Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Yazar, Stanford Üniversitesi'ndeki Davranış Tasarımı Laboratuvarı' nın kurucusu ve yöneticisi. Stanford' lu okuduğum ikinci yazar. Diğeriyse Jo Boaler' di. Bu kitabı daha önce almış ve biraz okuyup yarım bırakıp, elden çıkarmıştım. Uzun bir süre sonra yazarın okuduğu üniversiteyi görünce tekrar ön yargısız aldım. Kitabın başlarında davranışların olabildiğince küçültme vurgulaması yapıyor. Hatta kitabın bir bölümünde zihnimizde 'küçültme' kavramını bile karmaşık yaptığımızdan bahsediyor. Yani davranışlar küçültülmediğinde 'ya hep ya hiç' kurbanı oluyor. Kitapta hem en çok beğendiğim hem de yazarın da savunduğu şey, küçük davranışların hemen sonrası 'kutlama' alışkanlığı. Buradaki mantık şu. Duygular alışkanlık yaratır. Küçük bir davranışın hemen sonrasında bir 'duygu' olan kutlama(parlama) yaparak alışkanlık oluşturuluyor. Davranışın en küçük hali+ kutlama= Davranış devam etmesi. Benim için baya zihin açıcı bir kitap oldu. Beklentiniz normal olsun. Öneririm.
Küçük Alışkanlıklar
Küçük AlışkanlıklarDr. Bj Fogg · Pegasus Yayınları · 202153 okunma
Bu gece bir karar gecesiydi. Bu gece bir sorgulama, ölçme biçme, tartma gecesiydi. Bu gece duygular konuşacak, mantık konuşacaktı ve bu gecenin sonunda belki de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı...
Reklam
151 syf.
·
Puan vermedi
Düşüncelerin yaşamına yön verirken aklın mı hüküm sürdüğü duyguların mı tartışılır. İki olgunun da galip ve mağlup olduğu durumlar vardır elbet yaşamın gereği budur çünkü.. Ne düşünürsek o oluruz gibi klişe bir laftan sonra insan iyi olduğu kadar kötü de olmalı kanısındayım, ne kadar iyi düşünsekte iyiliğin ve kötülüğün harmanlanmış dünyasında bizi biz yapan daha çok davranışlarımız olur zira ağzımızdan çıkan sözler kifayetsiz kalabiliyor. Aklın ve duyguların arasında sıkışmış bir benlik düşünün Akıl mı daha güçlü yoksa duygular mı? Peki hisler mı daha sahici mantık mı ? Bizi harekete geçiren yada durduran ne olmalı ki sonunda iyi ve güzel şeyler olsun ... Aklımızı ve duygularımızı doğru yerde doğru zamanda hak eden kişilere hak ettiği gibi göstermek gerekiyor zira yaşam yeterince güç ve biz yani benliğimiz çok değerli bir varlık.. Gücünüzü aklınızdan ve duygularınızdan alın ve hiçbir durumun yada kişilerin gücünüzü bastırmasına izin veryin Çünkü hayata bir kere geliyoruz ve bize bahşedilen yaşam bizim için..
Düşüncenin Gücü
Düşüncenin GücüJames Allen · Koridor Yayıncılık · 20082,396 okunma
"Anne babalarına şaşırıyorum. Aşk evliliği diyorlar." "Aşk mı? Ne çığdışı düşünceler! Bu zamanda kim aşkı konuşur ki?" "Ne yapalım? Eski aptalca moda geçmiyor." "Bu modayı takip edenler için kötü...Biliyorum mutlu evlilikler sadece mantık evlilikleridir."
Sayfa 191Kitabı okudu
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sign up Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size infinitium _kitap_toplulugu ile birlikte okuduğumuz Albert Camus'tan Sisifos Söyleni adlı kitabı ile geldim. 1942 yılında yayımlanan Sisifos Söyleni'nde Camus, kendi bakış açısından absürt felsefeyi (absürdizm) ele alıyor. ("Söylen" kelimesinin de "mit, efsane"
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20238,4bin okunma
314 syf.
