Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mazi, karmakarışık bir anıdan ve düşten öte bir şey değil; gelecek ise meçhul. Öyleyse yaşadığımız şu ânı, bir göz açıp kapayana kadar geçip maziye gömülecek olan şu ânı idrak edip mutlu olalım. Bu an geçti mi, elimizde bir şey kalmayacak artık. Ama bu ânı nasıl geçireceğimizi bilmemiz gerek. Yaşamın amacı keyif ve zevktir. Elimizden geldikçe gamı, kederi uzaklaştıralım başımızdan; bilineni bilinmeyene satmayalım; peşini veresiyeye feda etmeyelim. Pençesinde ezilmeden önce alalım intikamımızı hayattan : Almaya bak nasibini; alınacaksın çünkü.!
"Uzun müddet tam uçacakken bir anda taş kesilen bir kuş gibi olduğum yerde kaldım.Mazi ile gelecek, doĝu ile batı, ölüm ile kalım ve kalp ile akıl arasında..."
Sayfa 48
Reklam
Yaşam bu mu? Yaşam, geçip gitmiş ve izleri silinmiş bir mazi mi? Yoksa maziye yapışarak kaçan bir şimdi mi? Ya da ancak geçtiği ve şimdi yahut mazi olduğu zaman bir anlamı olan bir gelecek mi?
Evet mazi, istikbalin âyinesidir; istikbalde vücuda gelecek icadlar, mazide kurulan esas ve temeller üzerine bina edilir.
Sayfa 296
Bilmez misin, kızım? Bizim dünyamız taş ve et arasında. Gülmesi gerekirken gülmeyen yüzleri, ölü ağaç dalları arasından sızan gün ışığını görüyoruz. Zaman kadının bedeninde farklı akar. Mazi bizi kovalarken gelecek bizimle dalga geçer. Biz böyle yaşarız: Olmuş olan ve olacak olan arasında sıkışıp kalarak.
Sayfa 170 - Arkadya YayınlarıKitabı okudu
92 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
- "Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar kazançlarının helal mi, haram mı olduğuna bakmayacaklar artık." şeklinde bir hadis-i şerif vardır. bu zaman gelmiş midir? - Benim servetim kitaplarım diyordu o. Kitaplarım, yani hayatım. - Müslümanın sağcısı solcusu olur mu? -Medet hey büyük Allahm. -Yüreğim yerinden çıkacak sanki. -Kitaplar beni bir yerden aldı, bir yere getirdi. -Mazi hiçbir vakit bizi büsbütün terk etmiyor. En umulmadık yerde birden karşımıza çıkıveriyor.
Sır
SırMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20218,5bin okunma
Reklam
Marifet! Aferin!
Evliydik ama, bir ayağımız dışarda... Bizim meslek kaldırır. Hatun sorar: Nereye? Yorgi Efendi hasta... Yerine gidiyorum, nöbete!.. Gece kalkarım, çıkar karşıma, nereye? Paris'le direkt konuşacağız... Saat yirmidört de... Peki bu traş, bu kolalı gömlek de ne oluyor? Fransız kumandanı gelecek de telgrafhaneye!.. Gıcır gıcır giyinir çıkarım... Doğru tatavlaya!..
Artık konuşmuyorlardı; fakat birbirlerine bakarlarken, sanki sabit gözbebeklerinden, karşılıklı, sesli bir şey çıkıyormuş gibi, kafalarının içinde bir uğultu duyuyorlardı. Birbirlerinin elini tutuyorlar ve mazi, gelecek, hatırlamalar ve hülyalar, her şey bu vecd halinin tatlılığı içinde birbirine karışıyordu.
Bekayı isteyen bir kalbe, firak, çendan" bir saniye de olsa, seneler kadar tahribat yapar. Çünkü hadsiz(sınırsız) firakları(ayrılıkları) ihtar(uyarı) eder. Maddi ve süfli(aşağılık) muhabbetler(sevmeler) için bütün mazi(geçmiş) ve müstakbel(gelecek) firakla(ayrılıkla) doludur.
Sayfa 18 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
Kimse “an”da kalamıyor. Hep bir mazi özlemi, gelecek merakıyla doluyor. An’da kalsa mutlu olacak lakin olamıyor.
745 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.