yaradanın bitmek bilmeyen ihsanından,
Belki acizliğimi görmek ister gibi...
calikusuzd
🥀
Sevgili dost;
Biz büyüdük ya! Yarınlara dair büyük yalanlar söylemek istemiyorum. Razıyım herkes sevmesin. Yeter ki saygı silinmesin yeryüzünden. İnsanlar verilen emeğe saygı duysun, çekilen çileye. Allah’ın kendi yarattığı kuluna gösterdiği kadar olsun, hoşgörü kalsın yeryüzünde.
Sevgili dost
Tamam herkes âlim olmasın. İlim için deve
Bir kitap okuduktan sonra, mutlaka onu okuyan diğer okurların yorumlarına bakarım.Benim yakalayamadığım ayrıntılar, farklı bakış açıları her zaman dikkatimi çeker.Okumak hepimizin nasiplendiği hudutsuz bir okyanussa eğer, haliyle ağa takılan balıklar da farklı olur.
Bu kitaba yapılan en yaygın eleştirilerden biri de fazla zorlama ve sıradan bir hikayeyi konu alması.Sanki sonu ve başı belli hayatların içerisine kafesteki kuş misali hapsedilen bizler değilmişiz gibi.Benim söyleyeceklerimse tam tersi bir görüşü savunacak.Bu kitap benim için oldukça sıradan bir hikayenin bile usta bir yazarın kalemiyle nasıl devleşeceğini gösteriyor.
Korunaklı ve ihtişamlı hayatının olağan ilerleyişinden bezmiş, azalan yaşama tutkusunun çaresizliğiyle kabuğuna çekilmiş talihsiz bir adamdır Albinus.Bir gün tamamen tesadüflerin çizdiği şekilde kendinden yaşça genç Margot’a aşık olur.Ne yazık ki insana içkin her duygu gibi aşk da yanlış kişilerce kullanıldığında mutluluğun istikametini felakete çevirebilir pekala.(Ve bundan da çok iyi sanat eserleri çıkar.)
Aşkta insanı hakikate karşı sırt çevirmeye iten bir cihet olduğu muhakkak, yazarın bu konuda kullandığı metafor ise onun ustalığını kanıtlar nitelikte.Albinus’un gözlerindeki esrar perdesini kaldırmak için onu zifiri bir karanlığın kucağına atmak! Yazarın karanlıkta attığı kahkahaları duyar gibiyim.
Huzursuz okumalarınız olsun.
Senin de alacağın olsun Nabokov.