"Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin hatıradır
Ne göğsünde uyuttu beni
Ne buseyle avuttu beni
Geçti ardından uzun yıllar
O kadın da unuttu beni"
İşte, o mezarlar gibi bu hali ve ıssız arsalarda da bütün bir hayat nice tatlı ve kıymetli anlarıyla gömülmüş gitmiş bulunuyor. Bu geçmiş hayatı, bu anları bir tarafından yakalayıp meydana çıkarmak için sağa sola bakıyor, arıyor, tarıyordum. Beyhude emek! Ne viran bahçenin setleri, ne selamlık dairelerinin mermerleri, ne duvarlara tırmanan sarmaşıklar, ne de o yıkık duvarlar bana artık hiçbir şey söylemiyordu. Maziye dair ne varsa ne kalmışsa yine benim zavallı kafamdaydı...
Her ne olursa olsun nazim bugünkü vaziyetimden bana bütün bir mesele gibi geliyor. Ne ondan kurtulabiliyorum, ne de tamamiyle onun emrinde olabiliyorum.
1913-1989 yılları arasında yaşadı. İstanbul Konservatuvar'ına devam etti. İlk Türk tangosu olarak tarihe geçen Necip Celal'in "Mazi Kalbimde Bir Yaradır" isimli eseri, Moulin Rouge'da dinleyicilere önce onun sesinden ulaştı. Sanatçı ilk tango plaklarını Columbia ve Odeon șirketleri için yaptı. Asıl sözleşmesini ise o dönem için muhteșem bir maaş sayılan ayda yüz liraya Sahibinin Sesi ile imzaladı.
Ben de gönül çektim eskiden
Yandı hayatım bu sevgiden
Anladım ki bir aşka bedel
Gençliğimmiş elinden giden
Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin hatıradır
Evimizin, mutluluğun usul kabuğunu zorlayan, çatlatan, kapılara yüklenen ve haklı bir nabız gibi gittikçe yükselen, odalara dolan yüreği duy. Eşikte duraladım.
Haklısın
Yıllardır temiz tutmaktan, gönül almaktan yorulmadım değil. Şeytan diyor çek kapıyı ya da ne bileyim evdeki bütün patlıcanları kızart gitsin, düşünme.
Umulmadık bir şey yapabilirim yani...