·
Puan vermedi
Frantz Fanon’a göre sömürge toplumların, özelde de neredeyse tümden sömürgeciler tarafından eritilmiş, ürkütülmüş, kendisi olmaktan çıkartılmış böylesine toplumların çok ciddi öz güven sorunları vardır. Kendilerine karşı, toplumlarına, halklarına ve de insanlığa karşı güvenleri yoktur. Güvenleri derin değildir. Bundandır ki hep korkak, sindirilmiş, ölgün, cansız varsa bir ruhları o da karartılmış bir haldedirler. İşte böylesine toplumlar kendi kaderlerini ellerine almaya başladıkları anlarda kendileriyle çok ciddi bir kavga içerisine girerler. Aslında ilk başkaldırıları sömürgecilere karşı geliştirilen başkaldırı değildir. Başkaldırıları kendilerine karşı geliştirilen başkaldırıdır. Ve sömürgecilere sıktıkları ilk mermi, sömürgecilere karşı kaldırdıkları ilk yumrukları, sömürgecilere karşı atıkları ilk tokatları yani gerçekleştirdikleri ilk eylemleri esasta kendisine karşı, yani sindirilmiş olan, şuur altına kayıpta tereddütlü kişilik olarak ortaya çıkan kişiliksiz yapısına karşı sıkılan, atılan ve vurulan mermi, yumruk ve tokattır. Frantz Fanon bu durumu “ilk kurşun teorisi” olarak adlandırıyor. Tıpkı Mbembe’nin Zenci Aklın Eleştirisi kitabında dediği gibi: “Onun düşüncesi volkaniktir ve aynı zamanda hem sekteye uğratmanın hem başkaldırının hem de umudun düşüncesidir. Fanoncu mantık yapısında düşünmek demek, durmadan, geri dönüşsüz biçimde, mücadele içinde ve mücadeleyle birlikte yaratılan bir dünyaya başkalarıyla beraber yürümek demektir.”
Yeryüzünün Lanetlileri
Yeryüzünün LanetlileriFrantz Fanon · Versus Kitap · 2020966 okunma
Reklam
BİLİNÇ: Bireyin tanıdığı ve farkında olduğu zihin yapısıdır. Yaşamın ilk anlarından itibaren oluşmaya başlayan bu yapının gelişmesi ruhsal işlevlerle sağlanmaktadır. DÜŞÜNME İŞLEVİ: Düşünceler arasında bağlantı kurarak genel bir kavrama ulaşma ya da soruna çözüm getirmeyi ve olayların anlaşılması işlevini içermektedir. HİSSETME İŞLEVİ: Bir düşüncenin olumlu ya da olumsuz duygular oluşturmasına göre o düşünceyi kabul ya da reddetme yani değerlendirme işlevini içermektedir. DUYU İŞLEVİ: Duyu organlarının uyarılması sonucu algılanan duyuları içerir. SEZGİ İŞLEVİ: Bir düşünce ya da duygu katkısı olmaksızın o andaki yaşantının insanda oluşturduğu izlemini tanımlayan sezi işlevinin ortaya çıkabilmesi için yargılama ve mantık gerekli değildir.
Duygular tam da mantık yürütmemizi ve düşünmemizi baltaladıkları veya onlara kısa devrede yaptırdıkları için büyük önem taşır
·
Puan vermedi
SPOILER UYARISI!! Kitap 8 hikayeden oluşuyor ancak ben hepsini okuyamadım, sıkıldım. Kitap başlarda güzeldi ancak gitgide durağanlaştı. En sevdiğim hikayeler 1. Ve 2. Hikaye olan; beyaz mantolu adam ve unutulandı. 1. Hikayede bir adamın ölümünü, intiharını 2. Hikayede bir adamın intihar ettikten yıllar sonra bulunuşunu, belki de fark edilişini 3. Hikayede bir adamın yaşadıkları sonucu dayanamayıp intihar edecekken bir sebepten bu kararından vaz geçişini 4. Kitapta bir adamın başka bir adama mektup yazarak kendisini, hayatını anlatan bir kitap yazışını 5. Kitapta gazeteci bir adamın sevdiği kız uğruna yaptıkları, harcadıkları... Yazar sanki başta yazmaya başlarken derin duygularla yazarken sonra içinde yaşadığı duygular gitgide azalmış ve daha az etkileyicilikle yazmaya başlamış. Belki de bu yüzden okurken özellikle 1. Hikayeyi okuduğum kadar etkilenemedim, etkilemişim gitgide azaldı ve bırakmak zorunda kaldım. Özellikle 2. Hikayede mantık hataları vardı ama ginede etkilenmedim değil... Yazarı okumaya bu kitapla başladığım zaman dilinin anlaşılır olmasına sevindim ama durağan bir kitap olduğu için yazarı okumaya bu kitapla başlamak ne kadar mantıklıydı bilemiyorum.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,5bin okunma
352 syf.
