merih

02 Nisan 2020 22:40

180 syf.

Puan vermedi

Beğendi

32 saatte okudu

19.ncu Yüzyıl Avrupasının sosyolojik gerçekleri tümden gözden geçirilirken yaşamın çetin koşullarının bireyleri sıradanlaştırmasına yaslanmış bir hayat hikayesi.. Görünmeyen bir çizgi var, yarınından emin olanlar ve olmayanlar arasında. Ve bu çizginin bir yanında açlık ve sefaletle sınanan gurur eşikleri, diğer yanında güçlü kozları olanların vicdan ve sorumluluk seviyeleri.. O çizgi etrafında hem iç içe yaşayıp, hem birbirlerine çok uzak iki sınıf ilişkileri. Bir tarafın var olabilme şartının, diğer taraftakilerin sırtına basılmasından geçmeye kurgulu bir sosyal düzen.. Yansıtmış yazar: yüzyıl Avrupa toplumsal yapısını bir nevi sosyal deneylerle örnekleyerek farklı ahlaki karakterlerlerde hayat bulan toplum davranışları suçüstü yakalamış ve fakat doğa belgeseli çeken bir yapımcı olağanlığında yargılamadan yansıtmış. Belirli sonları görmeye alıştığımız hayat hikayelerinin dışında, yaşamdan bir kesit kararında yazılmış ilginç, sürükleyici, bittiğinde masanın üzerine yavaşça bırakılan türden bir kitap. İyi okumalar dilerim..

AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728bin okunma

Reklam

merih

17 Mart 2020 14:50

139 syf.

Puan vermedi

4 günde okudu

Jazar Saramago Kabil'in şahsında betimlediği kötülüğe zaman yolculuğu yaptırarak insan-Tanrı ilişkisine felsefi bir boyut getirdiği kitabında Tanrı'ya sorgulanabilir bir yönetici sıfatıyla yaklaşıp, Havva dahil tüm kadın karakterleri 'iffet', Adem ve kitapta adı geçen diğer pegamberleri ve melekleri ise 'samimiyet sınavı'ndan geçiriyor. Tüm semavi dinlerin ortak ve -sorgulanamaz- değerlerini yalın ve keskin bir başkaldırıyla tartışmaya açıyor.. Kabil'in, Tanrı'yı, Adem'le Havva'yı ve diğer peygamberleri sembolize ettikleri değerlerle birlikte 'yargıladığı' sıradışı bir kitaptı. Alışageldiğimiz yargıları silkeleyen ve oldukça kalteli bir edebi anlatımı olan bir Saramago klasiği.. İyi okumalar. :)

KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201811,2bin okunma

merih

13 Mart 2020 15:59

174 syf.

Puan vermedi

7 saatte okudu

Yazarın bu kitabı yazdığı tarihte bugün doğada hayatta kalmanın temel uygulamalarından olan 'ateş yakma, doğadan beslenme, ortama uyum' gibi bileşenleri biliyor ve bunu uygulayarak gösteriyor olması çok değerli, bu bakımından oldukça önemli bir kitap. Bulunduğumuz yıllarda önemini gittikçe artıran vahşi doğa, şehir hayatı yüzünden doğada yaşamayı unutmuş insanlığın orada yaşam tarzları ile ilgili uygulamaları öğrenmesini de gerektiriyor. Bushcraft, Survivor, Solo Craft gibi yabanda hiç bir yardım almaksızın hayatta kalabilme tekniklerinin bilinmesinin gerekliliği kitapta 'bazı sonuçlar' bakımından kendini gösteriyor. Mini, bir solukta okunabilecek, sürükleyici bir hikaye

Ateş Yakmak Alıntılamadan, kitapla ilgili kısa bir bilgi verecek olursak; Leonardo Di Caprio'ya Oskar kazandıran ve tam bu kitaptaki gibi vahşi doğada hayatta kalma hikayesini anlatan muazzam bir film vardır: The Revinant.. İzlemişseniz, bu kitabın konusunu az çok tahmin edebilirsiniz. Kitabı okuyanlar ise, hala izlememişlerse o filmi zihinlerinde canlandırabilirler. Hem filmi izleyip hem kitabı okuyanlara ise "aramıza hoşgeldin" derim, Yaban'a hoşgeldiniz, keyifli okumalar..

