Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
416 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sezai Karakoç, Yitik Cennet'ine başlarken şöyle der: "Adem'le Havva'nın cennette öncesiz sonrasızmışçasına mutlu bir hayatı yaşadıkları zaman gibiydi hayatımız Batı'nın soluğu bize gelmeden önce." İşte bu soluktur "dip zıtlık"ların, "ikili şahsiyet"lerin sebebi. Meral'in iç dünyasında yaşadığı derin muhasebe ve muharebelerin sebebi yine bu soluktur. Kendi benliğinin tezahürü olan "birinci Meral", Batı'nın soluğunu hissettiği anda istihaleye uğrayacak ve "ikinci Meral"e evrilecektir. Paris'te yaşayacağı sefih hayatı tahayyül ederek düşüncelerinin girdabında boğulan ikinci Meral'in aşk mücadelesi, mücadele aşkına dönüşecektir. Fakat mücadele aşkıyla yalpalarken Samim'i (cemiyeti, toplumu) Demokles'in kılıcı gibi karşısında görecektir. Akılalmaz bir psikanaliz yeteneğine sahip olan Samim, bütün dalaverelerine rağmen Meral'e sürekli ikazda bulunacak ve ikinci Meral'in imhası için ona yardım edecektir. Muasır medeniyetler seviyesine vasıl olabilmek için Batı'nın bilim ve tekniğinden faydalanmanın elbette bir mahzuru yoktur. Fakat bunu yaparken Batı kültürünün içtimaî hayatımızda tatbik edilmesi, Türk kültüründe ve ahlâk yapımızda onulmaz hasarlara yol açacaktır. Meral gibi konuşurken bile Avrupalı gözükmeye çalışan ve "Bunun Türkçesi neydi?" gibi sorular yönelten özenti ve mukallit nesiller zuhur edecektir. Eğer ölçüyü kaybedersek millî ve manevî değerlerimiz çöküşe uğrayacak, kalabalıklar içinde YALNIZLIK çeken fertler türeyecektir. Bu ölçüyü hakkıyla anlamalıyız. Çünkü müellifimizin dediği gibi; "tecrübeden sonraki idrâk, evvelkinden çok daha pahalıdır."
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,6bin okunma
"Cinsiyet" (seks), insan hayatında önemli yeri bulunan bir fizyolojik motivdir. Gerçekte "üremek maksadına" uygun olarak yaratılan bu "iç itici", en çok "saptırılan" ve "soysuzlaştırılan" motivimizdir. Normal ve meşru mecrasında tutulduğu zaman, mukaddes aile yuvasının kuruluşuna, cemiyetlerin sağlıklı biçimde çoğalmasına, cinsler arasında ulvî ve derin bağların teşekkül etmesine, içli ve samimi duyguların boy vermesine, güzel sanatlar ve tefekkür dünyamız için zengin zeminler hazırlamasına rağmen, "saptırıldığı" ve "soysuzlaştırıldığı" zaman, bütün çirkinliklere ve yıkıntılara kaynak olan "tenasül hayatımız" üzerinde ne kadar hassasiyetle durulsa yeridir.
Sayfa 29 - Burak Yayınevi/ 2. Baskı: 1998 MartKitabı okudu
Reklam
Biz Seniz İlelebet Ölümsüz Atatürk: 27 Mart 1930 günü sabahı, doğmakta olan güneşe bakmaktadır. Yanındakilere, edebiyat ve felsefe tarihine de altın harflerle yazılabilecek şu muhteşem sözleri söyler: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle
Her namazı son namazın gibi kıl!
