"Hz. İbrahim:
-Saadet; çalışıp kazanmak ve kazanılanları başkalarıyla pay-laşmaktadır.
Hz. Musa:
-Saadet; nefsi, Firavun'un tutkuları gibi tutkulardan kurtar-maktadır.
Hz. Adem:
-Saadet; şeytana ve Havva'ya uymamaktadır.
Konfıçyüs:
-Bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktadır.
Platon:
-Daima yüce şeyleri düşünmektedir.
Aristo:
-Mantık! İşte saadet!
Zerdüşt:
-Saadet, karanlıkta kalmamaktadır.
Brahma:
-Saadet mi? Zannedilen şeyin aksidir.
Hz. İsa:
-Saadet; Maziyi unutmak, içinde bulunulan anı iyi değerlen-dirmek, geleceği düşünmemekle mümkündür.
Lokman Hekim:
-İnsanlar bu kelimeyi bütün dertlerini bir sözle ifade etmek için icat etmişlerdir.
Hızır Aleyhisselâm:
-Saadet, tutkuların giremediği gönüllerde aniden görülen bir hayalettir."
Ahlâk üzerine mantık yürütmek söz konusu olamaz. İnsanların çok ahlâkla kötü davrandıklarını gördüm, dürüstlüğün kurallara gereksinimi olmadığını da her gün görüyorum.
Kendi gerçekleriyle yüzleşmeyi göze alamayan insanlar abartılmış üstünlük çabalarına uygun bir mantık geliştirirler. Bu insanların mantığı, korkularına ve yetersizliklerine karşı geliştirilmiş bir savunma sistemi olmaktan öte bir anlam taşımaz.
Sayfa 169 - Metis Yayınları, 22. Basım, Haziran 2021Kitabı okudu