Ateş YakmakJack London · Oda Yayınları · 200811,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör

merih

12 Mart 2020 08:16

224 syf.

Puan vermedi

Beğendi

7 günde okudu

Kadın ve erkeğin kavgalarının kökeninde yatan neden buymuş; Tüm sorunlar neredeyse iki hormon yüzünden çıkıyor.. - Testesteronların yüzünden östrojenimi sorumlu tutamazsın hayatım!.. (Ve tersi..) Sonuç.. (Aranız açıkken) Erkekseniz; O konuşurken gözlerine bakmanız, Özel günleri unutmamanız, Sürprizleri ayın belirli günlerinde yapmanız, Pahalı hediyeler almanız, Belirli günlerde kaprislerini görmezden gelmeniz.. her zaman işe yaramayabilir!. Kadınsanız; Açamadığınız gerekçesiyle ağzı kapalı bir kavanozu yanına bırakmanız yeter. Keyifli okumalar :)

Kadın Beyni - Erkek BeyniSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20198,9bin okunma

merih

02 Mart 2020 20:48

136 syf.

Puan vermedi

31 saatte okudu

Toprağın bu denli kutsandığı bir roman, elbette ki toprağa böylesine kök salmış, "analık" sıfatı atfetmiş bir kültürden doğabilirdi. Toprak Ana, Cengiz Aytmatov'un 1963'te yazdığı ilk romanı. 1940-45 yılları arasında Sovyet Rusyası'nın parçası olan Kırgızistan'da bir bozkır köyünde geçiyor hikâyemiz. Yaşamak için toprağa muhtaç olan bu

Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,5bin okunma

Reklam

merih

11 Şubat 2020 15:27

164 syf.

Keçi boynuzunun göğe değdiği zamanlar..

10/10 puan verdi

Beğendi

28 saatte okudu

Hepimizin küçükken dinlediği hikayeler vardır. Ve aynı hikayeyi farklı versiyonları ile dinlediğimiz hikayeler de olmuştur. Bunun nedeni hikayelerin nesiller boyu ağızdan ağıza aktarımlarda kişiye göre biçim alması vb. yüzünden zaman içerisinde değişikliğe uğramasıdır. Bozkır Hikayelerini bu yönü ile incemek istedim, ki; 'yazılarak iletildiği

Bozkır HikayeleriEmrah Ece · Ötüken Neşriyat · 2020155 okunma

merih

03 Şubat 2020 20:09

207 syf.

10/10 puan verdi

Beğendi

2 saatte okudu

'Bu benim seçimim..'

Kendisi de bir dağcı olan

Jon Krakauer

Yabana Doğru kitabında, Amerikan toplumunun sosyal adaletsizliklerle dolu rahatsız edici kurallarından kaçıp, asla yargılamayan ve -acımasız da olsa- adil davranan vahşi doğada mutluluk arayan bir gencin iki yıl süren yolculuğuna ait günlük, posta kartları, ifadeler vb. izleri alıntılayarak yaşam öyküsünü

Yabana DoğruJon Krakauer · Siren Yayınları · 20131,082 okunma

merih

11 Ocak 2020 17:10

224 syf.

10/10 puan verdi

Beğendi

Tarih öyle bir bilim alanıdır ki; yazılı kaynaklardan, günümüze ulaşan yapı ve buluntulardan olduğu kadar hikayelerden, mitolojilerden ve (malesef) her devrin toplumsal gerçeği olan siyasi iklimlerden de payını alarak ulaştırır yeni nesillere bilgiyi.. Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya -yeniden dönüş- macerası belki de (ithal ideolojik ellerce)

Son CelALİSelcan Taşçı · Galeati Yayıncılık · 201911 okunma

merih

02 Ocak 2020 19:08

336 syf.

