Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Genellikle gazeteler suçlu gibi görünen birini yakaladıklarında, hemen o kişiyi gerçek suçluymuş gibi sunarlar. Okuyucuların da anlatılanları olduğu gibi kabul edip doğrudan inanmak gibi bir alışkanlığı vardır. Ve sonunda o kişinin masum olduğu ortaya çıkarsa insanlar hemen polise ve yetkililere saldırarak insan hakları ihlali ya da işkence yapıldığı konusunda yaygara çıkarmak isterler.
"Onları öldürdü mü?" başlıklı kısa romandan.Kitabı okudu
Çocukken sevgisizliği pek anlayamıyor insan. Karşılıksız, masum bir şekilde sevmeye devam ediyor. Ancak bunun acısı da ergenlikte çıkıyor...
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Masum erkeklerin, kadınların, çocukların ağlarla avlandığını, çığlıklarına aldırılmadan köle tacilerinin gemilerine birbiri üstüne yığılarak atıldığını kafamda canlandırabiliyordum. Onlar kusmukları, dışkıları, ölülerinin çürüyen bedenleri arasında köle pazarlarına taşınırken, Afrika’da bıraktıkları yurtlarının toprakları, insanları, hayvanları ve ormanları ‘uygar’ Avrupalılar tarafından kasıp kavruluyordu. Ve tüm bunlar benim atalarım pamuklu gecelikleri için de kasılabilsin diye yapılıyordu.
Sayfa 257 - April YayıncılıkKitabı okuyor
… Çünkü onu masum görmeye, onu affetmeye, yine eskisi gibi sevmeye şiddetle ihtiyacı vardı.
Sayfa 108
Biz bütün doğrularımızı başkalarının yanlışlarında kaybettik Oysa biz hiç kimseye hiçbir yanlış yapmamıştık Ardıç kuşlarının yuvasını yapmasına yardım etmiştik, Yuvasız kedileri beslemiştik, Kırlangıçları beklemiştik senelerce, Gelmeyeceklerini bile bile Biz bütün yollarımızı dar yapmıştık, Daha çok ağaç yeşerebilsin diye Biz solmasın diye çiçekler ağlamıştık sessizce Yolmuştuk dikenleri çıplak ellerimizle Masum bir çocuk var içimizde O büyümedi bizimle, büyütmedik onu, Kirletmedik Kirlenerek büyüyen dünyaya inat, Bir çocuk saklıyorum içimde Seni bir de... Murat Şahan
Her şey bağlantılıdır. Anlamak üzere kulak kesilmiş biri için hiçbir sözcük tamamen masum değildir.
Sayfa 77 - Siren
Reklam
Hızır kıssası
"Musa ve yol arkadaşı hikâyesini düşünün. Hiç bir insanın vicdanı, ileride kötü bir insan olacak olsa bile, henüz işlemediği ancak işleme ihtimali olan bir suç için masum bir çocuğun öldürülmesini onaylamaz. Ama bunu dile getiren kutsal bir metin olunca düşünmeden kabul eder. Bunu normal bir şey olarak görür. Çünkü din insanların vicdan ayarlarını da bozar."
Sayfa 154 - e-bookKitabı okuyor
Her iyilik muhakkak bir yerde sınanmalı, sınanmadığı sürece herkes masum ve günahsızdır. İyilik, dil ile değil lisan-ı hal ile ayandır.
Sayfa 123 - Timaş Yayınları, 1. BaskıKitabı okuyor
‘Narsist anne veya babaya denk gelen çocuk için durum vahimdir.O bebeğin gözüne bakınca onun ruhunu değil,kendi gerçekliklerini görmek isterler. Belki bu, şu an bize çok masum gelebilir ama narsist tutumlara maruz kalan çocukların hayatları yolunda gitmeyebilir veya davranış bozukluğu gösterebilirler.’
Sen ölen anneni yıldızlara benzetmiştin ondan sonra gökyüzü daha güzel geldi yıldızlar daha parlak oldu, masum bir çocuğun benzetmesi bu kadar çok hoşuma gitmesi tuhaftı hem de çok tuhaf..
Reklam
"Sakin bir ev, kendi yetiştirdiğimiz çiçekler, ilham verecek kitaplar, sevilmeye değer birkaç arkadaş, acı veya pişmanlık vermeyen masum eğlenceler, gerçeğe bağlılık, güven, ümit ve sevgi dolu bir yürek... Dünya'nın bütün zevklerinden daha değerlidir..."💙 Joseph H.DOODSON
. . . kimileri de belirli kuruntular onların tüm varlıkları üzerine ışık selleri akıttığı için son derece çekicidirler: örneğin doğuştan Tanrı'nın oğlu olduğunu kabul eden ve bu yüzden kendini masum hisseden Hıristiyanlığın ünlü kurucusunda rastlanır bu duruma; böylece bir kuruntu sayesinde – ki çok katı yargılamamak gerek bunu, tüm bir antikçağ tanrının oğulları kaynamaktadır ne de olsa – aynı hedefe ulaşmıştır: Şimdi bilim sayesinde herkesin elde edebileceği tamamen masum olma, tamamen sorumsuz olma duygusuna.
