Armentrout'un Lux serisi fantastik romanlar arasında en beğendiklerimden birisidir. Kırk yıl düşünsem kalkıp da bir gün baş kahramanları uzaylı olan romanlar okuyacağım aklıma gelmezdi. Ama okudum işte. Yine olsa yine yaparım:)Evet gelelim serimize.Baş kahramanımız haliyle yine sıradan bir insan evladı olan Katy adında bir kız. Annesi ile başka
Sürü insanın belli başlı dört özelliği şöyle sıralanmıştı:
1. Kişilik kaybı: kişiye özgü bireysel davranış biçimleri, ihtiras ve tutkuların baskısı altında ortadan kalkar. Onların yerini, içgüdüsel tepkiler alır.
2. Duyguların egemenliği: akıl ve mantık terk edilir, duygular ve içgüdüler öne geçerler. Nitekim geniş kitlelerin böylesine yaygın
Eşimizi Neye Göre Seçeriz?
Tesadüf gibi görünen eş seçimleri gerçekte
tesadüf müdür? Eş seçimi aslında tahmin
edilenden daha karışık bir süreçtir.
Aşık olma süreci tamamen tesadüfler üzerine
kurulu gibi görünse de gerçekte olan aslında
beynimizin alt katmanları yani en temel
beden fonksiyonlarını yerine getiren kısmı,
eşimizi ebeveynlerimizle
“Kızıl cooluk alcalım” adlı eser 1963 yılında Povesti gori stepey/Dağlardan ve Steplerden Masallar adlı kitapta yer aldı. Ancak öncesinde 1959’da “Dolondun kan colunda” adıyla Kırgızistan’da yayımlanmıştı. Delbirim adıyla 1981’de tek kitap olarak da basılacaktı. Türkiye’de de farklı adlarla yayınlandı. Ancak en bilineni Al Yazmalım, Selvi
Bu kitabı bana hediye eden Zeynep ablaya teşekkür ederek başlayayım. Yoğun uğraşlar sonucu bitirdiğim bir kitaptır kendisi(Düz mantık diyor ki "Mustafa, Mustafa olandır böyle zulüm görmedi idi/ Vivaldi olmasa hadi baya harap idi/ Hatır için çiğ balık bile yer idi. :D"). Konusu anladığım kadarı ile aşk şiirlerinden oluşmaktadır(Düz mantık diyor ki "Bu kısım için kitabın başlığından kopya çektin bir kere saftirik elmer seni. Seni bu hallere düşesin diye mi düz mantığın oldum. Nerelere gideyim." :D). Yazarın dudak merakı bende de merak oluşturmadı değil. Gerçi arka tarafındaki hayat hikayesinden biraz aydınlandı merakım. Şiirlerden hoşuma gidenleri gelince 4, 6, 7, 10, 12, 13, 15, 18, 19 ve sondaki umutsuz bir şarkı olarak sıralayabilirim(Düz mantık diyor ki "Bozuk saat bile günde iki kere doğru gösterir. Buradaki oran fazla olması çok şey değiştirmez bir kere. Ömer Hayyam amca'da daha fazla beğendiğim kısım vardı hıh. :D"). Bu şiirlerden birini seçmeye karar verdim malum konuda. :D Ömer Hayyam amcayı geçmesi imkansız olsa da okuduğum şairlerden üst kısımda kendisi(Düz mantık diyor ki "Ömer Hayyam amcadan sonra okuduğun ilk şair olmasının üst taraflarda olmasının etkisi olup olmadığını bilmiyor. :D") üst sıralarda yer alıyor. Son sözü düz mantığın uyarı şiiri ile bitirmek istiyorum.
Şiir okuyorum duygular kıpraşıyor.
Düz mantık görüyor, "Ağır ol şampiyon." diyor.
Duygu yüzünden baba ile kavgayı hatırlatıyor.
Kutsal ruhun son anda yetiştiğini anımsatıyor.
Neyine gerek senin oynak şiirler diye küçümsüyor.
Düz yazı ile rakamlar sana yeter diye uyarıyor.
:D :D :D
DUYGU VE MANTIK
Duygular hiç bir zaman insanı güçsüz kılmaz. Tam tersine en güçlü insanlar duygusal insanlardır. Sadece duygusal düşünmek, mantıklı düşünmekten farklıdır. Insanda mantik bencilligi, duygular vicdani temsil eder desem biraz agir mi bilmiyorum. Tam olarak oyle degilse bile ona yakin bir durum iste.
Uğur UKUT
Yine bir DOSTOYEVSKİ kaçamağı yaptım ve her zaman ki DOSTOYEVSKİ bana karışık duygular hissettirdi ama bu konuda en anlamlı söz NABOKOV'UN ''Aynı şekilde,doktor Lujin'e Dostoyevski'den herhangi bir şey verilmesini yasakladı,zira Dostoyevski,doktorun deyimiyle,çağdaş insanın ruhunda baskılı bir etki yaratıyordu,sanki korkunç bir aynaymış gibi- ''