7/10 puan verdi
George Orwell'in gelecek nesillere uyarı niteliğindeki eseri. Distopik bir dünya sunan kitap, üç devlete ayrılmış bir dünya düzeninde karşılıyor bizi. İnsanların beyni yıkanmış, zihinleri köreltilmiş, adeta kuklalar toplumu gibi bir yapıya bürünmüş. Hükümet büyük birader adı altında halkı yönetiyor, bütün verileri kendi çıkarları doğrultusunda manipüle ediyor. Düşünmek, yasak; duygular, yasak; insan gibi yaşamak, yasak. mantık, düşünme, araştırma, soru sormaktan aciz; savaş ve yalan yanlış bilgiler ve zorbalıklarla yaratılmış cahil bir toplum. Günümüzde buna ne kadar uzağız, her birimiz kitle içinde bireyselliğini yitirmiş, asimile olmuş, popüler olan ne varsa onunla ilgilenen, bir gün küfür edip iki gün sonra övgüler yağdırabilen bir toplumuz. Çok değil yakın zamanda herkes barbie olmuştu... Kitaba 7 puan verme sebebim mevcut distopya içerisine girememem ve buna ek olarak karakterimiz Winston ile iyi bir bağ, hatta bir bağ kuramamam. En azından o...
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,1bin okunma
Reklam
Duyguların Kontrolü
Beynimiz temelde “duygusal bir zihni” yönetir (yahut ona aracılık eder). Yani duygular esastır ve mantıklı gerekçeler daha sonra gelir. Motivasyon dediğimiz sürdürülebilir yönlendirici zihin gücü de temelde duygulardan doğar. Bir insanı mantık yoluyla ne kadar tartışılmaz derecede ikna ederseniz edin, o insanın duygusal devrelerinde gerekli değişiklikler oluşmadığı takdirde davranışlarının değişmesi çok zordur. Motivasyon, “neden”lere bağlıdır. Fakat insanı yönlendiren nedenler, mantıksal olmaktan ziyade öncelikle dürtüsel ve duygusaldır. Doğru olduğunu bildiğimiz birçok şeyi yapmamamız ve yanlış olduğunu bildiğimiz birçok davranışı tekrar edip durmamız da bu durumdan kaynaklanır. Dürtüleri dizginlemek (irade), bir davranış yerine başka bir davranışı tercih edebilmek (ihtiyar) veya harekete geçerek bu hareketi sürdürebilmek için duygusal motivasyon gerekir. Kuvvetli duygular, dürtüleri değiştirebilir ve bilinçli davranışları da kalıcı olarak farklı kalıplara yönlendirebilir. Yeme düzenimiz, kalp ritmimizden kan basıncımıza kadar birçok parametremizin değerleri, insanlarla iletişim kurarken kullandığımız hareket kalıpları veya yürüme ritmimiz bile bunlardan etkilenir. Âşık olduğumuzda, öfkelendiğimizde, ileri düzeyde korku hissettiğimizde ve “gaza geldiğimizde” yaşadığımız durum budur.
374 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Aynil Onur Yüksel / Nisan Yağmuru Aşk kapıyı nerede ne zaman çalacak hiç belli olmuyor. Bazen “her şey bitti, aşka kapılarım kapalı” dese de mantık, kalp “ona ben karar veririm” diyebiliyor. Aşk ve sevginin heyecanını, ihanetin ve korkuların acımasızlığını, dostluğun ve desteğin gücünü fazlasıyla hissedeceğiniz romantik bir hikaye. Nisan;
Nisan Yağmuru
Nisan YağmuruAynil Onur Yüksel · İkinci Adam Yayınları · 202125 okunma
"Kadın ile erkek arasındaki aşk'ta her zaman bu aşk'ın doruk noktasına ulaştığı bir an vardır, ve o an'da bilinç, mantık ve şehvet diye birşey kalmaz..!"
397 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
İki lider: Mustafa Kemal Paşa ve Enver Paşa İkisi de aynı yıl doğdu. İkisi de kurmay subay İkisi de Türk davasına gönül verdi. Ama; Biri başardı, biri başaramadı. Biri imparatorluğun çöküşünde anılırken, diğeri yeni bir ülkenin doğuşuyla anıldı. İki büyük değer Biri vatanı kurtardı; Türkiye Cumhuriyetini Kurdu. Diğeri Turanı kurmak istedi; Pamir Dağlarının etekle-rinde istilâcılarının kurşunlarıyla şehit düştü. Biri Türkiyenin öncüsü, diğeri Türk dünyasının öncü-sü, Bir iki devi bir kitapta bir araya getirdik. Mustafa Kemalin mantığı, Enver Paşanın roman-tizmi... Mantık da gerek, romantizm de... Akıl ve ruh birleşiyor..
Bir Vatan İki Reis
Bir Vatan İki ReisÇınar Özkan · Kamer Yayınları · 2019281 okunma
1.162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.