Vatanımız zengin ve halkımızı mutlu edebilecek niteliktedir, hatta kolayca bugünkü nüfusun yirmi mislini beslemeye yeterlidir. Fakat heyhat! Bir hırsız çetesi onun üzerine çökmüş ve bu zenginliğin, bu hazinenin önünü tıkıyor. Yalnız kendi yararınızı gözetmek için ödül olarak dağıttığınız ve hesapsız harcadığınız paralarla, çeşitli bankalara kendi adınıza yatırdığınız milyonlarla, Osmanlı hükümeti bugün korkunç bir donanmaya sahip olabilirdi...
... Osmanlı Devleti'nin Avrupa kıtasında kaybettiği toprakların toplam yüzölçümü 237 bin 298 kilometrekareyi buluyordu. Bu topraklarda toplam 8 milyon 184 bin kişi yaşıyordu. Sultan Abdülhamid'in siyasi dehası olmasaydı, Ayastefanos Anlaşması harfiyen uygulanacak ve hiç şüphesiz, kayıplarımız en az iki, hatta üç misli fazla olacaktı.
İşte, şehitlerin, yaralıların dışında, "93 Harbi" denilen facianın bilançosu budur. Bu bilanço, başlangıçta da ifade ettiğimiz gibi, Mithat Paşa, Mahmud Celaleddin Paşa, Redif Paşa, İbrahim Ethem Paşa ve taraftarlarının eseridir. Yazık ki, bunlardan bazıları okul kitaplarımızda birer "kahraman" olarak tanıtılmaktadır... Günü gelince elbette gerçek tarih yazılacaktır...
Sayfa 484 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Mahmud Celaleddin Paşa, Sultan Abdülmecid'in kızı II.Abdülhamid'in kız kardeşi Seniha Sultan'la evlenince "damadı şehriyari" unvanını aldı, Yirmi dört yaşında hem vezir hem de Adliye nazırı oldu.
2019 Kitap Listem
61 Adet kitap hazırladım aslında burada paylaşım yapmayacağım diye çıkardığım kitaplar hariç eğer öneriniz varsa alabilirim bu kitaplara yenilerini ekleyeceğim.
1) Mister Pickwick'in Serüvenleri Charles Dickens
2) Tanrının ağzından evrenin hikayesi Franco Felluci
3) Ibn Batuta Seyahatnamesi
4) Büyük Osmanlı Tarihi Hammer
5)
RIZA NUR'UN HAYATI
AİLESİ
RIZA NUR’un baba tarafı en aşağı 200 yıldan beri Sinop’ta oturan ve “İmamoğlu” adını taşıyan bir aileye mensuptur. Rıza Nurun bilinen ilk atası Sinoplu Hacı İbrahim’dir. Bunun oğlu Sinop Kalesi dizdarı Mustafa aynı zamanda Sinop’taki Hisar camisinin imamı olduğu için bu aile adı onlara yâdigâr kalmıştır. Bu İmam Mustafa
Mahmut Celaleddin Paşa kumanda sındaki Osmanlı öncü kuwetleri, Toprakkale'yi kuşattılar. Şahın oğlu Abbas Mirza, aşiretlerin de yardımıyla bu kuvvetleri yenmesine rağmen (Mayıs 1822), ordusunda çıkan kolera salgını yüzünden şaşkına döndü. Ordusunun büyük ölçüde kayıplara uğraması nedeniyle geri çekilmek zorunda kaldı. Öte yandan Irak cephesinde de kolera salgını başlamıştı. Gittikçe yayılıp genişleyen Rum ayaklanmasıyla uğraşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti de İran ' la savaşı sürdürmek istemiyordu. Böylece her iki devlet temsilcileri Erzurum'da bir toplantı düzenleyerek barış görüşme lerine başladılar. Nihayet iki taraf temsilcileri, 1746 yılında imzalanan barış antlaşması kapsamı Dördüncü Murat devrinde 1639 yılında imzalanan "Kasr-ı Şirin Antlaşması"nın şartları esas alınarak 28 Temmuz 1823'de "Erzurum Barışı" imzalandı. Bu yeni antlaşmadan sonra, artık Türkiye ile İran arasında savaş olmaya caktır.