Namazlarını, hayata vedâ eden kimse gibi kılabilen bir mü’min, her gördüğü manzarayı âhiret penceresinden seyreder gibi yaşar. Böyle bir rûhî olgunluğa sahip olanlar, hayat yolculuğunda hiç İblis’le yoldaşlık edebilirler mi? Nefsânî arzularının esareti altına girerler mi? Dünyevî ihtiraslara gönül kaptırabilirler mi? Âyet-i kerîmede: “Her canlı
"Biliyor musun her gece yatarken; yarın sabah hiç uyanamasam da, biliyorum ki hayatımı, dilediğimce ve dolu dolu yaşadım diye düşünür ve mutlu bir biçimde uykuya dalarım" demiş ve eklemişti: "Bunun sırrı, neyi istediğimi bilmem ve bunu yapmamda gizlidir. Bira içmek istersem, bir lokale giderim. Ama eğer orada sevdiğim marka bira
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
‘Hayatımız aslında beyaz ve belirgin, gökyüzüne süzülen bir mucize.’ . Renkler hakkında uzun uzadıya düşündünüz mü hiç? Renklere iliştirilmiş anlamları? Siyahın matemi, kırmızının ateşi, yeşilin huzuru, mavinin sonsuzluğu... Peki beyaz öyle mi? Kendi içinde çok çelişkisi yok mu sizce de? Masumiyetle beraber ölümü hatırlatması gibi. Han Kang da biraz böyle hissediyor. Beyaz şeylerin bir listesini yapmaya karar veriyor. Acılardan başlıyor. İlk annesinin kaybından. O kayıp tüm hayatı boyunca hem annesinin hem kendisinin peşini bırakmıyor. Sonra güzelliklerden. İlk kardan, kelebeklerden, pirinçten… Beyazın bizlere değip de izini bıraktığı o anlardan. . Vejetaryen ve Çocuk Geliyor’da okuyucuyu yakalayan Han Kang bu eserinde daha durgun cümleler kurmasına rağmen yine aynı şeyi yapıyor. Sakin bir suya çekiyor bizi, bembeyaz bulutların altında. Elinize aldığınız anda da bitiveriyor kitap.. . Murat Yılmaz kapak tasarımı ve kendisine her çalışmasıyla teşekkür borçlu olduğum Göksel Türközü hocamızın (kendisinden ders almasam da manevi olarak hocam olduğunu hissediyorum) çevirisiyle.
Beyaz Kitap
Beyaz KitapHan Kang · April Yayıncılık · 2021378 okunma
Reklam
Mevlâ Tealâ ona ne amel ettin? diye sorunca: "Yedim, içtim, yattım"mı diyecek. Mevlâ Tealâ Hazretlerine hiç böyle cevap verilir mi? Bazı erkekler: "Bizim işimiz, meşguliyetimiz var, ne edelim? Bu maneviyatla ilgili şeyleri öğrenmeğe vaktimiz yok." der. Olur mu? Manevi hayatımız olmadan yaptığımız işleri kurt yesin. Sizin işiniz var da hanımlarınızın işi yok mu? Çamaşır yıkarlar, bulaşık yıkarlar, evi süpürürler, daha neler neler... Efendi Babam (Kuddise Sırruhu): "Kadınların işi çok ağırdır," derdi. Hacı annemin çamaşır yıkadığı gün yemek istemez, peynir ekmek yerdi. Şimdi çamaşır makinesi çıktı hanımların işini hafifletti, öyle ise, daha çok zikir etmek, ibadet etmek lâzım. Yarın ahirette geçirilen boş zamanlara çok üzülünecek, iki rekât namaz kılmak İçin dünyaya geri dönmek istenilecek ama ne faide.
İtiraf etmeli ki, çağdaş Batı'nın maddî ve manevî konuları ve sorunları, bizim hayatımız için de geçerli hale getirilmiştir.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Bu inceleme “ölüm”le ilgili olacaktır. O yüzden huzurunuzu bir miktar kaçırabilir, vaktinizi gereğinden çok alabilir. Okunmadan önce bilinmesini isterim. Bu kadar ciddi bir cümle kurmak istemezdim ama bu konu, böylesine soğuk bir girişi gerektiriyor. Ölüm. Hem de en sessizinden. Ve kanser... İnsanoğlunu maddi manevi dermansız bırakan
Sessiz Bir Ölüm
Sessiz Bir ÖlümSimone de Beauvoir · İmge Kitabevi Yayınları · 2019735 okunma
Demek ki îmanımız, ihlâsımız, ibadetlerimiz, beşerî münasebetlerimiz, ticarî veya içtimâî hayatımız vesâire mutlaka devamlı olarak imtihan içindedir. Yani sürekli manevî depremlerle test ediliyor.
Sayfa 53
Reklam
Küçücük bir hatırlatma.
*** Burçların insan karakteri üzerinde tesiri var mıdır? Soru detayı - İnsanların duygularındaki değişiklikler burçlarla alakalı bir şey midir? Mesela, bazen kendisini çok akıllı bazen çok duygulu, bazen de işe yaramaz biri gibi hissediyor. - Bir insan burçların gelecekle ilgili tahminlerine inanmadan, sadece doğum tarihine bakıp "Ben şu
Hz. Peygamber de (s.a.s.), “Meşru olduğu halde Allah nezdinde en sevimsiz olan şey boşamadır.” buyurarak boşama yetkisinin uluorta kullanılmasının manevi sorumluluğuna vurgu yapmıştır.
270 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.