Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
aşağı eğlencede bir yerdeyim. sokak ismi toros mu desem hasandağ mı desem bilmem ki önünde bir cami vardı onu hatırlarım bir de ekmek büfesi gördüğüm. Anlayacağınız unuttum çoğu olayları mekanlar da işte bildiğim bu kadarla sınırlı şeyler. eviniz köşk gibi bir evdi pembe miydi bilmem mor mu önünde dikilen bir elektrik direği vardı. Sokağa
Niçin, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün hikâyesini bu uzak hatıralarla ağırlaştırdım? Neden bu mazi gölgeleri yüzünden yolum birdenbire değişti? Bunlar o cins şeylerdi ki, ne hakikatini, ne de gülünç tarafını bugünün insanı anlayamaz. Bana gelince, yaşı, geçmiş şeyleri tahayyülden ve hatırlamadan artık lezzet alamayacak kadar ileri. Böyle
Sayfa 53 - dergah
Reklam
Evet o bana yeni bir hayat buldu. Bu eski şeylerden şimdi çok uzaktayım. İçimde, kendi mazim olsa bile o günlere karşı katılaşmış bir taraf var. Ne yazık ki, bu mazi dönüşünü yapmadan kendimi anlatamam. Ben yıllarca bu adamların arasında, onların rüyaları için yaşadım. Zaman zaman onların kılıklarına girdim, mizaçlarını benimsedim. Hiç farkında olmadan bazen onlar oldum. Belki de şahsiyet dediğimiz şey bu, yani hafızanın ambarındaki maskelerin zenginliği ve tesadüfü, onların birbiriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir..
Ben Varım
Sevmek varsa ben varım, Hissetmek Düşünmek varsa Yazın beni de kara tahtaya Aldığım her nefes verdiğim her nefese Hesap sormaksızın doluyorsa ciğerlerime Uğruna aştığım ve geri dönebileceğimi bildiğim her yolu Attığı her adımı hak ediyorsa çıplak ayaklarım Yıldızına bulutuna baktığım her gökyüzünü Mutluluktan döktüğüm her gözyaşını Hakkediyorsa gözlerim Bu dalgalı sebatkar denize Ve her dalga da götürdüğü acı ve kedere Doyuyorsa ruhum Rüzgara asılmış yükseliyorsa uçurtması çocukluğumun Kanayan yarama acıyan dizime doluyorsa mazîm Beni de yazın o zaman kara tahtaya Tozlu tebeşirlerle kocaman harflerle Ben varım #AslıManap
Bu eski şeylerden şimdi çok uzaktayım. İçimde, kendi mazim olsa bile o günlere karşı katılaşmış bir taraf var. Ne yazık ki, bu mazi dönüşünü yapmadan kendimi anlatamam.Ben yıllarca bu adamların arasında, onların rüyaları için yaşadım. Zaman zaman onların kılıklarına girdim, mizaçlarını benimsedim. Hiç farkında olmadan bazen Nuri Efendi, bazen Lûtfullah veya Abdüsselâm Bey oldum. Onlar benim örneklerim, farkında olmadan yüzümde bulduğum maskelerimdi. Zaman zaman insanların arasına onlardan birisini benimseyerek çıktım. Hâlâ bile bazen aynaya baktığım zaman, kendi çehremde onlardan birini tanır gibi oluyorum. Şu anda Nuri Efendi'nin kendini yenmiş tebessümünü yüzümde dolaşıyor sanıyorum, biraz sonra Lûtfullah'ın yalanı benimsemiş bakışlarını kendimde bularak yaptığım işten ürküyorum. Bir başka defasında babamın ümütsiz kıskançlığı ve sabırsızlığıyla perişan oluyorum. Hatta bu, kıyafetimde bile görülüyor. En meşhur terzilerde yaptırdığım elbiselerim sırtıma geçer geçmez bana Abdüsselâm Bey'in kılığını veriyorlar. Daha dün gözlüklerimi değiştirmem icap edince, artık o cinsin modası geçmiş olduğunu bile bile Aristidi Efendi'ninkine benzer bir altın gözlük aramadım mı? Belki de şahsiyet dediğimiz şey bu, yani hâfızanın ambarındaki maskelerin zenginliği ve tesadüfü, onların birbiriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir.
Halit Ayarcı vaziyeti tam görmüştü. Yalnız bir yerde aldanıyordu. Cemal Bey'in bulunduğu yerde ben talihime nasıl güvenebilirdim? Zaten talihimin öbür yüzü değil miydi? Yıllardır, Halit Ayarcı'ya tesadüfüme kadar hep onun darbesinin beni attığı çukurda kalmıştım. Şimdi biraz nefes almağa başladığım bir anda tekrar karşıma çıkıyordu.