Bizce bu birliğin doğası bütün bu sanat eserlerinin arkasında yatan ruhtur, felsefedir. Bu yüzden, Hindistan'ın Tac Mahal’inin eskizini büyük ârif İbn Arabî'nin el-Fütûhâtü'l-Mekkiyye'sinde bulmanız, Konya'daki Mevlânâ Celaleddin Rûmî Türbesi'nin ana kapısındaki “hayat ağacı” (dıraht-i cân) motifini hem Kur'ân'da hem de onun Mesnevî'sinde bulmanız, İstanbul'daki Hekimoğlu Ali Paşa Camii'nin orta kubbe, yan kubbe ve bütün revaklarının iç hesaplarının hep yirmi bir sayısı ve katları üzerine bina edilerek bu yapının adeta “Besmele”nin taşa toprağa giydirilmesi olduğunu, bunun da büyük ârif Abdülkerim el-Cîlî'nin el-Kehf ve'r-rakîm fî Şerh-i Bismillâhirrahmânirrahîm isimli eserinden mülhem olduğunu görmemiz hiç de tesadüfî olmayacaktır.
Osmanlı Devleti'nin Avrupa kıtasında kaybettiği toprakların toplam yüzölçümü 237 bin 298 kilometreyi buluyordu. Bu topraklarda toplam 8 milyon 184 bin kişi yaşıyordu. Sultan Abdülhamit'in siyasi dehâsı olmasaydı, Ayastefanos Antlaşması harfiyen uygulanacak ve hiç şüphesiz, kayıplarımız en az iki, hatta üç misli fazla olacaktı. İşte şehitlerin, yaralıların dışında, “93 Harbi” denilen facianın bilançosu budur. Bu bilânço, başlangıçta da ifade ettiğimiz gibi Mithat Paşa, Mahmud Celâleddin Paşa, Redif Paşa, İbrahim Ethem Paşa ve taraftarlarının eseridir. Yazık ki, bunlardan bazıları okul kitaplarımızda birer “kahraman" olarak tanıtılmaktadır. Günü gelince elbette gerçek tarih yazılacaktır.
1853 yılında İstanbul'da doğdu. Babası, Osmanlı Devleti'nde dört defa kaptan-ı deryâlık yapmış Damat Gürcü Halil Rifat Paşa, annesi onun ikinci eşi olan İsmet Hanım[2] idi. Babasını, küçük yaşta kaybetti. Özel öğrenim görerek yetiştikten sonra çeşitli devlet memurluklarında bulundu. Paris konsolosluğunda iki yıl görev yaparak Fransızcasını
Bir misâfirhânedir insâna
bu köhne ribât
/Bu köhne ve fani dünya, insan için bir
misafirhaneden başka bir şey değildir./
Âsaf (Mahmud Celâleddin Paşa)
🍂
Kosova'da 2009-2010 yılları arasında Türk Temsil Heyeti Başkanlığı görevini de icrâ eden Albay Saygılı'nın bu eseri yüzyıllar boyu egemen bir güç olarak gerek komşu ülkeleri gerek dünya siyaseti üzerinde nüfuz sahibi olan Osmanlı Devleti'nin, belki de tarihindeki en utanç verici yenilgisi Balkan bozgunu üzerine akademik bir çözümlemeler
“Yaratılıştan lüzumlu gördüğüm, doğruyu söyleme yolunu, fikir ve ifadeyi ne kadar tuttuğum, dikkat sahiplerinin idrak aynalarına aksedeceğinden, bu esere Mir’at-ı Hakikat (Hakikat Aynası) ismi verildi.”
Nisan 1877'de sultan ancak birkaç aydır iktidardadır; özellikle askeri alanda tecrübesizdir ve danışmanlarının tesiri altındadır; bu danışmanlar arasında en başta eniştesi Damad Mahmud Celaleddin Paşa ve Serasker Resif Paşa gelmek üzere, çok kararlı askeri macera yandaşları da vardır. Bu iki adam ona ordunun durumunu çok olumlu göstermekte ve harekete geçmeye teşvik etmektedir. Kamuoyu böylesine tahrik olmuşken düvel-i muazzamaya teslim olmak tehlikeli olur, Murad'ın yandaşları da bu durumdan istifade edilir, diye fısıldamaktadırlar kulağına.
2. Abdulhamid'i çok sevmemden ötürü Talha Uğurluel' den okumak benim için çok değerliydi. 2 kitabın tasarımıda harika bu arada. Biri gençlik biri yaşlılık hali.
Osmanlı padişahlarından belki de en çok tartışılanıdır
Sultan II. Abdülhamid. Kimileri “Kızıl Sultan” diyor,
kimileri “Ulu Hakan”… Siyasi hayatı ve tercihleri sürekli
tartışılıyor. Ve bu