Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maral Ana Efsanesi
...Çok eskiden olmuş bu olay. Çok çok eski zamanlarda, yeryüzünde ormanların otlardan ve bizim ülkemizde de suların karalardan çok olduğu çağlarda, derin ve serin suyu olan bir nehir kıyısında, bir Kırgız kabilesi yaşarmış. Bu nehrin adı Enesay imiş… Bugün bu nehrin adı Yenisey’dir… Kırgız kabilesinin etrafı da düşmanlarla doluymuş. Bir gün biri
Askerle prensesin ayakkabısının tekini götürüp prensesin kaçırıldığını söylemişler. Kral tozu dumana katmamış . Kimsede ayakkabının tekini alıp kapı kapı prensesi aramamış. Çünkü bu masalın geçtiği ülkede , başkaları tarafından kaçırılan kızlar , geri alınmazmış.Bu kızların ‘ Beni geri götürün. ‘ deme hakları da yokmuş . Prenses o gün avcının kül kedisi olmuş ve kendini fırının başında avcının anası ve çocukları için ekmek pişirirken bulmuş . Prenses daha on beş yaşındaymış .
Sayfa 74 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Köylüler masal anlatıyor.
Fransız köylülerinin Anne Kaz'ının diğer masallarında da aynı kabus atmosferi vardır. Örneğin "Uyuyan Güzel"in ilk versiyonlarında (masal tipi 410) zaten evli olan beyaz atlı prens prensese tecavüz eder ve prenses daha uyanmadan ona birkaç çocuk doğurur. En sonunda emzirdiği bebekleri prensesi ısırarak büyüyü bozarlar ve masalın ikinci teması ortaya çıkar: Prensin insan yiyen bir dev olan kayınvalidesinin yasadışı çocukları yeme girişimi. İlk Mavi Sakal masalı (masal tipi 312), kocası­ nın evinde açılması yasak bir kapıyı açma isteğinin önüne geçemeyen bir gelinin öyküsünü anlatır. Kocası daha önceden altı kere evlenmiş tuhafbir adamdır. Gelin karanlık bir odaya girer ve eski eşlerin duvarda asılı duran cesetlerini görür. Dehşete düşmesiyle, kullanması yasak olan anahtarı yerdeki kan birikintisine düşürür ve silip temizleyemez. Böylece Mavi Sakal, anahtarları incelediğinde onun yasağı çiğnediğini anlar. Kadını yedinci kurbanı yapmak üzere bıçağını bilerken kadın yatak odasına çekilir ve gelinliğini giyer. Ama makyajını ve hazırlıklarını uzatır ve bu arada güvercininin taşıdığı ikaz mesajını aldıktan sonra dört nala yardımına koşan kardeşleri tarafından kurtarılır.
Her çocuk bir parça şair, biraz romancıdır. Gözünde masalların umacıları hokkabazlaşır; korkuyla oyuncak gibi vakit geçirir. Uyurken, anasına: 'beni korkut!' diye yalvaran çocuk vardır. Heyecanı para ile satın almak için kaplan avına giden büyük para zenginleri gibi, çocuklar da hayat ve hayal milyonerleridir. Fakat bu talihli çocukların yanında, yaşlı insanlar kadar bedbaht olan çocuklar da vardır: Muhacir çocukları! .. Bir cılız çocuğu bir devlet, bir ordu kovalar. Göğüslerinden sarı maden gözler bakan, omuzlarından siyah süngü dişler uzanan harp umacılarının önünden, anasının elini tutarak kaçan bu bir damla insan anlar ki bunlar masalın değil, tarihin umacılarıdır.
Muhacir çocukları...
Bir cılız çocuğu bir devlet, bir ordu kovalar. Göğüslerinden sarı maden gözler bakan, omuzlarından siyah süngü dişler uzanan harp umacılarının önünden, anasının elini tutarak kaçan bu bir damla insan anlar ki, bunlar masalın değil, tarihin umacılarıdır.
Bir zamanlar padişahın birinin, güzelliği dillere destan..
