Sürü insanın belli başlı dört özelliği şöyle sıralanmıştı: 1. Kişilik kaybı: kişiye özgü bireysel davranış biçimleri, ihtiras ve tutkuların baskısı altında ortadan kalkar. Onların yerini, içgüdüsel tepkiler alır. 2. Duyguların egemenliği: akıl ve mantık terk edilir, duygular ve içgüdüler öne geçerler. Nitekim geniş kitlelerin böylesine yaygın
Bir dengesizle aşırı duygular altında karar vermeyin.Karar, akıl ve mantık işidir.
Sayfa 221
Reklam
Mantığı duygular etkilemeye başlamışsa,o artık mantık olamaz ve hiçbir şeyi açıklayamaz.
Duygular ve mantık
Tekrar yalnız kalınca, öğrendiğim şeyleri düşündüm. Kalbime bakıp ne düşündüğünü, ne hissettiğini sordum. Hayal gücümün uçsuz bucaksız enginlerinde başıboş dolaşan hislerini, mantığımın güvenli kucağına getirmek için var gücümle çabaladım. Kendi mahkememde, hafıza kanıtlarını sundu önce. Dün geceden beri büyütmekte olduğum umutları, dilekleri ve hisleri anlattı. Hemen hemen iki haftadır aklımın ne durumda olduğundan bahsetti. Mantık öne çıktı sonra. O her zamanki sessiz tavrıyla, yalın, hiç süslenmemiş bir hikaye anlattı. Benim gerçeği nasıl reddettiğimi, hayalimin peşinden koştuğumu gösterdi.
Sayfa 211 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Mecûsi rahipleri bir kere “boş ver” demişlerdir. Hiçbir şey ciddi değildir. Her yasak delinmek içindir. Düşünceden çok duygular önemli demişlerdir. “Yaşamak, her an yaşamak ve zevk almak var olmaktır” öğüdünü vermişler, insanın değer verdiği her şeyi, yine usta mantık oyunlarıyla alaya almışlardır.
Sayfa 133Kitabı okudu
Artık ne arzum kaldı, ne de kinim. İçimdeki insanı yitirdim. Kaybolsun diye de bir yere bırakıverdim. Hayatta insan ya melek olmalı, ya doğru dürüst insan, ya da hayvan. Ben onlardan hiçbiri olmadım. Hayatım ebediyen kayboldu. Ben bencil, acemi ve zavallı olarak dünyaya gelmiştim. Şimdi artık geri dönüp, başka bir yolu seçmem imkansız. Bundan böyle bu anlamsız gölgelerin peşinden gidemem. Yaşamla yaka paça olamam, güreş tutamam. Sizler, gerçekte yaşadığınızı zannediyorsunuz. Elinizde hangi sağlam kanıt ve mantık var? Ben artık ne bağışlamak, ne bağışlanmak, ne sola ne de sağa gitmek istiyorum. Gözlerimi geleceğe kapayıp, geçmişi unutmak istiyorum. Hayır, kendi alınyazımdan kaçamam. Başıma gelen bu delice düşünceler, bu duygular, bu gelip geçici hayaller bir gerçek değil midir? Her ne olursa olsun, benim mantıklı düşüncelerime göre, bunlar daha doğal ve daha az yapmacık geliyor. Özgür olduğumu zannediyorum. Fakat alın yazım önünde en ufak bir direnme gösteremiyorum. Dizginlerim onun elinde. Beni o yana bu yana çeken odur. Alçaklık, hayatın alçaklığı!
Reklam
483 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.