Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah güzel kız Bu kadar yalnız, bu kadar kimsesizken Ve bu kadar hüzünlüyken memleketim Başka bir aşkı koyamadım yüreğime Ben, olamam bir aşkın kölesi Benim derdim memleket meselesi
1970'li yıllar memleket için zor zamanlardı. Bir türlü kurulamayan kurulsa da hemen dağılan hükümetler, ekonomik sıkıntılar, Kıbrıs meselesi, sağ-sol olayları ülkenin üzerine karabasan gibi çökmüştü. Tüm bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi bir de yurtdışındaki Türk büyükelçiliklerine ve konsolosluklarına saldırılar başlamıştı.
Sayfa 48
Reklam
Benim, fikirlerimi apaçık bütün samimiyetle söyler ve yazar bir adam olduğumu ve bütün düşüncelerime hâkim olan ruhun da millet ve memleket meselesi olduğunu Mustafa Kemal Paşa çoktan beri bilirdi. Bu dört yıllık müşterek fedakârlığımızdaki feragat ve vefakârlık ve açık yürekliliğimi daha yakından sonuna kadar görmüşlerdi. Bundan sonra yüz yüze, göz göze görüşmekle hassalarımdan hiçbir şey kaybetmediğimi ve düşüncelerimdeki samimiyeti daha kolay gösterebilecektim. Ancak bundan sonraki işlerimizde mesele ruhî bakımdan dahi çok çetin olacaktı.
memleket meselesi...
Kuva-yı Milliye kıtaları, bin atlı akıncıların torunları! Galatasaraylı gençler, sultanî ve Erzurum Dadaş çeteleri, Çerkezler, Kafkasyalılar, Uşak taburları ile hapishanelerden elenmiş mahkûmlar. Gençleri, orta yaşlıları, hatta yaşlılar var içlerinde. Birbirine uzak yanan ocakların çocukları hepsi de. Onları bir araya getiren, yalnız ve yalnız memleket aşkıdır. Edirne'yi tekrar imparatorluğa iade etme ülküsüdür. Yiğit adamlardır. Bin atlı akıncıların torunları şahlanıp, ileri atılıyorlar...
… Batılı devletler Türkiye’ye eşitlik hakkı tanımak istemiyorlar, bilhassa Türkiye’nin geri bir memleket olduğu noktası üzerinde duruyorlardı. Mustafa Kemal, Türk milletine şu sözlerle hitap ediyordu: “Memleket behemahal asri, medeni, müteeddid olacaktır. Bizim için bu, hayat davasıdır.” O günden beri modernleşme, Türkiye için bir hayat davası, mücadelelerimizin ana meselesi olmuştur.
Sayfa 79 - Atatürk ve Türkiye’nin modernleşme problemiKitabı okudu
Atatürk'ü Gerçek Tarihçi ve Yazarlardan Okuyun!
Sürekli "gerçek tarih bu değil" diye ortalıkta gezenlerin "gerçek"lerini bilemiyorum; ama "hakikat"leri yazan ve konuşan tarihçilerin, tarih kitaplarının peşinden gitmeye devam ediyorum. Daha önce "Atatürk'ün sevdiği kitaplar"la ilgili paylaşmış olduğum iletimi okuyan ve hâlâ okumaya devam eden herkese
Reklam
"İskender Hindistan' a ufolarla gitseydi Fatih gemilerini karadan yürütmezdi Genç Werther'in Acıları'na bu kadar intihar Bunca beyazın ölümü siyahları bile üzer Po Ovası'nda Danimarka bulutu Leonardo'nun mu Shakespeare'in mi buluşu Nietzsche Salome'yi bu kadar sevmeseydi Aşık Veysel Sivrialan' da türkü söylemezdi Amerika'yı elbette en iyi Türkler anlar İkisinin de geçmişinde göçler ve kıyımlar var Eyfel Kulesi'nden Özgürlük Heykeli' ne Çekilen çizgidir dünyamızın tepesi Kadının poposu, erkeğin pipisi Vız gelir halkımıza memleket meselesi."
memleket meselesi...
Hem bilirsin, Yağmur kadar İzmirliyimdir.
Didem Madak
Didem Madak
Mesele bugün İhsan, Nedime, Kâmil, şu bu meselesi değil... Memleket meselesi. » Ahmet güldü. “Vatan diyecektim ama, bu kelimeyi öyle kepaze ettiler ki... Bazı sözleri gereksiz yerlerde kullanmayı yasak etmeli... Bunların başına da "vatan" ve “millet" kelimelerini yazmalı... Hayatını memleket için vermeyi kararlaştıranlar, bu uğurda şereflerini tehlikeye atamazlarsa acayip olmaz mı?”