10/10 puan verdi

Beğendi

5 günde okudu

Her ihmal pişmanlıktır sonuçta, ama keşke tek bir örnekle sınırlı kalabilseydi pişmanlıklarımız.. Adı olmayan ülke, adı olmayan şehir, adı olmayan insan... Adı olmayan ve tek bir kişi hariç herkesin görme yeteneğini kaybetmesi ile ortaya çıkan bireysel ve sonrasında toplumsal kaosun, zayıflıkları ile başbaşa bırakılan birkaç karakterde incelenen

KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104bin okunma

merih

27 Aralık 2019 19:59

115 syf.

Madem siyasi bir kitap okuduk..

Puan vermedi

12 saatte okudu

Yazar, başlarda genel olarak, siyasi rejimlerin, antik çağ düşünürlerinin demokrasi ile ilgili önermelerini bir alternatif yöntem olarak alıp, daha sonra 'yeterli' güce ulaşma hedeflerinde birer 'araç' haline getirmelerini, Toplumların, hedeflenen kitlesel sosyal dönüşümlerle bir 'silah'a evrilmesini nasıl

Tiranlık ÜzerineTimothy Snyder · Olvido Kitap · 2020711 okunma

Reklam

merih

26 Aralık 2019 10:39

208 syf.

10/10 puan verdi

Beğendi

3 günde okudu

Bu kitabı okuduğunuzda 'Mitoloji'ye dair zihinlerinizdeki 'gerçeklik' algısının yerinden oynayacağına emin olabilirsiniz. Evren ve yaratılış konusunda semavi dinlerde geçen ve birbirine oldukça benzeyen bilgilerin bu kitapta adı geçen uygarlıklara ait mitlerle ana temada örtüştüğünü görmek çok heyecanlandırıcı.. Yazarımız öncelikle mitoloji ile

Evren, Yaratılış ve Köken MitleriMahir Şanlı · Ötüken Neşriyat · 2019224 okunma

merih

08 Aralık 2019 20:16

112 syf.

Puan vermedi

3 saatte okudu

Victor Hugo'nun 26 yaşında yazarlık serüvenine başlarken seçtiği konu itibarı ile dönemin yaygın tutucu yapısına gösterdiği radikal tavır büyük bir cesaret örneği olarak değerlendirilebilir.. Yazar idamı 'suç ve adalet' ilişkisinden çıkarıp 'suç ve öç' bağlamında eleştirirken konuyu kendi içinde çözümsüz bir kısır döngüye mahkum etmiş bence. Mahkum psikolojisinin tarafından bakarak ceza ve idam sürecini uzun bir işkence dönemi gibi sunup haklı olmayı ummak, adalet kavramını gözardı ettiği izlenimi verebilir.. Bu açıdan bakıldığında suç eylemi nitelik olarak yaptırıma tabi sıradan bir 'hastalık' seviyesine indirgenip adaletin aşındırılmasına yol açabilir.. Yazar 'taraf' olarak ele aldığı konuyu kendi açısından teknik olarak çok başarılı ifade etmiş. Kitap, bir münazarada bir taraf için konuyu 'istisnasız her canlıya yaşam hakkı' başlığında sunulduğunda oldukça etkili olabilecek detaylarla dolu. Ama anlayışınıza sığınarak 'karşı tarafı' da dinlemek gerek derim ben. Teşekkürler :)

Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Nostaljik Yayınları · 2014120,7bin okunma

merih

07 Aralık 2019 16:11

496 syf.

Bu, 'Gecikmişin' son paragrafıydı..

