Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm, Hz. Ömer'den korkardı.
Ömer RadiyAllahu Anh Hicrî 23. yılın Muharrem ayının başında Pazar günü sabahı vefat etti. Zira Hicrî 23. yılın Zilhicce ayının bitmesine dört gün kala, Çarşamba günü sabah namazını mihrabda kılarken Ebi Lu'lue (Allah onu lânetlesin!) tarafından hançerlenmişti. Ömer RadiyAllahu Anh'ın vasiyeti üzerine cenaze namazını Suheyb RadiyAllahu Anh kıldırmıştı.
Sayfa 83 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
SubhanAllah
Lue Rance Braune "İslâm ve İsrailiyyat" kitabında İslâm'dan ne kadar korktuklarını, asıl endişelerinin İslam'ın kendisi olduğunu şöyle dile getirir: "Aslen en büyük tehlike İslâm nizamındadır. Zira İslâm yayılma gücüne sahip bir dindir. Dolayısıyla Avrupa sömürgesine karşı durabilecek tek nizam İslâm nizamıdır."
Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
... Oğluna dönerek şöyle seslendi: «Yâ Abdulah b. Ömer, beni kim öldürdü?" Abdullah b. Ömer: "Ebû Lu'lue" diye cevap verdi. Hz. Ömer: "Allah'a hamd olsun ki beni, alnı bir tek defa secdeye gitmemiş birisi vurdu."
Sayfa 104 - Beyan Yayınları, İstanbul - 1990Kitabı okudu
Lueger, oldukça büyük fikrî başarıları olan, muarızlarınca, hattâ Yahudilerce bile temiz kalbli, atak, kibar ve hoşgörür tanınan bir insandı, O sırada Viyana’da daha yeni yazı hayatına atılan Avusturya’nın ünlü Yahudi yazarı Stefan Zweig, Lueger’deki Yahudi - düşmanlığının, onu Yahudilere yardım etmekten, Yahudilere dostça davranmaktan alıkoymadığını söyler. Zweig der ki: «Kendisine bağlı olan şehir yönetimi çok âdil ve hattâ örnek şekilde demokratikti... Bu Yahudi - düşmanı partinin seçimi kazanmasından sonra korkmaya başlayan Yahudiler aynı haklarla yaşamakta devam ettiler ve aynı saygıyı gördüler.» Genç Hitler bu tutumdan hoşlanmıyordu. Lueger’i aşırı hoşgörür buluyor, onun, Yahudilerin ırk sorununu yeteri kadar anlamadığını düşünüyordu. Belediye Başkanımn Pan-Germanya’yı kavramaktaki başarısızlığına kızıyor, Roma Katolik Kilisesine karşı izlediği politikadan ve Habsburg’Iara bağlılığından şüphe ediyordu, ihtiyar imparator Franz Joseph, Lueger’i Belediye Başkanı olarak tanımayı iki kere reddetmemiş miydi ? Ama sonunda, Hitler, modern sosyal sorunları, propagandanın ve söz söyleme sanatının halkı çekmekteki önemini anlayan bu adamın dehâsını tanımak zorunda kaldı. Hitler, Lue-ger’iıı kudretli Kiliseye karşı tutumuna da hayran kalmaktan kendini alamadı. «Politikasını sonsuz bir kurnazlıkla yürütüyordu,» der. Lueger «eskidenberi kurulmuş olan kuramların hemen desteğini sağladı, bu eski kuvvet kaynaklarından kendi hareketi için mümkün olan en büyük yararı elde etmeyi başardı.»
Lue Rance Braune "İslâm ve İsrailiyat" kitabında İslâm'dan ne kadar korktuklarını şöyle dile getirir: "Aslen en büyük tehlike İslâm nizamındadır. Zira İslâm yayılma gücüne sahip bir dindir. Dolayısıyla Avrupa sömürgesine karşı durabilecek tek nizam İslâm nizamıdır"
Sayfa 325Kitabı okudu
Yezid'e Lanet Okunur Mu?
Eğer "Yezid"e Hz. Hüseyin r.a Efendimiz'in öldürülmesini emrettiği için lanet etmek caiz midir?" diye sorarsan, derim ki: Senin söylediğin mesele sabit değildir. Ortada bir delil yokken, öldürdü veya öldürülmesini emretti diyemeyiz. Hal böyleyken nasıl lanet edelim? Kesin emin olmadan herhangi bir müslümana büyük günah isnad etmek caiz değildir. Elbette İbn Mülcem, Hz. Ali'yi r.a ve Ebu Lü'lüe, Hz. Ömer'i r.a şehid etti demek caizdir çünkü bunlar tevatür ile sabit olmuştur. Söylediğimiz gibi, bir müslümana delil olmaksızın küfür ve fasıklık ithamında bulunmak caiz değildir.
Reklam
Tǔ'ěrqí rén
Tang Hanedanı döneminde Türkler’den “Tu Jue” olarak bahsedilmesinin ardından yaklaşık bin yıl sonra Osmanlı Devleti’ni, Hunlar ve Göktürkler’in devamı ve Türk İmparatorluğu olarak düşünen, Çin tarih kayıtlarındaki en eski isimleri olan “Tu Jue” ile tanımlayan ilk Çinli düşünür ve devlet adamı Kang You Wei olmuştur. Bu bakımdan Kang’ın Osmanlı Devleti’ne ve tarihimize bakışı son derece önemlidir. 19. yüzyıl sonundan itibaren Çince’de Osmanlı İmparatorluğu için “Tu Er Qi” ismi kabul görmeye başlamıştır ve günümüzde de Türkiye için aynı isim kullanılmaktadır. 1849’da yayınlanan ve Çin tarihinin o güne kadar yazılmış en kapsamlı dünya coğrafyası kitabı olan “Ying Huan Zhi Lue” içinde Osmanlı Devleti için “Tu Er Qi” ismi kullanılmış ve dönemin Osmanlı Devleti’nin sınırlarını gösteren ayrıntılı haritalar eser içinde gösterilmiştir. Eserde Osmanlı için “Tu Er Qi” ismi dışında on farklı isim daha bulunduğu belirtilmiştir.
