Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
Franz Kafka'nın başyapıtı. Yazarlar, kitaplarına kendilerinden bir şeyler kattıklarında daha kusursuz eserler ortaya çıkıyor. Tıpkı Dostoyevski'nin Kumarbaz’ı gibi. Christy Brown'un Sol Ayağım’ı gibi.  Mina Urgan'ın Bir Dinazorun Anıları kitabı gibi. Ve birçok usta kalemin yaptığı gibi bu kitap da Kafka'nın unutulmaz,
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,2bin okunma
592 syf.
10/10 puan verdi
·
74 günde okudu
Okurken neler hissettim bilemezsiniz. Felsefe nedir?
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin Dünyası
bir kitap bu kadar mı güzel anlatılır. Bir çocuğun anlayacağı şekilde anlatmak okuru daha güzel etkiledi emin olun. Okumaya cesaret edemeyip ama okumaya başlarken çok dikkatli okuyup uzun bir zamana bırakmak hata değildi tam 74 günde bitti ve hep benimle olacak olan Alberto ve Sofie. Ne yazsam ne desem bilemiyorum nerden başlasam. "Felsefe masalın tam tersidir." Bence burdan başlayalım sizce felsefe de bir masal değil mi? Biri gerçek biri masal ama hangisi gerçek sizce? Bana göre ikiside aynı derecede gerçek ve masalımsı biri hayal gücünü kullanır biri düşünce gücünü. 'cogito, ergo sum. Hayatımı şekillendiren bir cümle okursanız anlarsınız. Ama şunu da öğrendim bir baba kızı için her şeydir. Burda en çok Hilde'nin babasıyla olan ilişkisini kıskandım sanırım ya da kızına yazdığı kitap içinde olabilir. Uzatmadan yormadan sizleri keyifli okumalar....
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,7bin okunma
Reklam
528 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir kitap düşünün, kendini size resmen zorla okutturuyor ve okuduktan sonra kitaptaki bir karaktere bürünüyorsunuz. Sizi masalsı bir diyara çekiyor ama o diyar gerçek dünyadan bile tehlikeli. Öncelikle şunu söylemeliyim ki mutlu sonla biten bir seri arıyorsanız o seri bu seri değil. Karakterlere de sakın bağlanmayın, sizi üzerler. Dünya, Dans Eden Valeler'in boyunduruğu altında son nefesini vermek üzere artık. Ve bizim çok değerli anormallerimiz de bu durumu tersine çevirmek için her şeyi denemeye hazırlar. Ismus'un eli fazla güçlü. Tüm dünya avucunun içinde, tabii bir de şu garip yaratıkları var. Ama anormallerimizin de pes etmeye niyetleri yok. Konusu özgün, kendisi güzel, dili sade ve akıcı bir seriydi. İlk iki kitap da güzeldi ama en güzelleri ve en macera dolusu son kitaptı. Hemen her sayfasında yeni bir macera ve yeni bir ölüm vardı. Ölümler ve olaylar o kadar sık yaşanıyordu ki yas tutmaya bile fırsatım olmadı. Okurken ben de bir masal alemine çekildim. Beyaz şato, soytarılar, büyücüler, krallar ve kraliçeler... Yalnız öyle bir masal alemiydi ki hiçbir yer tekin, hiçbir yaratık güvenilir değil. Robin Jarvis hayal gücünü konuşturmuş da konuşturmuş, bence iyi de yapmış. Sonuç olarak da soluksuz okunan bir roman ortaya çıkmış. Yazar kitabın sonunu açık bırakmış. Ya devamını hayal gücümüze bıraktı ya da yeni bir seri şeklinde bu macerayı devam ettirmek istiyor. Bilemiyorum artık.