Puan vermedi

Beğendi

3 günde okudu

Martin Eden henüz romanın ilk sayfasında sizi kendine 'taraftar' yaparak sizinle ilk duygusal bağı kuruyor.. Benzer yaşam kesitlerine genellikle bizim coğrafyafımızda kitap yazılan ve batının sanayi ve liman şehirlerinde pek de rastlanmayan 'ama sen fakirsin' sosyal duvarı ile tanışan Martin'in Ruth ile arasında kuracağı köprünün yapı taşlarını birer birer taşıdığı hikayede, okuyucuda yarattığı biraz da 'oryantalizm' kokan beklentiler sizi sonu merak edilen bir filmi izlediğiniz günlerinize götürecektir. Hikayesine denizcilik dışında bir şey bilmeyerek başlayan Martin, Ruth ile tek taraflı kurduğu duygusal karmaşada, liman kenarlarındaki sokak aralarından daha içerilere; sosyal çatışma nedenlerini sorgulayacağı sanayi arkası zenginliklerinin iki toplumlu şehirde oluşturduğu uçuruma felsefi bakışını keşfedeceği farklı tecrübeleri de deneyimleyerek çıktığı yolda kendini yeniden tanımlayacağı entellektüelizm sıralarında bulması, 'öğretilmiş' sosyal kuralları sorgulamamızı sağlıyor.. Martinin planlarına karşı denizin de ona hazırladığı plan vardı. İki plan arasında nefes alma nedeni olan aşkı Ruth ile başlayan ve yaşamı kendi yarış kulvarına taşıyan sistemi sorgulama dönemi.. Sistem o kadar çok 'Martin' doğuruyor ki, yarışçıların çok olduğu sokaklarda 'Ruth'a ulaşmanın bazen kazanımları oluyordu, bazen de bedeli.. Kendi payıma; düşündürerek okutan Martin Eden'i kitaplığımda iki yıl neden öylece beklettiğimi biraz sorgulamalıyım. İyi okumalar dilerim.. :)

Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201991,3bin okunma

merih

06 Aralık 2019 11:46

382 syf.

Belki de bir elma çekirdeğinde saklı tüm şifrelerimiz, kimbilir?

10/10 puan verdi

Beğendi

''Yüzlerini çevirdiler yasak ağacın meyvesine. O kadar özlemli, o kadar susamışlardı. Diğerlerine benzemiyordu bu gidiş, dönüşü yoktu. O hengâmede Âdem artık korkusuzdu. Bir adım attı Âdem, cennet titredi..' (Kitaptan alıntı) Belirsiz bir zamanın bilinen mekanında geçen hüzünlü hikayemiz böyle başlıyordu.. Bu kitabı, semavi dinlerin belki de tek ortak miti olan ve Adem'in bir anlık sürçmesi ile başlayan 'kavga'yı teoloji tarihinden çıkarıp edebiyat perspektifinde sunan birinci sınıf bir sanat eseri olarak tanımlayabilirim; hece hece okuyup, kelimelerin şiir taklaları attığı satırlarda gezinirken kendimi bu güzelliği okumakla ayrıcalıklı hissettiğim, harikulade bir anlatım zenginliği ile süslenmiş bir eser.. Bu kitaba her türlü inanç ritüelinden uzak, salt bir edebiyat eseri bağlamında baktığınızda, satır aralarını okurken kelimeleri yazar ile birlikte mırıldamaktan kendinizi alamayacağınız bir yolculuk olarak düşünün. Habil ile Kabil'in şahsında kurulan ve süregelen iyi-kötü ikilemini.. Adem ile Havva ilişkisinden betimlenerek günümüze aktarılmış aşk-sadakat denklemini.. Adem'in 'yükü'nü, Havva'nın fedakarlığını.. 'Habil sadakati' ile 'Kabil nöronlarının' 'kavga'yı günümüze taşıyacak olan yolda yolcusu hiç eksilmeyecek duraklarını soluksuz okuyacağınız bir yolculuk. Şiir seversiniz değil mi? Hikayemizi bir de böyle okuyun derim..

Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202112,3bin okunma

merih

05 Aralık 2019 14:22

266 syf.