"..Askerler Prensesin ayakkabısının tekini görüp prensesin kaçırıldığını söylemişler. Kral tozu dumana katmamış. Kimse de ayakkabının tekini alıp kapı kapı prensesi aramamış. Çünkü bu masalın geçtiği ülkede, başkaları tarafından kaçırılan kızlar, geri alınmazmış. O kızların 'beni geri götürün' deme hakları da yokmuş. Prenses o gün avcının külkedisi olmuş ve kendini fırının başında, avcının anası ve çocukları için ekmek pişirirken bulmuş."
Sayfa 74
Reklam
●Sokak Lambaları Altında Okumak●
Çad'a İlk geldiğimiz günü hatırlıyorum. Başkentte indiğimizde gece vaktiydi. Havalimanı yakınlarındaki cadde ve sokaklarda yüzlerce genç gördüm. Sokak lambalarının altında, ellerinde kitap ve defter, ders çalışıyorlardı. Her lambanın altında küçük gruplar halinde toplanmış, yerlere uzanmış, konuşuyor, okuyor ve yazıyorlardı.Havalimanından uzaklaşınca bu manzara bitti. ● " Burada sadece havalimanı civarında ve devlet başkanının Mahallesi'nde elektrik olur, " diye izah etti rehberimiz. Öğrencilerin yakında önemli bir sınavı varmış, ona hazırlanmak için ders çalışıyorlarmış. Sokak lambaları altında ders çalışan çocukları ben sadece hikayelerde olur zannederdim. O yüzden bu manzarayı bir masalın içinden geçer gibi seyrettim.
Sayfa 46 - KETEBEKitabı okudu
Fehime Halamı Kaybedip Tekrar Bulduğumuz Gün
"Askerler prensesin ayakkabısının tekini götürüp, prensesin kaçırıldığını söylemişler. Kral tozu dumana katmamış. Kimse de ayakkabının tekini alıp kapı kapı prensesi aramamış. Çünkü bu masalın geçtiği ülkede, başkaları tarafından kaçırılan kızlar, geri alınmazmış. Bu kızların 'Beni geri götürün' deme hakları da yokmuş. Prenses o gün, avcının külkedisi olmuş ve kendini fırının başında avcının anası ve çocukları için ekmek pişirirken bulmuş. Prenses daha on beş yaşındaymış." "Dedem arayıp sormuyor bir daha kızını. Görünmez bir defter vardır babaların elinde, başkalarının sözüyle kapandığı çok olmuştur, Fehime'nin defteri de öyle kapanıyor."
Sayfa 74
Çölde Kırk Gece
Çad'a ilk geldiğimiz günü hatırlıyorum. Başkente indiğimizde gece vaktiydi. Havalimanı yakınlarındaki cadde ve sokaklarda yüzlerce genç gördüm. Sokak lambalarının altında, ellerimde kitap ve defter, ders çalışıyorlardı. Her lambanın altında küçük gruplar halinde toplanmış, yerlere uzanmış, konuşuyor, okuyor, yazıyorlardı. Havalimanından uzaklaşınca bu manzara bitti. "Burada sadece havalimanı civarında ve devlet başkanının mahallesinde elektrik olur," diye izah etti rehberimiz. Öğrencilerin yakında örnmli bir sınavı varmış, ona hazırlanmak için ders çalışıyorlarmış. Sokak lambaları altında ders çalışan çocukları ben sadece hikayelerde olur zannederdim, o yüzden bu manzarayı bir masalın içinden geçer gibi seyrettim.
"Şimdi masalların sırrını kısaca açabilir ve işlevlerine geçebiliriz. Nedir bu sır? Çocukları ona bağlayan güç nasıl oluşuyor ki; masal yüzlerce yıl yaşayabiliyor? Sanıyorum sebebi çok basit: Her halk, her konu ile ilgili masal anlatmış, hayal kurmuş, insanları eğlendirmiş, eğitmiş, gerçeğe hayal öğelerini katarak masalın sonunu mutlu bitirmiş. Dinleyicisini sevindirmiş. Çocuğun hayal dünyasına uygundur bu. Biz büyükler için de öyle değil mi?"
54 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.