Barışa Karşı
Barışa KarşıRobin Jarvis · Artemis Yayınları · 202045 okunma
Bir gönlü şiirle çalmak
Lermontov'un birçok şiirini ezbere bilen bu genç; bana onun “Mtsïri” adlı şiirini okudu. Tavırları ve duruşu, 19. yüzyıl subaylarını hatırlatıyordu. O, Peçorin gibi hayattan bitkin; Byrond gibi dünyadan elini eteğini çekmiş birine benziyordu. Çalan müziğin eşliğinde herkes tango yapıyorken, o bana memleketini, Kafkasya’yı anlatıyordu: - “Bizde
238 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İhsan Oktay Anar! Şimdiye kadar dünyanın bir çok ülkesinden kitap okudum ama İhsan Hoca kadar kıvrak zekalı ve kurgu planı farklı bir yazarla karşılaşmadım. Karşılaşmayı da istemiyorum açıkçası... İlk olarak şunu söylemeliyim. İhsan Oktay Anar' ın kitapları anlatılamaz, tarif edilemezdir. "Şöyle bir şey var da, şöyle bir şey oluyor da"
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mücellâ
Nazan Bekiroğlu'nun muhteşem kaleminden bir dönemin romanı, kısaca hayatı. Mahalle kültürü, birlik beraberliğin gaz lambaları ile aydınlanan yolu olmayan, pilli radyo ile dış dünya ile bağlantı kurmaya çalışan aslında çoğumuzun aşina olduğu dönemler de yaşamış olan Mücella... Karadeniz'de yaşayan babasız bir kız çocuğu annesi Neyyire hanım ile yaşamını sürdürmektedir. Abisi Fahir İstanbul'a sonra da yurt dışına taşınıp geçim derdine düşmüştür bu nedenle Mücella annesi ile hayatta kalmaya çalışmaktadır. Konusu sürükleyici betimlemeleri keyiflidir. Mücella annesinin layık gördüğü kadarını yaşamıştır, " elalem ne der" en önemli kuraldır. Annesinin söylediği şeylerin dışına çıkmayan Mücella hep nasibini beklemiştir. " Her nasip vaktine esirdir." Nasibinde evlilik yoktu Mücella'nın. Neyyire hanım'ın ilk önce uslu kızıydı. Sonra hamarat, becerikli kızı oldu. Daha sonra da Mücella abla , Mücella teyze oldu. Mücella'nın yaşlanmaya başlamasıyla anladı annesi hatasını. Zaman geçmişti ve Mücella ya yapılan tüm yenilikler bir anlam ifade etmiyordu... Hayatı seyretmeye alışkındı Mücella. - Rüya olduk Nazlıgül dedi denize bakarken." Masal olduk, anlatanımız yok kızım." Her şeyi ciddiye almaya yazgılı, yalnız ve mutsuz ama mutsuzluğunun farkında bile değil, kendi içinde bir nabız gibi atarak çoğalıp duran bir kız çocuğu ile kuruyup gitmiş yaşlı bir kız arasında her zaman için olası bir sahneydi bu. Tek farkla: Gerçek oldu.
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110,1bin okunma
Reklam
"Bu, herkesin sağ kurtulduğu bir masal değil. Sert, soğuk, umursamaz bir gerçek. Buradaki herkes evine dönemeyecek ya da evlerimizden geriye ne kaldıysa oraya. Ve sakın yanılsamaya kapılmayın, biz bu bölüğe adım attığımızdan beri savaştayız."
Sayfa 121Kitabı okudu
Meraksız Andaç, Paslı Kalp, Berhava
Kitabın orta yerinden konuşuyorum. Cümlelerimin ne başı ne de sonu var. Adeta kendimle savaş açmış gibiyim. Duygularıma savaş açtım. Duygularıma savaş açtığımda ise ortada varlığıma dair bir şey kalmıyor. Çünkü ben her ne olursa olsun, gördüğüm ve duyduğum, başıma gelen veya şahit olduğum bütün yaşantımı şiirsel bir dille ifade etmenin hazzını
516 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Çöpçatamayan" Emma
Highbury köyünde yaşayan ve köklü, asil bir aileye mensup olmasıyla övünen Emma'nın sınıf farklılıklarını temel alan başarısız çöpçatanlık girişimlerini konu alan karakterle aynı isimli bu kitabı okudukça Emma'nın gözü körlüğüne hayret etmemek elde değil. Aslında çöpçatanlığı hiçbir müdahalede bulunmadan daha iyi becerebilecek olan Emma
Emma
EmmaJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202310,2bin okunma
319 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Kitabı isminin yarattığı meraktan dolayı seçtiğimi söylemeliyim. Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” ni çağrıştırıyor, değil mi? Kitabı okumaya başlamam ve devam ettirebilmem de bu merakı diri tutarak oldu sanırım… olayları, konuyu çözmekten çok “müzenin adı neden sadakat müzesi acaba” sorusunun cevabını aramaya koşullandım önce. Neyse ki ihanete uğramış bir sadakat kavramına müzelik bir değer bahşedilmek istendiğini anlamam çok uzun sürmedi. Yazar, bu durumu deneyimleyen kahramanına da Kahraman adını vermiş, Kahraman’ın aşk acısını ihanet boyutundan çıkarıp müzeliğe değer hale getirme çabası içinde aldığı yolu daha dikkatle okudum böylece. Ama yazar bu yoldaki olayları, durumları, hisleri vb. hayli yalın, hayli basit anlatmış. Gerçek bir yaşam öyküsü okuyor hissinden çok, uydurulmuş bir masal okuyor hissi verdi. Bir de aşk kavramı çok yüceltilmiş, aşıkların kavuşamaması halinde bu kavuşamamanın ölümle eşdeğer olduğu vurgulanmak istenmiş. Melankoliyi ve depresifliği kışkırtacak boyutta buldum bazı söylemleri… Isınamadım… Doğru ile özdeşleştiremedim. Tatilde olmamın ruhuna uygun, çerezlik bir tatil kitabı okumuş oldum böylece.
Sadakat Müzesi
Sadakat MüzesiAli Ulurasba · Babıali Kültür Yayıncılığı · 200910 okunma
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.