Sayfa 309 - DERGÂH YAYINLARI / ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SABAHA DOĞRUKitabı okudu
Reklam
23.2.1963 BİR BABANIN ŞİKÂYETLERİ
İnsanlar görüyorum., yangından kaçar gibi kaçıyorlar vazifeden. Önlerinde uçurum. Bir uçurum ki memleketimin insanları ile dolu., bir uçurum ki uçsuz bucaksız.. Uçurum değil, bir ejderin ağzı. Belki biz de koşuyorduk uçuruma. Belki eteklerimiz bir dikene takıldı, belki biz de uçurumdayız. Ama bu uçurum da kat kat.. Yüz yıllardan beri kâbusa,
Sayfa 92 - İletişim Yayınları, Mayıs 2018 PDFKitabı okudu
Sonunda, ileriye ya da geriye doğru her açılan kapının ardında, bir başka kapalı kapı -açtıkça kapanıyor sanki. Yolları çatallansa da bahçe yok, bahçe yok. Çorak kır tetikte, yurt edinilmesi buyurulmuş çöl ensemizde. Diyorum ki, herkes evinin önündeki çölü süpürmelidir, içerideki çölü dışardansıymış olarak görüyorsa, beklesin ağır ağır dışarı aksın kum tanecikleri; biriksin ve dışarının çölüne bitişsin. O zaman herkes yine evinin önündeki çölü süpürmeyi sürdürebilir. ( Sessizce durur. ) Oysa, mazim o kadar yeşildi ki! Zeytinlikler, bağlar, dut ağaçları, kayısı, ayva, erik ağaçları, zaman zaman karla kaplansa da! Aracı yoktu doğayla aramda. Suya mı değilecek Ben değerdim, ağaca mı çıkılacak Ben çıkardım, göğe mi bakılacak Ben bakardım, toprağa mı dokunulacak Ben dokunurdum, taş mı koklanacak Ben koklardım, ışık demetinde uçuşan tozlar mı izlenecek Ben izlerdim, koklanacak mi toz, ay, çilek, taş, hayvan... Ben koklardım.
Bir Babanın Şikayetleri
İnsanlar görüyorum., yangından kaçar gibi kaçıyorlar vazifeden. Önlerinde uçurum. Bir uçurum ki memleketimin insanları ile dolu., bir uçurum ki uçsuz bucaksız.. Uçurum değil, bir ejderin ağzı. Belki biz de koşuyorduk uçuruma. Belki eteklerimiz bir dikene takıldı, belki biz de uçurumdayız. Ama bu uçurum da kat kat.. Yüz yıllardan beri kâbusa,
Sayfa 117
İnsan ölürken, etrâfında cereyan eden hâdiseleri ve sözleri sezer, duyar, fakat cevâba muktedir olamaz. Ben de bir ölüm takatsizliğine rağmen vakit vakit acılar, sızılar, söyleşmeler duymuyor değilim; fakat dilim var söylemiyor, gözüm var görmüyor, aklım var işlemiyor. Bir kelime ile, sanki mâzim üstüme devrilmiş ve ben bu harâbenin enkazı altında kımıldamaya, bağırmaya, haykırmaya muktedir olamadan, mecalsiz, hareketsiz, âdeta cansız gibi yatıyorum.
Reklam
İnsanlar Arasında
Nasıl bütün bir insan kaderini tadacağım ... Bir mazim olacak mı? Korkmuyorum desem yalan! Daha şimdiden başımın üstünde Gök derinleşti, daha hiçbir şey değişmemişken Beni ürkütüyor Kendi düşüncem olan mesafeler Garip bir huzursuzluk var içimde! Şüphesiz bunu böyle duyarlar Doğum saatini bekleyenler ana rahminde Ve belki onun için gözlerini sımsıkı yumarlar! Kolay mı kader uçurumuna atılmak Durmadan yürüyen kervana katılmak! Hayır pişman değilim! Sevmeyi, imkansızlığı, ümidi tadacağım Daha şimdiden içimde yaşamanın sevinci var! Tanımadığım insanlarla sohbet bir kahvede ... Haydi artık ... Bu acayip eşikten Size veda edeyim ... Maceramı Bir gün dinlersiniz elbet ... Ben şimdi bir başkasıyım ...
Bu eski şeylerden şimdi çok uzaktayım. İçimde, kendi mazim olsa bile o günlere karşı katılaşmış bir taraf var. (...) Ben yıllarca bu adamların arasında, onların rüyaları için yaşadım. Zaman zaman onların kılıklarına girdim, mizaçlarını benimsedim. (...) Onlar benim örneklerim, farkında olmadan yüzümde bulduğum maskelerimdi. Zaman zaman insanların arasına onlardan birisini benimseyerek çıktım. Hâlâ bile bazen aynaya baktığım zaman, kendi çehremde onlardan birini tanır gibi oluyorum. (...) Hatta bu, kıyafetimde bile görülüyor. (...) Belki de şahsiyet dediğimiz şey bu, yani hâfızanın ambarındaki maskelerin zenginliği ve tesadüfü, onların birbiriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir. Belki daha derin, daha kuvvetli bir şey, bu mirasları ikide bir aksatan o içten müdahalelerdir.
Sayfa 53 - I - Büyük ÜmitlerKitabı okudu
“Benim Sevgili Aliye’m, Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
Şahsiyet Dediğimiz Belki de ...
Niçin, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün hikayesini bu uzak hatıralarla ağırlaştırdım? Neden bu mazi gölgeleri yüzünden yolum birden değişti? Bunlar o cins şeylerdir ki, ne hakikatini, ne de gülünç tarafını bugünün insanı anlayamaz. Bana gelince, yaşı, geçmiş şeyleri tahayyülden ve hatırlamadan artık lezzet almayacak kadar ileri. Böyle de
Sayfa 53 - 1.Bölüm:Büyük Ümitler, VIII KısımKitabı okudu
79 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.