... Meşhur oryantalistlerden L. Messignon, oryantalistlere sunduğu raporda: "Her şeylerini tahrip ettik, artık hiçbir şeye inanmıyorlar. Boşluğa düştüler. Artık Müslümanlarda anarși, cinayet, tecavüz ve intihar vardır” diyerek sevincini belli etmiştir. Lue Rance Braune “İslâm ve İsrailiyat” kitabında İslâmdan ne kadar korktuklarını şöyle dile getirir: “Aslen en büyük tehlike İslâm nizamındadır. Zira İslâm yayılma gücüne sahip bir dindir. Dolayısıyla Avrupa sömürgesine karşı durabilecek tek nizam İslâm nizamıdır”*
Sayfa 325 - Lopus YayınlarıKitabı okudu
Hz Ömerin şehadeti
.. İşte o sabahta ebu Lü'lüe kendisini yaraladığında; "köpek beni öldürdü" veya "köpek beni yedi" şeklinde bir söz söylediğini duydum. Kafir herif iki tarafı keskin bıçağını sağa sola sallayarak kaçmaya başladı, on üç kişiyi yaraladı, bunlardan dokuzu - bir rivayette yedisi - öldü. Müslümanlardan biri ebu lü'lü'yü görünce üzerine bornoz atıverdi. Kafir herif yakalandığını anlayınca bıçağı karnına saplayıp intihar etti.
Şeytan (Allah'ın ona lanet etsin) bu vakitlerde nefislere vesvese vererek şöyle dedi: "Allah'ın düşmanları ve onların zebanileri her geçen gün daha da kuvvetlenmektedirler. Müslümanlara karşı mücadelede en yeni aletlere sahipler. Her gün güçleri daha da artıyor. Beldelerde dolaşıyor ve diledikleri şekilde kullara tahakküm kuruyorlar. Boyunlar onların önünde bükülüyor. Sizler kışın buzdolabı, yazın ise fırın olan zindanlara atılmış bir haldeyken, yiyecek, içecek, elbise, örtü ve hatta nefesinize yetecek kadar hava bulamazken nasıl oluyor da Allah'ın dostları oluyorsunuz?!" Bu ancak bu tür yerlerde yaşayan kimselerin doğrulayabileceği bir hakikattir. İşte bunlar, bu zor vakitlerde Şeytanın fısıldamış olduğu vesveselerdir. İşte bu, kötülüğü emreden nefsin, bu zor yerlerde harekete geçtiği andır. Bu durum, çok büyük bir mücadeleyi gerektirir. Bu durum, sebata ihtiyaç duyan, imtihanların üzerinde bir imtihandır. Bu kardeşe gereken, kendisine şunu söylemesidir: "Görmüyor musun? Eğer Allah şehitler almak istiyorsa, müminleri öldürmek üzere ellerini uzatacak topluluklar yaratmayacak mı? Ömer'in şehit edilmesi için Ebu Lü'lüe'nin benzerlerinin gelmesi gerekmez mi? Ali için Abdurrahman ibni Mülcem'in benzerlerinin gelmesi gerekmez mi? Sümeyye için Ebû Cehil'in benzerlerinin gelmesi gerekmez mi?"
Reklam
Lue Ming: I woke up after you and your troops were gone. I woke up with my child in my arms. A dead child weighs so much more than a live one.
Boxler: It’s over now. They say it’s over. Lue Ming: The past is never over.
716 yılında Kapgan Kağan (Mo-ço) kuzeyde dokuz boy’dan Bayırkular’a saldırdı ve Tola nehri kenarında savaştı. Bayırkular ağır bir yenilgi aldı. Kapgan Kağan kazandığı zaferden dolayı kibirlendi ve herhangi bir güvenlik önlemi almadan dikkatsiz biçimde geri dönmek için yola çıktı. Yolda bir salkım söğüt ormanında Bayırkular’ın Hie-çi-lüe adındaki kaçak bir askerine rastladı. Birden bu asker saklandığı yerden fırladı ve Mukan Kağan’ın başını kesti. Sonra elçi olarak Türklerin yanında bulunan Ho Ling-Tsü’an ile birlikte Kapgan Kağan (Mo-ço) başını Çin başkentine götürdü.
Sayfa 238Kitabı okudu
"Seni seviyorum,Lue." Kalbim göğüs kafesimi dövercesine atarken kelimeleri en sonunda dışarı itmiştim işte. Gözlerimi yüzünden hiç çevirmeden tekrarladım, "Seni seviyorum. Seni hangi noktada sevmeye başladım bilmiyorum, belki de daha ilk günden beri böyle hissediyorum, bilmiyorum. Bütün bunların çok hızlı olduğunun farkındayım ama... Bariz olanı inkar etmenin anlamı yok, seni seviyorum."
Sayfa 323 - Martı Yayınları
Şu an tek istediğim Lue'nun beni saran kollarının arasında uyumaktı, başımı karnına koyup dünyanın geri kalanını unutmak ve sadece saçlarımla oynayan parmaklarını hissetmek istiyordum.
Sayfa 318 - Martı Yayınları
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.