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bu gece de buna duygulandım ;)
Ah! Birkaç saat içinde ölecek olmak ve bir yıl önce bugün özgür ve masum olduğumu, sonbahar gezintilerimden birini yaptığımı, ağaçların altında, yaprakların arasında dolaştığımı düşünmek!
328 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Su perisi gibi güzel Boşnak kızı Suada'nın aşk ve savaş hikayesi... Kitabı henüz bitirdim ve etkisinden uzun süre kurtulamayacağımı düşünüyorum. Geçen ay bulunduğum Bosna'da tur rehberimizin tavsiyesiyle aldım İncir Kuşları'nı... Başlangıçta bir aşk hikayesi gibi gelen bu kitap, Bosna Savaşı ile ilgili bilmediğim birçok ayrıntıyı öğrenmeme ve araştırmama vesile oldu. 1992-1995 yılları arasında Bosna'da yaşanan soykırımda yüz binin üzerinde Boşnak öldürüldü, otuz ila elli bin arasında da Boşnak kadına Sırp güçleri (Çetnikler) tarafından tecavüz edildi... Bu tecavüzlerde motivasyonlarının Sırp bir nesil doğması olması beni hem şaşırttı hem de midemi bulandırdı. Kitabı okurken birden fazla yerde gözyaşlarım sebebiyle ara vermek zorunda kaldım. Kitabı ve bu savaşı ilginç kılan şeylerden biri; Avrupa ülkelerinin aslında bu savaşta kör değil, taraf olmaları. Çünkü onlar da Sırplar gibi, Boşnaklara müslüman Türkler gözüyle bakıyorlardı. Oysa ki onlar Türk değil, Avrupalı bir milletti. Kitabın sonunda Suada'ya ve bütün bu acıları yaşamış kendilerini kirlenmiş hisseden, masum ve aslında tertemiz kadınlara sımsıkı sarılmak istedim... ''Sırplar yüreğimi ateşe tuttular Ben hiç yanmadım Geceleri soyunup koynuma girdiler Ben hiç sevişmedim Atalarıma küfürler savurdular Ben hiç duymadım En sonunda beni hamile bıraktılar Ben hiç doğurmadım...'' Hasılı, bu konuya ilginiz varsa Bosna Savaşı'na dair akıcı bir üslupla yazılmış, iç yakan ve çok şey anlatan bu kitabı okumanız naçizane tavsiyemdir.
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
REİS BEY İNCELEME YAZISI (MART 2023- BÜYÜK DOĞU YAYINLARI) Necip Fazıl Kısakürek’in yazdığı bu piyeste ( Reis Bey) görevinden hiç taviz vermeyen bir ağır ceza reisinin 1950’li yıllarda yaşadığı olayı okuyoruz ( Ne kadar araştırsam da Necip Fazıl ile piyesin arasında bir ilişki kuramadım maalesef).Tek celsede karar vermek ile merhamet arasındaki büyük çatışmayı, Reis Bey’in masum bir can üzerine verdiği idam kararında ve buna bağlı gelişen olaylar silsilesinde büyük oranda görüyoruz. Öyleyse kitaptan bir alıntı ile devam edelim: “ Etmeyin Reis Bey siz ağlayamazsınız, ağlayabilseydiniz, anlayabilirsiniz.” Bu alıntıyı okuduğumda Gülden Karaböcek’in bir şarkısında ki “ Eğer ağlıyorsam, yaşıyorum ben.” sözleri geldi. Bu iki alıntının (birisi piyesten birisi şarkıdan olmak üzere) pek belli olmasa da davaları aynı. Bunu şu şekilde açıklayabilirim sanırım: Günümüzde ağlamak acizlik ve ya küçüklük belirtisi iken bu iki alıntı ağlamanın aslında merhametin hâlâ insanın içinde yaşadığının belirtisi olduğunu çok güzel biçimde ifade etmiştir. Bu piyes bana ağlamanın merhametin temsili olduğunu öğretmek dışında: Hayatımızda ki nesnelerin bir yeri yokmuş gibi görünse de, nesnelerin aslında günlük yaşantımızda bir çok şeyi etkileyeceğini öğretmek oldu.
Reis Bey
Reis BeyNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20088,1bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.