"Bazen kendimi şu yeni çıkan, çok renkli tükenmezkalemler gibi hissediyorum. Anneme başka, babaanneme başka, Kuran kursunda başka, kızların yanında başka renk oluyorum da asıl olmak istediğim renk olamıyorum bir türlü. Her rengimi deniyor çevremdekiler. Beni görmek istedikleri renge basıyorlar, hop o renk oluveriyorum. Peki, Gülüzar aslında ne renk, düşünen, merak eden, soran yok biliyorum.” cümleleri, Run Gülüzar Run'ın Gülüzar'ını en iyi ifade eden
cümleler kanımca.Öykülerinden tanıdığım, sevdiğim Ayşegül Kocabıçak bu kez 9 yaşındayken günlük tutmaya başlayan Gülüzar'ın, 1987 yılından 1997 yılına kadar tuttuğu günlüklerinden yola çıkarak oluşturduğu bir romanla karşımızda.Gülüzar, bulunduğu erkek egemen topluma muhalif, zeki, sorgulayan, yaşamdan ne istediğini bilen, yaşıtlarının çok üstünde bir dünya görüşüne sahip, akıllı mı akıllı bir kız.Liseye devam edemese de komşuları Hayri Amca sayesinde tanıştığı kitaplarla yakın ilişki kurabilen hatta kitaplarla ve tuttuğu günlüklerle kendisine ait bir dünya inşa edebilecek kadar güçlü bir karakter.
Ayşegül Kocabıçak, Gülüzar'ın günlükleriyle bizi 80'li, 90'lı yılların MFÖ'lü, Süper Baba'lı, Tansu Çiller'li, Erbakan'lı günlerine taşıyarak bir tür dönem romanına imza atmış.
Çok büyük keyifle okudum Run Gülüzar Run'ı ve devamını bekliyorum.️
Kitap arka kapak tanıtımındaki ifadeyle Koş Gülüzar Koş'la kalmayıp Uç Gülüzar Uç diyelim biz de...