Sayfa 120Kitabı okudu
Niçin Yapmıyoruz?
Senelerden beri bilgi ve kültür hayatımızı fırtı­nalı bir deniz gibi çalkayan ve nesilleri birbirinden ayırmaya, millet zincirinin halkalarını koparmaya giden dil davasını niçin açık bir konuşma mevzuu yapmıyoruz? Niçin bu işte memleket vicdanının sesini ve hükmünü işitmek istemiyoruz? Dil gibi millet bünyesinin canı olan bir meselede niçin açık ve müsaadekar bir münakaşayı kabul etmiyoruz da, kanun kuvvetiyle arkalanma yolunu tutuyoruz?
Reklam
Marcellus'un Kendi Dilini Müdafaası
Rivayet olunur ki, eski Romanın şiddeti ve dehşetiyle meşhur olan hükümdarlarından Tiberius, bir gün Roma âyanına yaptığı bir hitabede uydurma bir kelime kullanır. Yüksek otoritesini iyice göstermek için olacak ki, kelimeyi bir iki defada üstüne basarak tekrarlar. Ayandan Marcellus, hükümdarın sözünü keserek, memleket diline hürmet etmesini rica eder. Derhal efendisini müdafaaya atılan saray adamlarından Capito der ki: - Marcellus! Bahis mevzuu ettiğin kelime, tutalım ki memleket dilinden değildir. Fakat mademki Roma İmperium'unun şanlı sahibi Sezar'ın ağzından çıkmıştır, artık memleketli olmuştur. Bilesin ki, Sezar her şeyin üstünde ve her şeye kadirdir. Bunun üzerine Marcellus, salonu kaplayan soğuk bir sükun perdesini yırtarak, sadece hikmet ve hakikat olan şu cevabı verir: - Capito yalan söylüyor. Sezar! Sen dilediğin insanlara Roma vatandaşlığı sıfatı verir, mevki ve rütbe ihsan edersin; fakat memleket dilinden olmayan bir kelimeye Romalı olma hakkı veremezsin. Elbette veremez. Zira bir memleketin dili, o memleket tarihinin ve psiko-sosyolojik varlığının mahsulü ve asırlar içinde nesillerin birbirine devredip emanet ettiği bir ocak mirası ve bir ecdad mülküdür. Bunda kimsenin, hükümet adamı sıfat ve otoritesiyle, tasarrufa hakkı yoktur.
Türkçenin Kurbanı
Memleket dili Türkçemiz tarihin hiçbir devrinde ve hiçbir diyarında rastlanmadık bir hükümet hatası­nın kurbanı olmaktadır.
Ah Türkçemiz!!!
Yalnız şunu biliyorum ki, bu memleket dilimizin başına gelenler hiçbir büyük millet dilinin başına gelmemiş ve uğradığı suikastin tarihte misli görülmemiştir.
•Biz kendimizi; insan, memleket, dünya ve eşyaya dair bütün bilgilere sahip olduğumuzu zannediyoruz. En muhteşem analizler, ağızları açık bırakacak tespitler bizde. Fetö'nün örgüt şeması, Trump'ın seçim kazanmasının dinamikleri, Müslümanların ittihat meselesi, Bor madeninin piyasaya arzı, yeni enerji nakil hatlarının güzergâhı ve Marsta vurmalı sazlarla yapılacak konserin maliyeti ile bunun dünyaya izdüşümü...Her şeyin yolu yordamı ve bilgisi bizde. Buna rağmen bazı küçük kusurlarımız olduğunu da söyleyenler var ki bunu kabullenmek de hakşinaslığımızın göstergesi. Adalet, liyakat, kadir kıymet bilmek, para kazanmak ve mal biriktirmek, dostluk ve akrabalık münasebetleri, iyilik yapmak ve bunlar gibi birkaç hususta arızalarımız olduğunu kabul ediyoruz. Ama asıl sıkıntımız ve derdimizin büyüğü şu: bir türlü doğru yetişmeyen yeni nesil. Ah ki ne ah. Her şey önlerinde; en iyi okullar, kurslar, yabancı diller. Yine de yetişmiyor bunlar ayol.
Sayfa 56 - Neşe Kutlutaş
192 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
"Ne yazık ki günümüz insanı tarihini dizilerde, geçmişini masallarda, geleceğini yollarda ve burçlarda arar oldu.." Herkese merhaba Bugün @nemesiskitap 'tan çıkan @oguzhanugur_ 'un kaleme aldığı Memleket Mevzuları kitabının incelemesini yapmaya geldim. "Bu kitapta genellikle geçmişi konuştuk. Fakat bunun en önemli
Memleket Mevzuları
Memleket MevzularıOğuzhan Uğur · Nemesis Kitap · 202428 okunma
791 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.